18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Esad'a tarih ve saat verdi!

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ile birlikte bir basın toplantısı düzenleyen BM ve Arap Birliği Özel Temsilcisi Kofi Annan'dan Esad'a tarih ve saat: 12 Nisan günü saat 06.00'a kadar şiddet ön koşulsuz olarak durdurmalı.

BM ve Arap Birliği'nin Özel Temsilcisi Kofi Annan, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na ait askeri bir helikopterle Hatay Havaalanı'ndan hareket edip, Kilis'e gitti. Kilis'in Öncüpınar Gümrük Sahası Hac Konaklama Tesisleri'ne kurulan konteyner kenti havadan inceleyen Annan, 2 tur attı. 6 dakika süren turun ardından Kofi Annan, Hatay'ın Yayladağı İlçesi'ne geçti. Annan'nın ziyareti sırasında dün çatışmaların meydana geldiği Suriye sınırından dumanların yükselmesi de dikkat çekti.

Atalay ile basın toplantısı düzenledi

Ziyarete ilişkin değerlendirmede bulunan Atalay, akrabalarını arkasında bırakarak Türkiye'ye sığınmak zorunda kalan Suriyelilerin kaderlerinin paylaşıldığını, sığınanlara her türlü desteğin verileceğini belirtti. Suriye'de gelişmelerin giderek kötüleştiğini ve daha kritik bir hal aldığını ifade eden Atalay, "Bunun son örneğini dün Kilis'te yaşadık. Kilis ilimizden sınır ilimizde Suriye tarafından çılan ateş neticesinde, Kilis konteynır kentinde 1'i Türk vatandaşı olmak üzere 3 kişinin yaralanması kabul edilemez bir durumdur. Yine bu saldırıdan kaçan 21 yaralı Suriye vatandaşı aynı gün ülkemize giriş yapmış bunlardan 2'si kısa bir süre sonra hayatlarını kaybetmişlerdir" diye konuştu.

"Bir daha olursa gereken tedbir alınacak"

Suriye'nin mevcut rejimin uyguladığı şiddetten kaçarak sığınmak zorunda kalan Suriye vatandaşlarının Türkiye'nin tam güvencesi altında olduğunu belirten Atalay, "Bu tür olayların yinelenmesi halinde Türkiye gerekli tedbirleri uygulayacaktır, alacaktır. Suriye'de dün bu iletildi" değerlendirmesinde bulundu. Çadırkente yapılan ziyaretle sınırdaki hareketliliğin daha net olarak görüldüğünü belirten Atalay, ziyaretin ardından Annan'ın Türkiye'nin Suriye konusundaki endişelerinin daha anlayacağına olan inancını dile getirdi. Suriye'deki trajediye barışçı bir çözüm bulunmasının ve Suriye halkının meşru talepleri doğrultusunda siyasi dönüşüm sürecinin aşılmasının Türkiye'nin en samimi dileği olduğunu ifade eden Atalay, "Annan'ın çalışmasını başından beri destekliyoruz. Bugün 10 Nisan. Bizim tespitlerimize göre, Suriye yönetimi kendi taahhütlerini tutuyor gözükmüyor. Tespitlerimizi ve endişelerimizi Annan'a ilettik. Halep'te Humus'ta askerlerin şiddeti sürüyor. Mart 2011'den bu yana hayatını kaybedenlerin sayısı 9 binin üzerine çıktı. Bizim kendi tespitlerimize göre dün hayatını kaybedenlerin sayısı 130'dur. 26 Mart 2012 tarihinden bu yana öldürülen sivil sayısı daha da artmıştır" diye konuştu.

"Suriye yönetiminin siciline baktığımızda endişe ediyoruz"

