19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Erdoğan yine CHP'ye çattı

Başbakan Erdoğan 1 Mayıs olaylarıyla ilgili, "Üniformalı militanlar bu medyaya göre, 'çiçek çocukları' ama polis faşist. Polisin gazı sadece göz yaşartır ama CHP'nin gazı zehirler" dedi.

Başbakan Erdoğan, Kızılcahamam'da AK Parti İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda konuştu.

Erdoğan, "Başbakan Yardımcısı olduğun dönemde İmralı ile müzakereler yapıldı. Bu bölücülük müdür? Bizi pazarlık yapmakla suçlayan Bahçeli'ye soruyorum: Biz hiçbir pazarlığın içinde değiliz. Peki o dönem siz hangi pazarlığı yaptınız" diye konuştu.

Başbakan şöyle devam etti:

"Terörün sona ermesi için terör örgütünün elebaşılarıyla ilk temas, aslında merhum Turgut Özal zamanında gerçekleşiyor ama malum, tam bu süreçte, Turgut Özal hayatını kaybediyor. Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun, merhum Erbakan Hocamızın başbakanlığında, 54'üncü Hükümet döneminde aynı şekilde, temas yoluyla terörü sonlandırma çalışmaları yapılıyor, İmralı'nın mektuplarında bu süreci de görüyoruz. Ancak 28 Şubat müdahalesi, bu süreci de akamete uğratıyor. Bunların ardından 56 ve 57'nci hükümetler döneminde, terörü sonlandırmak için İmralı ile görüşmeler yapılıyor."

Erdoğan, "Bu ülkede terör, hiçbir zaman sadece terör olmadı. Millete bugüne kadar hep terörü gösterdiler. Millete bugüne kadar hep terörün kanlı yüzünü gösterdiler. Terör üzerinden milleti tedip etmek, milleti dizayn etmek, siyasete yön vermek istediler. Bugün, biz de aziz milletimiz de artık buna 'dur' diyoruz. Terörü konuşacağız, terörün kanlı yüzünü görecek ve göstereceğiz, terörle amansız şekilde, kesintisiz şekilde mücadele edeceğiz. Ama artık terörü doğuran sebepleri de konuşacağız. Artık kara delikleri de konuşacağız. Artık soru işaretlerine cevaplar arayacağız" diye konuştu.

"Devlet Bahçeli ile İşçi Partisi birleşti"

Başbakan şöyle konuştu:

"Ortak çıkarlar, ortak rantlar, en sağ uçtaki Devlet Bahçeli ile en sol uçtaki İşçi Partisi'ni bir araya getirdi, birleştirdi, kucaklaştırdı. Bayramınız kutlu olsun. Kim derdi ki yıllarca sağda, merkezde siyaset yapanlarla merhum Adnan Menderes'in mirası üzerine oturanlarla, merhum Menderes'i idama gönderen CHP bir araya gelecek? Ama ortak çıkarlar, işte bu uçları, emekli siyasetçilerle CHP'yi, emekli siyasetçilerle İşçi Partisi'ni aynı safta, bir tespihin taneleri gibi dizilmiş halde buluşturdu, kucaklaştırdı.

Türkiye genelinde, Akil İnsanlar Heyetine karşı yapılan eylemlerin tamamının fotoğrafları, görüntüleri elimizde. İşçi Partisi ile bir avuç sözde MHP'linin nasıl yan yana olduğu çok net görülüyor. TGB yöneticileriyle MHP il başkanlarının nasıl yan yana fotoğraf karesi içinde yer aldıkları çok net görülüyor. MHP Genel Başkanı, bize hakaret edeceği, bize iftira atacağı yerde gitsin, MHP tabanına bu durumu eğer izah edebiliyorsa izah etsin.

Bir aydır sahada faaliyet gösteren Akil İnsanlar Heyetine karşı, Türkiye'nin tamamında yapılan eylemlere katılan kişi sayısı ne biliyor musunuz? Rakam veriyorum size; 4 bin 980 kişi. Ağırlıkla MHP'lilerden ve İşçi Partili'lerden oluşan, çoğu eylemde de aynı kişilerin sahnede yer aldığını görüyoruz. 76 milyon içinde, sadece 4 bin 980 kişi eylem yapıyor ama bizde öyle bir medya var ki olayları öyle aktarıyorlar ki haberlere baktığınızda, sanki bütün şehir ayakta öyle gösteriyorlar. Biraz önce bahsettiğim o tezgahta, malum medya kuruluşları da var. Onlar da bu tezgaha karınca kararınca nifak suyu taşıyorlar."

