19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Ermenilerden Paris Konsolosluğu'na dava

Fransa’da faaliyet gösteren ’Ermeni Davasını Savunma Komitesi’nin (CDCA), gerçekleştiği iddia edilen Ermeni soykırımını internet sitesinde reddettiği gerekçesiyle Türkiye’nin Paris Başkonsolosluğu aleyhine dava açtı.

CDCA’nin internet sitesinden yapılan açıklamada, Türkiye’nin Paris Başkonsolosluğu’nun internet sitesinde, Ermeni soykırımının inkar edilmesine yönelik Fransız halkına yayın yapıldığı gerekçesiyle dava açıldığı bildirildi.

CDCA’nın yaptığı başvuruda, Türk Konsolosluğu’nun mahkum olmasını talep ettiği ve yine konsolosluğun internet sitesinin iptal edilmesini istediği belirtildi.

Sözde soykırımın reddedilmesine tepki

Fransa’da ana muhalefet konumundaki Sosyalist Parti üyesi bir milletvekili, Meclis’e geçen aylarda sunduğu bir yasa teklifinde, Ermeni soykırımı iddiasının reddedilmesinin yasalarca suç sayılmasını talep etmişti.

Fransa Parlamentosu’nda Ermeni soykırımının tanınması Paris ve Ankara arasındaki diplomatik ilişkilerde gerginlik yaratmıştı.
PARİS
Yayın Tarihi : 10 Temmuz 2004 Cumartesi 11:55:38


