27
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

Erdoğan'dan flaş açıklama

Çözüm sürecini değerlendiren Başbakan Erdoğan, ''Savaş baronları ve oy avcıları boşuna çırpınıyorlar. Bu ülkenin, bu milletin kutlu yürüyüşünü engelleyemeyecekler'' dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Balıkesir'deki temasları çerçevesinde sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi.

Çözüm sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, şunları kaydetti:
''10 yıl içinde terör meselesini çözmek için her adım attığımızda karşımıza engeller çıktı. Ne zaman adım atsak, karşımızda duvarlar örüldü. Ne zaman bir girişimde bulunsak, karşımızda hendekler bulundu. Ne zaman harekete geçsek, karşımızda provokasyonlar, tahrikler, sabotajlar bulundu. Bunların hiçbiri bizi yıldırmadı. Ne önümüze örülen duvarlar, ne kazılan hendekler, ne provokasyonlar, ne sabotajlar bizi yolumuzdan çevirmedi. Biz, 'bu işi inşallah çözeceğiz' dedik, Bizden önce, terörün Türkiye'nin üzerine karabasan gibi çöktüğü 20 yıl boyunca maalesef bu meselenin önüne cesaretle, kararlılıkla en önemlisi de samimiyetle gidilmedi.''

MHP'ye eleştiri

Muhalefet partilerinin çözüm sürecine yönelik politikalarını eleştiren Erdoğan, MHP'nin tavrına da değindi. Erdoğan, ''Çözüm adına hiçbir şey zaten kendilerinde söz konusu değil. Bol bol hakaret etsin, küfretsin. Bundan öte bir şey yok. Onun tek çözümü bu. CHP randevu ister vermez, AK Parti randevu ister vermez. Arkadaş sen neyin partisisin. Bir araya gelip oturmaktan bu kadar kaçınan bu kadar çekinen bir siyasi parti bu ülkede niye var. Konuşmayacaksak niye var? Üç kez ben randevu istedim vermedi. Bulunmaz Hint kumaşı mısın? Ben milletim adına istiyorum, şahsım adına değil'' diye konuştu.

İmralı'ya ben koymadım

Başbakan Erdoğan, ''Bebek katili ile bir araya gelmek'' ifadesinin kullanıldığını belirterek, şöyle devam etti:

''Şu anda eğer benim istihbarat teşkilatım bu tür görüşmeleri yapıyorsa siz niçin bundan rahatsız oluyorsunuz? Eğer orada bir çözüm umudu varsa biz bunu ararız arkadaşlar. Birilerine rağmen ararız çünkü biz bu ülkede anaların gözyaşı dinsin istiyoruz, bu akan kan dursun istiyoruz, bunun için bu adımları atıyoruz. Aksi takdirde bunu durduramazsınız, bu olabilir, şu olabilir hepsi.
Şu anda bu işin kanatları belli, İmralı'ya ben getirip koymadım onu. İmralı'ya da geçmişte sol, MHP biliyorsunuz liberal bunların ortaklaşa hükümetinde geldi yerleştirildi. İsabetli de olmuştur belki bir 'F' tipi cezaevinde olsa her gün oralarda binlerce insan belki gösteri yapacaktı. Attıkları adım isabetli de olabilir. Şu anda İmralı'da niye görüşmeler yapılıyor? Veya birileri ile niye görüştürülüyor? Bakın biz şu anda avukatları ile görüştürmüyoruz, niye; yalan yanlış haber getirip taşıdıkları için ama ailesi ile hakkı olan bir çerçevede görüşmesini yaptırıyoruz. Bunların da bize ulusal ve uluslararası çerçevede bir şeyler kazandırdığına da inanıyoruz. Buradan eğer bir çıkış olacaksa biz bu çıkış yolunu şu anda deniyoruz, deneriz ve bundan da yılmayız ve birilerine rağmen de bunu ertelemeyiz.''