1 Mayıs olayları

Başbakan Erdoğan, "Ellerinde sapan olan, ellerinde demir bilyeler olan, maskeli, üniformalı militanlar, bumedyaya göre 'çiçek çocukları', ama bu medyaya göre, polis, güvenlik kuvvetlerifaşist. Gazdan etkilenen militanlar mazlum, kafasına taş isabet ederek yaralanan polis faşist. Belli işçi örgütlerinin, belli medya kuruluşlarının, huzur ve barış ortamını sabote edercesine nasıl çatışmaları körüklediğine defalarca şahit olduk.Şimdi CHP, 1 Mayıs'ın öncesinde ve sonrasında, tüm o marjinal gruplara sürekli gaz verdi, tüm o marjinal gruplara hatırlatıyorum; polis'in gazı sadece gözyaşartır ama CHP'nin gazı, dikkat edin, zehirler" dedi.

"Miting alanı neresi gösterilirse orada yapmak zorundasın"-

Taksim'in 1 Mayıs 1977'de yaşanan olaylardan dolayı kendileri için anlamlı olduğunu belirten sendikacıların, "Bu alanda biz bu mitingi yapacağız" dediklerini anlatan Erdoğan, kendisinin, "Öyle şey yok. Hayır yapamazsınız. Buna müsaade edemeyiz. Sizin derdiniz üzüm yemek mi bağcıyı dövmek mi? Bu imkanları
hazırlayan biziz. Size verdik" sözleri üzerine sendikacıların Taksim'de miting yapmaktaki ısrarları dile getirdiklerini söyledi.

Başbakan Erdoğan, Taksim'de ısrar edenlere, "21,5 milyon oya sahip bir parti olarak ben mitingimi Kazlıçeşme'de yapıyorum da, çünkü devlet bana orayı gösteriyor, sen niye gidip mitingini orada yapmıyorsun" diye sorduğunu ve "Buranın bizim için anlamı var" cevabını aldığını anlattı.

Geçmişte kendisinin de Taksim, Sultanahmet ve Beyazıt meydanlarında miting düzenlediğini belirten Erdoğan, "Şimdi Sultanahmet, Beyazıt meydanlarında miting var mı? Hayır, yok. Yarın belki Taksim Meydanı'nda da miting olmayacak. Sen şimdi Taksim Meydanı miting alanı olmaktan çıkarılırsa 'illa ben gidip orada miting yapacağım' diyebilir misin? Hayır, diyemezsin. Burası bir hukuk devletidir. Sana miting alanı olarak neresi gösterilirse gidip mitingini orada yapmak zorundasın. Hukuk devleti bunu gerektirir" diye konuştu.

"Dövemeyeceksiniz, kusura bakmayın"

Erdoğan, İstanbul Yenikapı'da ve Anadolu yakasında 750 bin ve 1 milyon kişi kapasiteli birer miting alanı yapıldığını, bunlar tamamlandıktan sonra Kadıköy'de miting düzenlenemeyeceğini açıkladı. Erdoğan, "Çünkü orada da hemen bir savrulma başladığı zaman bütün esnafın cam çerçeve ne var ne yok kırılıp dökülüyor. Öbür taraftan hayat duruyor" dedi.

Taksim'deki olaylar sebebiyle 'İstanbul'da hayat durdu' yorumları yapıldığını hatırlatan Erdoğan, göstericilerin Taksim'e girme ısrarı sebebiyle bu civarda toplu taşıma hizmetlerinin aksadığını söyledi.

Başbakan Erdoğan, "Bunlardan arındırılmış bir alan planlandığı zaman gidersin, mesele üzüm yemekse bu dev alanlarda mitingini yapar, kimseyi de rahatsız etmeden mesajlarını orada verirsin. Ama dert bu değil. Dert, bağcıyı dövmek. Şimdi de bağcı, AK Parti. O, onların ideallerine, onların ideolojilerine ters. O ideolojiye ters olduğu için biz AK Parti'yi nasıl döveriz' derdi bu. Ama dövemeyeceksiniz, kusura bakmayın. Çünkü millet, AK Parti'nin yanında. Millet, kimin ne olduğunu biliyor" değerlendirmesinde bulundu.

"Yatırımlara ağırlık vereceğiz"

"3 Kasım'da iktidara gelirken, yeni ve tertemiz bir sayfa açacağımızı vaad etmiştik, sözümüzün arkasında durduk, siyasette yeni, temiz, insan odaklı, millet odaklı bir anlayışı Türkiye'ye egemen kıldık" diyen Başbakan, "Türkiye için hiç tartışmasız, artık yeni bir sayfa açılmış, yeni bir ufkun kapıları ardına kadar aralanmıştır" ifadelerini kullandı.

