18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Esad'a kalkan oldular

BM Güvenlek Konseyi (BMGK), Suriye'de insan hakları ihlallerini kınayan ve şiddetin derhal sona erdirilmesi çağrısında bulunan karar tasarısını, Rusya ve Çin'in vetosu nedeniyle kabul etmedi.

15 üyeli BMGK'da yapılan toplantıda, Türkiye'nin de destek verdiği karar tasarısına 13 üye ülke "evet" oyu verirken; Rusya ve Çin, "hayır" oyu verdi ve kararı BMGK'nın daimi üyeleri olarak veto etti.

Oylama öncesinde yapılan ve sadece BM Daimi Temsilcilerinin katıldıkları basına kapalı danışma toplantısında, Rusya'nın hem karar tasarısında değişiklik yapılmasını hem de oylamanın ertelenmesini istediği, ancak Konsey üyelerinin buna yanaşmadığı öğrenildi.

BMGK'daki oylama, Rusya'nın BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Vitali Çurkin'in uzun süre toplantı salonuna gelmemesi nedeniyle gecikti.

BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, BM Güvenlik Konseyi'nin Suriye karar tasarısını kabul etmemesinin, Suriye halkı, Ortadoğu ve demokrasi savunucuları için büyük hayal kırıklığı olduğunu belirtti.

Üyelerde hayal kırıklığı

Rusya ve Çin dışındaki diğer üyeleri, Suriye tasarısının kabul edilmemesi nedeniyle büyük üzüntü ve hayal kırıklığı duyduklarını ifade etti.

BMGK'nın Rusya ve Çin'in vetosu nedeniyle kabul etmediği karar tasarısına evet oyu veren diğer üyeler, Konsey'de Rusya ve Çin'i, Konsey'in Arap Birliğine destek vermesini ve kararın geçmesini önlediği için sert dille eleştirdi.

Fransa'nın BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Gerard Araud konuşmasına "Bugün BMGK için Suriye için üzücü bir gün" diyerek başladı. Rusya ve Çin'in tutumunu eleştiren Araud, "Bizden birkaç gün daha beklememizi istediler, Suriye'de her gün yüzlerce insan ölüyor. Bugüne kadar 6 bine yakın insan öldü. Konsey bütün bunlara nasıl sessiz kalabilir" dedi.

"Tarih bugün bu karar tasarısının geçmesini engelleyenleri yargılayacak" ifadesini kullanan Araud, "Ama biz vazgeçmeyeceğiz, bu karar tasarısı hala masada kalacak, Suriye halkına yardım etmeliyiz" dedi.

Karar tasarısının mimarı olan Fas'ın BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Muhammed Louliçki de kararın kabul edilmemesinden dolayı son derece üzgün olduğunu, hayal kırıklığı yaşadığını belirtti.

İngiltere'nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Mark Lyall Grant konuşmasında, Humus'ta insanların öldüğü günde BMGK'nın karar tasarısını kabul etmemesinin anlaşılamaz olduğunu belirterek "Rusya ve Çin, bugün Suriye'ye ve Arap Birliğine arkasına dönerek Suriye'deki baskıcı rejimden yana olmuş, BMGK'nın daimi üyeleri olarak sorumluluklarını yerine getirmemiştir" dedi.

ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Susan Rice konuşmasında "Suriye'de bundan sonra akacak her kan Rusya ve Çin'in eline bulaşacaktır" ifadesini kullandı.

Almanya'nın BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Peter Wittig de 11 aydır Suriye'de şiddetin devam ettiğini belirterek, 5 bin 500'den fazla insanın Suriye'de hayatını kaybettiklerini, Konsey'in ise sessiz kaldığını söyledi.

Rusya: "Karar tasarısı tek bir tarafı suçluyor"

Rusya'nın BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Vitali Çurkin, Suriye'de insan hakları ihlallerini kınayan ve şiddetin durması çağrısında bulunan karar tasarısının, "tek tarafı suçladığını, dengeli olmadığını ve Suriye'deki gerçekleri yansıtmadığını" iddia etti.

Çurkin BM Güvenlik Konseyi'nde Rusya ve Çin'in karar tasarısını veto etmelerinin ardından yaptığı açıklamada, kendilerinin de Suriye'de şiddetin sona ermesini istediklerini ancak tasarının yanlı olduğunu savundu.

Suriye'de muhaliflerin de silahsızlanması gerektiğini ve onların da eşit şekilde kınanması gerektiğini öne süren Çurkin, Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un salı günü Suriye'ye gideceğini, Suriye'de sorunun siyasi olarak barışçıl şekilde çözülmesini istediklerini belirtti.

Çin'in BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Baodong Li de karar tasarısının dengeli olmadığını savundu.

Clinton'dan sert tepki

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, karar tasarısının Rusya ve Çin halk Cumhuriyeti tarafından veto edilmesini sert bir dille eleştirdi.

48. Münih Güvenlik Konferansı çerçevesinde bir basın toplantısı düzenleyen Clinton, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'la yaptığı ikili görüşmede, kendisini veto kararından çevirmeye çalıştığını, ancak bunda başarılı olamadığını belirtti.