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Günay Tulun IP: 62.248.72.xxx Tarih : 10.07.2004 16:11:03
Birincisi Fransızlar'ın yaptığı insan haklarına aykırı.Devlet eliyle düşünce ve ifade özgürlüğüne karşı terörist bir baskıdan başka bir şey değil bu eylem.Biz onların yaptıkları insanlık dışı davranışlara alıştık.Aslında Fransızların dünyada mevcut ne kadar ülke varsa hepsinin en azından başkentlerine bir "Mezalim Anıtı" yaptırtması ve bu anıta şu sözleri yazdırtması gerekir. "Türkler'in kendilerinden saydığı büyük sevgi ve saygı gösterdiği Ermeniler'i kışkırtıp birer ölüm makinesi haline getirttiğimiz,onbinlerce Türk'ün kanına girdiğimiz,Türkler'in soykırıma uğratılması için her türlü kötülüğü yaptığımız, sonra da Ermeniler'le elele tutuşup Türkler soykırım yapıyor,imdat,ey dünya koşun diye insanları kandırdığımız için biz Fransız Milleti olarak;iftira attığımız,soykırıma uğrattığımız Türkler, birer cani yaptığımız o devirdeki Ermeniler ve yalanlarımızla kin makinesi haline getirdiğimiz bugünkü Ermeniler'den özür diliyoruz.Maalesef bu tür davranış bizim iliklerimize işlemiş.Böyle şeyleri sürekli yapmakla ünlü milletlerden biri olduğumuz herkesin malûmu.Sömürgelerimizde,en son Cezayir'de de duramamış, benzer işlere soyunmuştuk.Paraşütçülerin Katliamı halâ aklınızdadır.Biz kendimizin ve atalarımızın yaptıkları insanlık dışı her şey için tüm insanlıktan ve yaratıcımız Allah'tan afdiliyoruz." İkincisi Ermeniler.O kadar açıkça yalan söylüyorlar ki... Çok uzun yıllar önce Adana-İstanbul treninde çok yaşlı bir amcayı ağlarken görmüştüm.Çocuktuk,üç kardeş yanına sokulup sorduk.Amca niye ağlıyorsun? Yüksek bir rampayı çıkmakta olduğu için hayli yavaş giden trenin penceresinden az ötedeki isli tuğla bir yapıyı gösterdi bize. "Çocuklar; Ermeniler burada annemi,babamı, kardeşlerimi,nişanlımı,akraba ve arkadaşlarımı yaktı.Bu yarım kalmış bina ağzına kadar insanla doluydu.Sonra üstlerine gaz döküp hepsini yaktılar.Devran döndü ,sıra bize geldi.Ogün biz de onları aynı binaya soktuk.Soktuk ama bir şey yapamadan serbest bıraktık hepsini.Çünki onlar; komşumuz,bayramlarda elini öptüğümüz amca,teyze ve ağabeylerimizdi.Yemeğimizi paylaştığımız,kardeş bildiğimiz,beraber büyüdüğümüz insanlardı.Biz ağladık,onlar da ağladı ogün.Hiçbiri yüzümüze bakamadı aylarca.Sonra yaptıklarından utanarak sessizce kimi Suriye taraflarına kimi de Fransa'ya gitti." Kelimesi kelimesine aynı olmasa bile anlattıkları özetle buydu. Erzurum da kaldığımız 1950'li yıllarda da; Ermeniler'in yaptığı katliamı,yok olan köyleri,süngülenen hamileleri,kesilen bebeleri çok dinlemiştik.Bir insanı bu kadar hain olmaya iten ne acaba? Hem de şiirlerde "Ya sen İslâm ol Ahçik,Ya ben olam Ermeni" deyip kız alıp verdiğin canları... Rahmetli babam da doğudan Trakya'ya göç ederken çetelerin saldırıları altında insanların kaybolduğu ölüm dolu bir yolculuğu anlatmıştı bize... Üçüncüsü bizler.Başta parlamentomuz olmak üzere konuyu doğru esaslar çerçevesinde ele almıyoruz.Ben olsam her ilin en çok ziyaret edilen semtine "Ermeni katillerin yaptıkları soykırımın" anıtlarını dikerdim.Tıpkı onların dev anıtlarında sürekli anma günleri,dini ayinler düzenledikleri gibi; ben de anma günleri yapar, büyükelçileri,elçileri,basını,TV'yi davet eder, dünyaya yayın yapardım.Maksat onlar gibi gelecek nesillere düşmanlığı aktarmak değil.En başta onların sonra dünyanın dikkatini çekip gerçeklere ulaşmalarını sağlayabilmek için.Osmanlı Arşivleri o kadar gerçek ve tarafsız ki.Her şey açık açık yer alıyor orada.Araştırmak,gerçeği iftiralardan koparıp ayırmak isteyenler için durduğu yerden "Gel,buradayım" diye çağrı yapıyor arşivler. Ermeniler o kadar hayâsızca yalan söylüyorlar ki.Rus müzelerinde bulunan,bolşevik isyanının sonucunu tasvir eden kafataslarından oluşan bir hayalî yığını gösterir tabloyu bile "Türkler'in kestikleri Ermeniler'in başından yaptıkları tepe" diye ilân edip durdular yıllarca.En başta Yunan ve Fransızlar olmak üzere bir çok millet de bu masalı yayma konusunda onlarla birlikte oldu. Hakikat ortaya çıkınca da bir Allah'ın kulu çıkıp bu ne yüzsüzlük,utandık,Türkler'den özür diliyoruz" demedi.Türkler soykırım yaptıysa bugün yaşayan Ermeniler nereden çıktı?Soykırım olsaydı o günün şartlarında bunu durduracak kim vardı? Bugün; Ermeni milleti,soyu yaşıyorsa Türkler'in kendileri gibi katil olmamasından değil mi? Türkler,Ermeniler'i soykırıma uğratıyorsa,Türkler Ermeniler'e düşmansa bugün Türkiye'de yaşayan,okuyan,bilim adamı olan,ticaret yapan, askere giden,savaşlarda Türk kardeşleriyle birlikte omuz omuza şehit olan vatandaşımız sevgili Ermeni kardeşlerimiz nerden çıkıyor? İçimizdeki Allah sevgisi nedeniyle bizlerin genelde ne kadar müşfik olduğumuzu Çanakkale'de Türkler'e karşı savaşanlar çok iyi bilir.Bir millet hemen hemen birbirine çok yakın tarihlerde bir tarafta müşfik,insancıl olacak diğer tarafta soykırım uygulayacak.İnsaf. Katliam yapan Ermeniler'in göçlerinde bile onları korumak için düzenli ordu birlikleri tahsis edilmiş kendilerine.Bu birliklere bile korunmaya çalışılan insanların ihaneti nedeniyle Ermeni Çeteleri saldırıp az askerimizi öldürmemişler yollarda... Ermeniler'in ne olduğunu halâ aynı kafada olduklarını,işledikleri soykırım cinayetlerine nasıl devam ettiklerini Karabağ'da pek yakın bir zamanda yaptıklarını inceleyerek de görürsünüz.Yapılan bu soykırım da kimseyi utandırmadı. Ermeniler ve kışkırtıcıları'nın yaptıkları uygulama şu fıkra gibi asker hikâyesiyle aynı. "Ahmet askere gider.Boylu poslu sayılacak yapıdadır.Çavuşu takar Ahmet'e...Boyu da mini mini çavuşun.Cılız mı cılız bir de.Ama her fırsatta adamlarıyla gelip döver Ahmet'i... Bizimkinin canına tak eder.Başlar o da çavuşu her yalnız gördüğü yerde pataklamaya. Bakar,ne kadar dayak atsa biraz sonra o kadar fazla dayak yiyor.Bu yüzden bir müddet araziye uymaya çalışır.Gözden ırak olmaya gayret eder.Sonra planını uygulamaya koyar.Bir gün içtimada komutanlarının uzakta olduğu bir sırada çavuşa dehşetli bir sopa atar.Atar,atar ama bir taraftan da dayak yiyen kendisiymiş gibi bağırır;"İmdat,çavuşum vurma,ben sana ne yaptım çavuşum,ölüyorum çavuşum,vurma!"Öyküyü kısalttım. Sonunda Ahmet kurtulup rahata erer,çavuşsa askeri hapishanede dinlenmeye çekilir. Kendilerini entellektüel sanan bazı etkili konumdaki bilgisiz ünlülerimiz de zavallı yorumlarla insanların kafasını bulandırıp Ermeniler'in yönünden davaya katılıp doğruları çarpıtıyorlar.Sanki hak teslim ediyorlarmış gibi... Türkler Ermeniler'e soykırım uygulamamışlardır. Soykırıma uğratılan Türkler'dir.Durumu görmek için doğu ve güneydoğudaki toplu mezarları birer birer gezip görmek,O yöredeki yaşlılar dünyadan göçüp gitmeden onlarla konuşup anılarını kayıt altına almak yeterli olacaktır. Yapılanların ve iftiraların,hayasızca yalanların utancını soykırım maşası,soykırım tetikçişi Ermeniler'in yanında bugün insan haklarından bahsetme cüretini gösteren birçok Avrupa Ülkesi'de taşımaktadır. Tabii Türkiye'de yaşayan Ermeni kardeşlerimizi bu yanlışı yapanlardan ayırmak gerektiği de açık değil mi?