Oy avcıları boşuna çırpınıyorlar

Erdoğan, ''Felaket tellalları, savaş baronları, karamsarlar, kötümserler, oy avcıları boşuna çırpınıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar, bu ülkenin, bu milletin kutlu yürüyüşünü engelleyemeyecekler. Biz Allah'ın izniyle, sizinle birlikte inşallah bu sorunu çözecek, Türkiye'nin ayağındaki bu prangayı söküp atacak, geleceğe çok daha farklı şekilde yürümeye devam edeceğiz. Annelerin ağladığı bir ülke hiçbir şekilde bayındır bir ülke olmaz, olamaz. Annelerin ağıdını durduracak, Allah'ın izniyle o annelerin hayır dualarıyla inşallah 2023'e çok farklı şekilde gireceğiz'' dedi.

"Genel af olmayacak"

Genel af çıkacak mı. Kardeşim sen bizi hiç dinlemiyorsun demek ki. Biz bir genel affın olamayacağını defaatle ifade ettik. Ben bunu bizzat ifade ettim. Bir insanı öldürenin af yetkisini ben kendimde bulamam dedim. Ben bu ifadeyi kullandım diye ana muhalefet “şeriat getirmek istiyorlar” dedi. 

Bununla ilgili çalışma yapmak gerekiyorsa bunu da yapmak durumundayız. Devlet kendisine karşı işlenen suçları affedebilir ama kişiye karşı bir af hakkı maktulün yakınlarınındır.

Ben buna böyle bakıyorum.

İşte geçenlerde bir bayanı 8 yerinden bıçaklıyor mahkemeye gidiyor sonra yargı bunu serbest bırakıyor. Ben bunu anlamakta zorlanıyorum. 'Bu nasıl adalettir' sorusunu ben kendime soruyorum. Adalet Bakanı’ma söyledim. Bu işin üzerine nasıl gideceksek gidelim

 

AA
Yayın Tarihi : 3 Mart 2013 Pazar 14:45:57
Güncelleme :4 Mart 2013 Pazartesi 15:15:38


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
YAŞAR KARABAKLA IP: 88.228.207.xxx Tarih : 3.03.2013 19:34:19

 Türkiye Cumhuriyeti 57. Hükümeti

, 5. Ecevit Hükümeti (28 Mayıs1999 - 18 Kasım 2002)
DSP Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Bülent Ecevit'in Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından 3 Mayıs 1999 tarihinde görevlendirilerek MHP ve ANAP ile kurduğu koalisyon hükümeti.
28 Mayıs 1999 tarihinde Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından onaylanan hükümet, 9 Haziran 1999 tarihinde TBMM'den güvenoyu aldı.

18 Nisan 1999 genel seçimlerinden 1. parti olarak çıkan DSP tek başına Hükümet kuracak çoğunluğa sahip olmadığı için koalisyon kurma zorunluluğu doğmuştur. En fazla sandalyeye sahip partinin genel başkanı sıfatı ile 3 Mayıs 1999 Cumhurbaşkanı'ndan Hükümeti kurma görevi alan Bülent Ecevit MHP ve ANAP ile görüşmelerde bulunarak bir koalisyon Hükümeti kurma girişimlerine başlamıştır.
DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, ikinci parti MHP'nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve dördüncü parti ANAP'ın Genel Başkanı Mesut Yılmaz arasında 28 Mayıs 1999 tarihinde imzalanan 57. Cumhuriyet Hükümeti Koalisyon Protokolü ile 57. Hükümet kurulmuştur.
Bu koalisyonun en önemli özelliği ise bir araya gelmesi tahmin bile edilmeyen DSP ile MHP’nin ilk kez bir koalisyon kurmasıdır.


Koalisyon Protokolünde;
Milletimiz, bu tercihi ile, siyasi hayatımıza istikrarsızlık, çatışma ve kutuplaşma yerine, hoşgörü, uzlaşma ve işbirliği ortamının hakim olarak ülke sorunlarına istikrar içinde çözüm üretilmesini arzuladığını göstermiştir. Bu anlayıştan yola çıkan Demokratik Sol Parti, Milliyetçi Hareket Partisi ve Anavatan Partisi, 57. Cumhuriyet Hükümeti’ni oluşturmak suretiyle, ülke sorunlarına çözüm üretme görev ve sorumluluğunu birlikte üstlenerek bir ‘uzlaşma ve atılım hükümeti’ olarak çalışmaya karar vermişlerdir denilmiştir


ali veli IP: 188.193.10.xxx Tarih : 3.03.2013 16:48:18

hizbullahcilar veya pkk lilar in öldürdükleri neydi o ölenler insan degilmiydi ama simdi onlari öldürenler disarida geziyorlar onlarin neden af ettiniz