Erdoğan, "Geride bıraktığımız 10,5 yıl, sorunların çözümü, reformların önündeki engellerin kaldırılması için mesai sarf ettiğimiz bir süreçti. Şu anda, yeni dönemde, artık sosyal restorasyona daha fazla yoğunlaşacak, detaylar üzerinde çok daha fazla çalışacak, Türkiye'nin şahlanışına ivme kazandıracak reformlara ve yatırımlara ağırlık vereceğiz" şeklinde konuştu.

Çözüm süreci ve Akil İnsanların temasları

Erdoğan, çözüm sürecine de değinerek, Türkiye'nin köklü sorunlarını çözme politikalarına karşı daha önce de karşı girişimler olduğunu vurguladı.

"Biz bu tezgahı 10,5 yıl boyunca defalarca gördük" diyen Başbakan Erdoğan, bu tezgahı, müdahale senaryolarında, müdahale girişimlerinde, AK Parti'nin kapatılma davasında, cumhurbaşkanı seçilme sürecinde, Danıştaya yapılan saldırıda, 22 Temmuz seçimlerinde, halk oylamasında, son seçimlerde gördüklerini söyledi.

Kendilerine karşı kurulan bu tezgahın, Kahramanmaraş, Çorum, Sivas, Gaziosmanpaşa ve Taksim Meydanı'ndaki tezgahla aynı olduğuna işaret eden Erdoğan, "Bu tezgah ve bu tezgahın sahipleri, terör üzerinden kan ticareti yapılan, gençlerin canının alınıp satıldığı tezgahla o tezgahın sahipleriyle aynıdır, aynı kişilerdir, aynı gruplardır. Şu anda, çözüm sürecine karşı gösterilen direnci, Akil İnsanlar Heyetine karşı yapılan eylemleri dikkatle izleyin. Bunlar çok büyük gruplar değil" diye konuştu.

Statükonun elinde kalan tek sığınağın terör olduğuna dikkati çeken Başbakan Erdoğan, "Statüko partilerinin artık tek dayanağı vardır o da terördür. CHP'nin, MHP'nin, diğerlerinin ayakta durabilmek için tutunabilecekleri tek dal vardır, terördür. Geçmişte merhum Özal'ın merhum Erbakan'ın çabaları nasıl engellendiyse 1999 süreci nası engellendiyse bugün de bu süreç aynı tezgahla engellenmek isteniyor. Biz bu tezgahı, bu tuzağı, bu oyunu bozarız ve bozuyoruz" ifadelerini kullandı.

İrşad Encümeni

Erdoğan, çözüm sürecini, halka anlatmak için farklı kesimlerden 63 isim belirlediklerini, bu kişilerin, Akil İnsanlar Heyeti adı altında, 7 coğrafi bölgede 1 aydır çalıştığını belirtti. Akil İnsanlar Heyetinin içinde, akademisyenler, sanat, spor, siyaset, medya camiasından temsilciler bulunduğunu kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Özellikle de terör konusunda gerçekten muzdarip olan bu insanlar, 'Biz elimizi değil vücudumuzu bu taşın altına, bu terör belası denilen taşın altına koyuyoruz' dediler. 'Türkiye'nin 81 vilayetini dolaşmaya varız' dediler. Bu insanlar bu yola çıktı. Ben, ülkemiz halkının misafirperverliğinden zerre şüphe etmiyorum. Onlar misafirperverliğini zaten her yerde yapıyorlar ama MHP gibi, bu aşırı sol güçler gibi bunlar bir araya gelmek suretiyle 'nasıl provoke ederiz', bunun gayreti içindeler.

Akil İnsanlar Heyeti teşekkül ederken, bazı densizler, bazı kendini bilmezler, bu heyeti, Kurtuluş Savaşımız sırasında oluşturulan Heyeti Nasiha'ya benzetme gafletinde bulundular. Heyeti Nasiha'yı hatırlayanlar ve hatırlatanlar, yine Kurtuluş Savaşı sırasında teşekkül eden İrşad Encümeni'ni ya hatırlamadılar ya da hatırladılar ama işlerine gelmedi. TBMM'nin 23 Nisan 1920'de açılışının hemen ardından 27 Nisan 1920'de Bursa Mebusu Şeyh Servet Efendi, İrşad Encümeni ile ilgili önergesini Meclis'e verdi. Heyeti Nasiha'nın ve işgal kuvvetlerinin, halk üzerindeki yanlış propagandasını kırmak, halka doğruları anlatmak, halka istiklal mücadelemizi, kardeşlik mücadelemizi anlatmak üzere İrşad Heyeti kuruldu ve çalışmalara başladı."

