19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Fischer: Tarih dışındaki karar 'hayır'dır

Almanya Dışişleri Bakanı Joschka Fischer, Türkiye’ye, AB üyelik müzakerelerine başlanması dışında verilecek diğer herhangi bir kararın Türk hükümeti tarafından üyeliğe karşı çıkılması olarak algılanacağını söyledi.

Fischer, Der Spiegel dergisine yaptığı açıklamada, Türkiye ile üyelik müzakerelerine başlanmasıyla ilgili olarak şunları söyledi:

“Tümüyle boş bir masaya sahip olsak ve bu masayı tümüyle yeniden donatacak olsak o zaman bazı endişelere daha fazla anlayış gösterebilirim. Ancak gelinen aşamadan sonra müzakerelere başlanması dışında alınacak her bir karar, CDU (Alman Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi) tarafından önerilen ’imtiyazlı ortaklık’ da, üstü örtülü ’hayır’ anlamına gelecektir. Türkiye’ye AB üyelik müzakerelerine başlanması dışında verilecek diğer herhangi bir söz, Türk hükümeti tarafından üyeliğe ’hayır’ olarak algılanacaktır. Bu bir gerçek.”

AVRUPA’NIN GÜVENLİĞİ İÇİN TÜRKİYE ŞART

ABD’deki 11 Eylül saldırılarından önce, AB’nin sınırlarının Irak, İran ve Suriye’ye dayanmasına bugün olduğundan daha farklı baktığını belirten Fischer, “Korkunç saldırılardan sonra Avrupa’nın güvenliğinin gelecekte nerede başlayacağı açık şekilde ortaya çıktı. Bu bölge, İran’ın nükleer programıyla İsrail-Filistin krizinin yanı sıra Irak’taki durumun da beni büyük endişeye sevk ettiği Ortadoğu bölgesi. Buna terörizm unsurunu da eklemek lazım” dedi.

Fischer, Türkiye’nin AB üyeliği ile bölgedeki sorunların daha rahat çözüleceğini inanıp inanmadığına ilişkin soruya karşılık da kendilerinden önce iktidarda olan CDU’lu hükümetlerin de Türkiye’nin AB üyeliğini desteklediklerine dikkat çekerek, “Size bunun nedenini söyleyeyim mi? Bunun nedeni Soğuk Savaş dönemindeki stratejik çıkarlardı. Bu çıkarlar Soğuk Savaş döneminden sonra kaybolmadı, aksine daha da arttı” diye konuştu.

Fischer, Türkiye’nin AB üyeliği konusunda önemli olanın, serbest pazar ekonomisine sahip, Batılı temel değerlere bağlı büyük bir Müslüman ülkenin güçlü bir sivil toplumla bağdaştırılması olduğunu, bunu Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olanların bile kabul etmesi gerektiğini söyledi.

TÜRKİYE 10-15 YIL SONRA AB ÜYESİ OLABİLİR

Türkiye’nin 10 ila 15 yıl içinde AB üyesi olabileceğini kaydeden Fischer, şöyle konuştu:

“Üyelik müzakereleri, gidişat ve sonuç değerlendirmesi açısından açık bir süreçtir, ancak hedef açısından değil. Bazı önemli soruları olumlu cevaplayabilirim. Örneğin, zamanı geldiğinde AB’nin Türkiye kadar büyük bir ülkeyi üye olarak kabul edebilecek gücü olacak mı? Akdeniz bölgesinin bir işbirliği mi yoksa çatışma bölgesi mi olacağı konusu, Soğuk Savaş döneminde Batı Berlin’in güvenliğinin sağlanması kadar önemli bir konu.”

Üyelik müzakerelerinin sonunda Türkiye’ye “evet” denileceğine inandığını da ifade eden Fischer, Türkiye’nin AB üyeliğine ilişkin bir referanduma da karşı çıkarak, Almanya’nın bugüne kadar demokratik siyasi sistemi ile çok başarılı olduğuna işaret etti.

TANK KONUSUNDA RESMİ TALEP YOK

Fischer, Türkiye’ye tank satışıyla ilgili soru üzerine de “Henüz bu konuda resmi bir talep yok. Belirli standartlarımız var. Bunlar AB üyesi ülkeler ve NATO müttefikleri ile silah ticareti yapmamızı mümkün kılıyor. Türkiye’nin güneydoğu bölgesinde insan hakları durumu önceleri bizi silah satışına karşı tavır almaya zorladı. Ancak şartlar değişirse durum değişen gerçekler ışığında yeniden değerlendirilmeli” dedi.

AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen de aynı dergiye açıklamasında, komisyonun Türkiye’den AB ülkelerine yönelik olası bir göçün düzenlenmesini önerdiğini belirterek, “Ancak kendimizi, kısa bir süre sonra, genç, iyi eğitimli ve Avrupa standartlarına alışmış Türklerin göçüne sevinmeye hazırlamalıyız” diye konuştu.

Alman Hür Demokrat Parti (FDP) Genel Başkanı Guido Westerwelle de ”Welt am Sonntag” gazetesine yaptığı açıklamada, Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi’nin (CDU) Türkiye’nin AB üyeliğine karşı başlatmayı düşündüğü imza kampanyasından vazgeçmesini memnuniyetle karşıladığını söyledi. Westerwelle, “Böyle bir şey çaresizliğin ifadesi ve tehlikeli şekilde ateşle oynamak gibi bir şey. Eylemin durdurulmasına sevindim. Bu sadece aşırı sağcı partilerin daha fazla seçmen kazanmasına yol açardı” dedi.

Alman dış politikasının ilkelerine karşı çıkan partilerin bugüne kadar seçimleri kazanamadığına dikkat çeken Westerwelle, “Hiçbir zaman Almanya’nın uluslararası alanda dengesiz davranmasına ve verdiği bir sözden dönmesine izin vermeyeceğiz. Eğer AB Aralık ayında Türkiye ile üyelik müzakerelerine başlanmasına karar verirse bu karar gelecekteki Alman hükümetlerini de bağlayacaktır. İnsan hakları konularında dış politikada yapılan bazı hatalara rağmen FDP, Alman dış politikasındaki ilkelerin sürdürülmesini garanti etmektedir” dedi.

Westerwelle, Türkiye ile yapılması beklenen üyelik müzakerelerinin sonucunun ise açık olduğunu ve böyle olması gerektiğini savundu.
BERLİN
Yayın Tarihi : 18 Ekim 2004 Pazartesi 14:13:47
Güncelleme :18 Ekim 2004 Pazartesi 14:18:26


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?