YAŞAR KARABAKLA IP: 88.228.207.xxx Tarih : 3.03.2013 19:31:15

ÖCALANIN YAKALANIŞI 15 ŞUBAT 1999

SEÇİM 18 NİSAN 1999

YANİ MHP MECLİSE 18 NİSAN DA ÖACALANIN GETİRİLİŞİNDEN İMRALIYA KONUŞMASINDAN İKİ AY SONRA GİRDİ

VE RAHŞAN SÖYLEMLERİ PARTİLER İÇİ MUHALEFETLER SONUCU 28 MAYIS 1999 DA DSP MHP ANAP HÜKÜMETİ ANCAK KURULDU.

28 MAYIS 1999 DAN SONRA MHP HÜKÜMETTE(18 NİSANDAN SONRA MECLİSTE 28 MAYISTAN SONRA HÜKÜMETTE)

ARTIK İNSAF ET YALAN SÖYLEME DE HALKA DOĞRU SÖYLE BE ADAM. ÖCALANIN NE YAKALANIŞINDA NE GETİRİLİŞİNDE NE DE İMRALIYA KONUŞUNDA NE MHP NİN ADI NE KENDİSİ MECLİSTE YOK . YUKARDA VERDİĞİM TARİHLERİ HERKES KONTROL ETSİN TEK KELİME HATAM YOK.


fatih IP: 188.3.84.xxx Tarih : 3.03.2013 23:20:19

iyi de sayın başbakan ben söz verdim diyorsunuzda bugüne kadar ne söylediyseniz ne hikmetse hep tersini yaptınız mhp li degilim ama bu ülkede çogunlugu türk  olan bi ülkede türklügü ayaklar altına alma hatsizligini yaptınız pkk ile görüşen şerefsiz dediniz mit müştesarı hakkında yargı soruşturma açınca ben gönderdim dediniz başbakan yardımıcınız arınç denen adamın her iki lafından birisi yalan terörle görüşüyormusunuz diye soran basın mensubuna 2009 da biz terörislerle görüşün şerefsiz ve namussuzlardan degiliz diyor imralı görüşmeleri sırasında 4-5 yıldır görüşmelerimiz devam ediyor diyerek kendini  ilan ediyor hazmettire hazmettire halledecez diyen siz degilmisiniz neyi hazmetcez ülkenin bölünmesinimi yoksa eyalet sisteminimi yoksa başkanlık sistemiyle orantılı eyalet tabi buügün için geleçekde oy ile bölünme yolunumu açacaksınız hatayın türkiyeye katılışı gibi yok sa BOP projesinin eş başkanıyım dediklerinize mi inanalım yoksa bugünki dediklerinizemi ulus devlet ve ünüter devlet anlayışı dünyada kalmadı bundan vaz geçilmeli diyen siz degilmisiniz sayın başbakan bu ülkeyi bölmek veya eyalet sisteminin önünü açma cabanız dan kaynaklanmıyormu yoksa bizmi yanlış anlıyoruz sözlerinizden mhp veya chp veya vatandaş olarak biz hangi recep tayyip erdogana inanacaz siz söyleyin biz inanalım yanlız şunu unutmayın burası oyun oynanacak ne suriye ,ne ırak, ne libya,ne iran burası türkiye cumhuriyeti herkez ona göre davranmasını bilmeli makamı mevkisi ne olursa olsun bu ülkede kürt başbakan,cumhur başkanı ,milletvekili ,bugün yarısından fazlası olmakkaydıyla bakan vali ,kaymakam,öretmen,hakim savcı ,general v.b. makamlara gelen kürt kardeşlerimiz oldu ve olacak çünki onlar bu ülkede yaşıyan yurttaşlarımızdır asli unsurlardan biridir bir türk olarak hep böyle düşündük ama ayrılık düşüneninde yerin sizin bop eş başkanı oldugunuz kuzey ıraktır siz söylemlerinizle uygulamalarınızı aynı seviyede götürürseniz belki ozaman vatandaş olarak siyasi partiler olarak size inanılır ve desdek verilir ama bugünki gibi birgün a öbürgün b diye zıt ifadeler kullanırsanız kimse size inanmaz ve güvenmez