Clinton, "Suriye'de bugün yaşanan en kanlı günden sonra bile hala uluslararası topluluğu bu şiddeti kınamaktan vazgeçirmeye çalışanların olduğunu düşünmek çok zor. Sizlere sormak istiyorum. BM Güvenlik Konseyinde kararlı bir tutum sergilemek için daha başka neyi bilmemiz gerekiyor?" şeklinde konuştu.

Suriye Devlet Başkanının iktidarda kalmaya devam etmesi durumunda Suriye'deki şiddetin artmasından endişe duyduğunu ifade eden Clinton, "Ne olacağını biliyorum. Daha fazla kan akacak, aileleri öldürülenler daha fazla direniş gösterecek ve büyük bir olasılıkla iç savaş çıkacak" şeklinde görüş belirtti.

Türkiye'den açıklama

Dışişleri Bakanlığı, BM Güvenlik Konseyi'nin gündeminde bulunan Suriye konusundaki karar tasarısının, 13 olumluya karşı 2 olumsuz oyla veto edilmesinin ve Suriye konusunda ikinci defa bir kararın veto edilmiş olmasının teessüfle karşılandığını bildirdi.

Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, ekim ayında yine iki olumsuz oy nedeniyle başarısızlığa uğrayan süreç sonrasında, sergilenen tüm uzlaşmacı çabalara rağmen tekrar böyle bir noktaya gelinmesinin Türkiye'nin hayal kırıklığını daha da artırdığı belirtildi.

Karar tasarısında ne deniyordu?

Fas tarafından ilk kez geçen Cuma günü BMGK'ya sunulan, daha sonra üzerinde değişiklik yapılan ve bugün Rusya ve Çin tarafından veto edilen karar tasarının giriş bölümünde, Suriye'de kötüye giden durumdan ve binlerce kişinin ölümünden derin endişe duyulduğu belirtilerek ülkedeki tüm şiddetin derhal sona ermesi çağrısında bulunulmuştu.

Arap Birliği'nin, Suriye'deki krizin barışçıl çözümünün sağlanmasını amaçlayan 2 Kasım 2011 tarihli eylem planı ve 22 Kasım da olmak üzere diğer kararlarından memnuniyet duyulduğu ifade edilen tasarıda, krizden dolayı yerlerinden olan ve mülteci durumuna düşen kişilerin evlerine güvenli şekilde dönmelerinin öneminin altı çizilmişti.

Suriye'deki istikrarın, bölgede barış ve istikrarın anahtarı olduğu vurgulanan tasarıda, Suriyeli yetkililerin reform sözlerinin hayata geçirilmesinde ilerleme olmadığından üzüntü duyulduğu ifade edilmişti.

Suriye'nin egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine ve toprak bütünlüğüne güçlü destek verilen tasarıda, Konsey'in, Suriye'deki siyasi krizin barışçıl şekilde çözülmesini istediğini ve BM Şartı'nın güç kullanılmasının yoluna açan 42. maddesi altında tedbir alınmasına yetki verilmeyeceğini özellikle vurgulamıştı.

Tasarının içeriğe yönelik asıl önemli paragraflarında ise, Suriyeli yetkililerin, "sivillere karşı güç kullanımı, keyfi adam öldürmeler, tutuklamalar, infazlar, işkence ve kötü muamele" gibi işledikleri tüm insan hakları ihlalleri "kınanırken" Suriye yönetiminden, ifade özgürlüğü, barışçıl toplanma ve örgütlenme hakkını kullananlara yönelik saldırılar da dahil olmak üzere, tüm insan hakları ihlallerine derhal son verilmesi, halkını koruması ve uluslararası hukuk kurallarına uyması istenmişti.

Metinde Suriye'de silahlı gruplar da dahil olmak üzere bütün taraflar, tüm şiddet eylemlerini sona erdirmeye çağrılırken, bu şiddet eylemleri arasında devlet kurumlarına yapılan saldırıların da yer aldığı belirtilmiş ve ülkede şiddet eylemleri ile insan hakları ihlallerinden sorumlu olanların mutlaka hesap vermeleri gerektiği vurgulanmıştı.

Tasarıda, Arap Birliği'nin 2 Kasım 2011'de kabul ettiği Eylem Planı ve 22 Ocak 2012'de benimsediği kararlara uygun şekilde, Suriye hükümeti, gecikmeden, "şiddete son vermeye ve halkını korumaya, son dönemdeki olaylar yüzünden keyfi tutuklananları serbest bırakmaya, tüm askerlerini kentlerden ve kasabalardan geri çekmeye, barışçıl gösteri yapma hakkını garanti etmeye, tüm medya mensuplarının ve Arap Birliği gözlemci heyetinin olayları izleme amacıyla Suriye'e girebilmelerine ve engellerle karşılaşmadan görev yapabilmelerine imkan vermeye" çağrılmıştı.

 

...
Yayın Tarihi : 5 Şubat 2012 Pazar 11:10:00


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?