Suriye'den Türkiye'ye sığınanların sayısının bugün itibariyle 24 bin 600'ü bulduğunu belirten Atalay, Annan'ın Suriye konusunda üstlendiği misyonu başarılı şekilde sonuca ulaştırmasını, halkın iradesinin taleplerini gerçekleştirmesini ve akan kanın sona ermesini arzu ettiklerini dile getirdi. "Suriye yönetiminin siciline baktığımızda endişe ediyoruz" diyen Atalay, Şam yönetiminin bugüne kadar oyalama taktiği kullandığını, yine oyalama taktiğini kullanması yönünde kuvvetli endişelerin bulunduğunu altını çizdi. 1 Nisan 2012 tarihinde İstanbul'da gerçekleştirilen "Suriye Halkının Dostları" toplantısını anımsatan Atalay, bu toplantıda 'Suriye Ulusal Konseyi'nin Suriye'nin tamamını temsil ettiğine yönelik karar alındığını, Annan'ın yürüttüğü planın onaylandığını hatırlattı. Atalay sözlerine şöyle devam etti:
"Gerek Suriye yönetiminin kötü sicili, gerek halen yaptıkları, öncelikle muhaliflerin faaliyetlerini durdurmasına yönelik açıklamaları iyimser olmamızı güçleştirmektedir. Tabii bu misyon içinde Suriye yönetiminin gerekli işbirliğini sergilemediği takdirde BM Güvenlik Konseyi'nin üzerine düşen sorumluluğu üstlenmesi ve Suriye'deki katliama 'dur' demesi kaçınılmaz zorunluluk halini alacaktır. Biz Güvenlik Konseyi'nin tarihi sorumluluğunu da bu defa yerine getireceğine inanıyoruz. BM'den en büyük beklentimiz şiddet sürerken insani yardımların ulaştırılması en önemli unsurdur. BM'nin bu konuya ağırlık vermesini öncelikli olarak görüyoruz."

Annan kampları beğendi

Kofi Annan, Türk hükümetine dayanışması ve cömertliği için teşekkür ederek, "Pek çok çadırkent gördüm, pek çok mülteci kampı gördüm ama gördüklerimden en iyileri buradaydı" dedi.

"Türkiye'nin yaptığı şeyleri memnuniyetle karşılıyoruz"

Annan, "Yapılması gerekenler var ama şu anda Türkiye hükümetinin, Türkiye'nin yaptığı şeyleri memnuniyetle karşılıyoruz. Suriye sınırından Türkiye'ye kaçan mültecilerin sayısının arttığını gördüğümüzde bölgedeki durumun daha da tırmandığını daha da kötüleştiğini görebiliriz. Hem askeri faaliyetler yönünden hem de bir şeylerin yanlış gittiği görüyoruz. Yoksa nasıl olur da mülteci sayısı bu kadar artar. Bunu açıklamanın başka yolu yok" dedi.

"12 Nisan sabahı 06.00'da bütün şiddet durmalı..."

Bu nedenle çabaların sürdürülmesi gerektiğinin altını çizen Annan, Suriye hükümetinin insani yardım gruplarının ülkede çalışmaları için izin vermesi gerektiğini ve uluslararası toplumun Suriye ile siyasi bir şekilde barışçıl yollarla sorunun çözülmesi için ellerinden geleni yapmaları gerektiğini belirtti.

"Bizim için önemli olan Suriye halkının güvenliği ve refahı" diyen Annan, 12 Nisan sabah saat 06.00'da bütün şiddetin durması gerektiğini belirterek, "Buradan Suriye hükümetine ve diğer tüm gruplara plana uygun bir şekilde davranarak 12 Nisan sabah saat 06.00'da bütün şiddeti durdurmalarını istiyorum. Buradan çağrıda bulunuyorum. Çünkü şiddeti sürdürmenin hiçbir bahanesi olamaz" diye konuştu.

Annan, "Yapılması gereken derhal şiddetin durdurulması, insanlara insani yardım sağlanması ve masaya oturarak politik bir çözüm üretilmesi. Elbette önümüzde atılması gereken pek çok adım var" dedi.

"Türkiye, planı değil Suriye'yi sorguladı"

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Annan, Türkiye'nin pozisyonuna ve planın işe yaramadığı endişelerine ilişkin, Türkiye'nin plana destek sağladığını ve görüşmelerde de planı asla sorgulamadığını, Suriye hükümetinin bu planı uygulayıp uygulamayacağını sorguladığını söyledi.

"Şu anda planın başarıya ulaşıp ulaşmadığını konuşmak içinde biraz erken. Yani planın başarısızlığa uğradığını söylemek için hala erken" diyen Annan, "Eğer bu plan masadan kalkarsa elimizde başka hiçbir şey yok. Bunu değiştirecek bir alternatif yok" ifadesini kullandı.