Akil İnsanlar Heyeti ile toplantı

Akil İnsanlar Heyetinin de İrşad Encümeni gibi sadece gerçekleri anlatmak, doğruları aktarmak, kardeşliği pekiştirmek için çok başarılı faaliyetler yürüttüğünü vurgulayan Erdoğan, heyetteki başkan, başkanvekili ve sekreterlerle 9 Mayıs Perşembe İstanbul'da bir araya gelerek, bir aylık süreci ele alacaklarını ve sürecin yol haritasını değerlendireceklerini bildirdi.

Bir aydır sahada faaliyet gösteren Akil İnsanlar Heyetine karşı, Türkiye'nin tamamında yapılan eylemlere katılan kişi sayısının 4 bin 980 kişi olduğunu açıklayan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Ağırlıkla MHP'lilerden ve İşçi Partililerden oluşan, çoğu eylemde de aynı kişilerin sahnede yer aldığını görüyoruz. 4 bin 980 kişi. 76 milyon içinde sadece 4 bin 980 kişi eylem yapıyor. Ama bizde öyle bir medya var ki olayları öyle aktarıyorlar ki haberlere baktığınızda, bütün şehir ayakta. Öyle gösteriyorlar. Ondan sonra 'sizin hassasiyetiniz niye yok' deyince... Bir araya
gelip konuştuğumuzda, 'bize ne görev düşüyorsa biz de varız' diyorlar. Bunu söyleyeme gerek yok ki. Bu zaten bilinen bir şey. Üzerinize düzen görevi siz, yapmalısınız. Biraz önce bahsettiğim o tezgahta, malum medya kuruluşları da var.

Onlar da bu tezgaha karınca kararınca nifak suyu taşıyorlar. Onların da safları belli. Akil İnsanlar Heyeti bir şehre gidiyor, 30 kişi, 40 kişi eylem yapıyor, olayı, sanki tüm şehir bunların karşısına dikilmiş gibi lanse ediyorlar. Kamera oyunlarını biliriz, kamera şakalarını da biliriz. Oynanan oyun bu."

Erdoğan şöyle devam etti:

"Kardeşler arasında hesaplaşma olmaz, kardeşler arasında helalleşme olur. Bu topraklar üzerinde acıyı hep birlikte yaşadık, şimdi o acıyı hep birlikte bala dönüştüreceğiz. Göreve geldiğimizden beri bu ülkede siyasi Kürtçülüğü de reddediyoruz, biz bu ülkede siyasi Türkçülüğü de reddediyoruz, biz bu ülkede siyasi Lazcılığı
da siyasi Gürcülüğü de Abazacılığı da şuculuğu da buculuğu da reddediyoruz.

Sayın Kılıçdaroğlu sen neden bahsediyorsun? Sen önce bu ülkede bugüne kadar tek millet diyemedin, tek bayrak diyemedin, tek vatan diyemedin, tek devlet diyemedin. Biz, bunu her yerde dedik. Hamdolsun Bahçeli demeye başladı, güzel gelişmeler oluyor, ona sevindim.

Tüm dini guruplar bizim güvencemiz altındadır. Hepsi ibadetini güvencemiz altında yapar, hepsine eşit mesafedeyiz. Büyük bir devlet, büyük bir millet olmanın gereğini yerine getiriyoruz."

"Çözüm sürecine destek artıyor"

"Yaptığımız anketlerde çözüm sürecine destek yüzde 58'den hamdolsun 70'e tırmanmış durumda. CHP ve MHP'ye oy vereceğini söyleyen vatandaşlarımızın dahi çözüm sürecine desteklerinin yüzde 40 ile 50 arasında olduğunu görüyoruz" diyen Başbakan, "(Akil İnsanlar Heyeti) Malum medya kuruluşlarının art niyetli haberlerinin aksine, çözüm sürecine çok büyük katkı sunuyorlar" ifadelerini kullandı.

Erdoğan ayrıca, "İç Anadolu Heyeti, CHP'den süreci anlatmak için randevu istemiş ama CHP Genel Başkanı kabul etmemiş. Şimdi hem bilmiyorum diye sağda solda feryat figan dolaşıyorsun hem de öğrenmek için en küçük bir gayret göstermiyorsun. Çözüm süreci, bir pazarlık, bir al-ver süreci asla ve asla değildir. Çözüm süreci, bir taviz, bir geri adım atma süreci asla değildir" şeklinde konuştu.

Başbakan erdoğan, "Biz, kan dursun, ölümler dursun diye çırpınırken, kan aksın, gençler ölsün, anneler, babalar ağlasın diye direnenler, bunun hesabını iki cihanda veremez" dedi.

CNN TÜRK
Yayın Tarihi : 4 Mayıs 2013 Cumartesi 15:50:17
Güncelleme :4 Mayıs 2013 Cumartesi 15:54:01


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?