"Daha önce saldırılmayan bölgelere askeri harekatlar sürüyor"

Suriye'de neler olup bittiğine dair bilgisinin olup olmadığı sorulan Annan, Suriye hükümetinden periyodik ve düzenli olarak raporlar aldıklarını, belli yerlerde şiddetin durduğunu bazı yerlerde de devam ettiğini belirtirken, diğer kaynaklardan aldıkları haberlere göre de, daha önce saldırılmayan bölgelere askeri harekatların sürdürüldüğünü duyduklarını kaydetti.

Annan ayrıca, BM Gözlem grubunun bölgeye gitmesini ve şiddetin nasıl devam ettiği konusunda rapor isteyeceklerini söyledi.

Çin televizyonundan ileride ne olacağı yönündeki soruya Annan, Şuanda planın verdikleri takvime göre uygulanmadığını ancak bunun planın uygulanamayacağı anlamına gelmediğini ifade ederek, "Bu nedenle baskıyı sürdürmeliyiz diyorum. Şuan ayın 12'sine kadar tüm şiddet durmalı diyoruz" dedi.

Annan ayrıca, Çin'in planın arkasında olduğunu ve Suriye hükümetine çağrıda bulunmalarına tam destek verdiklerini Rusya'nın ise, Suriye'deki sorunun barışçıl yollarla çözülerek bir sivil savaşın engellenmesi yönünde olduğunu vurguladı.

Annan, sınırda yaşanan olaylarla ilgili üzüntü duyduğunu ifade ederek, "Umuyoruz ki münferit bir olaydır. Sınırda tansiyonun yükselmesinin istemiyoruz" dedi.

İlk olarak helikopterle Kilis'teki konteyner kenti havadan inceleyen ve daha sonra Hatay'ın Yayladağ ilçesine geçerek buradaki kampı yaklaşık 1 buçuk saat ziyaret eden Annan'na, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Halit Çevik ve Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey yetkililer eşlik etti.

Kofi Annan, Türkiye'den ayrıldıktan sonra İran'a giderek temaslarda bulunacak.

Annan'ın Türkiye ziyaretinin hemen öncesinde Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim ise, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile görüşmelerinin ardından düzenledikleri ortak basın toplantısında, Şam yönetiminin Annan'ın planı doğrultusunda bazı şehirlerden askerlerini çoktan çektiğini belirterek, Suriye'nin Annan planına uyduğunu ifade etmişti.

Öncüpınar Gümrük Kapısı açıldı

Bu arada, Kilis Valiliği yetkilileri, dün sınarda yaşanan olaylarından ardından güvenlik nedeniyle geçici süreyle kapatılan Öncüpınar Gümrük Kapısı'nın yeniden açıldığını bildirdi. Sınırın açılmasıyla Suriye'den Türkiye'ye geçişler yeniden başladı
 

...
Yayın Tarihi : 10 Nisan 2012 Salı 19:09:57
Güncelleme :10 Nisan 2012 Salı 19:14:38


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
serkan IP: 88.227.170.xxx Tarih : 10.04.2012 20:55:34

birleşmiş milletler karar verene kontrol edene kadar suriyede muhalif müslüman cami diye bir sey kalmayacak   zayıfı yok etmek kolay hele de kaçacağı yer yoksa aynı ülke içinde   bence bu oyalama takdikleri libyada çıkar vardı anında havadan karadan denizden yardım ederek  kaddafiyi yok ettiler   bence bu savaşı Esad  kazanır karsısında   zayıf   savaşçılar silahsız yorgun  aç  sahipsiz   destekçiside yok   hangi hıristiyan ülke maddi çıkarı olmadan  bir müslüman ülkeye müdahele etmiş  adamların kafası bir paralıları bulunca toptan yüklenip sopayla alır gibi   o devlette kendi çıkarlarına olan madeni   elde ediyorlar işte kuveyt işte ırak işte libya adamlar haraca bağladı yüzde ellisini beleşten alıyorlar tatbikat yapar gibi toplu halde bu devletlere girdiler  o ülkedeki durumu kendi lehlerine çevirdiler şimdi gelsin petrol suriyede öyle beklentileri olmadığı için esad muhalifleri yok edene kar birleşmiş milletlerin oyalama taktiği devam eder gider   olan ordaki haklarını arayan  muhaliflere olur  yok olur gider zararsız bir azınlık kalır onlarda düzene girince suriye esir gibi yasarlar  çok yazık oldu zaten esad halledince   muhaliflerin haklarını canlarıyla ödetip yok edince  zaten haber verir askeri çeker annanda ben dedim durdu der