Fransada yaklaşık 42 milyon kayıtlı seçmen, bugün yapılacak referandumda Avrupa Birliği Anayasası için oy kullanacak. Son kamuoyu araştırmaları, referandumda hayır oylarının daha fazla çıkacağını gösteriyor.
Referandumda hayır çıkması halinde, Avrupa Birliğinin daha önce eşi görülmemiş bir krizle karşı karşıya kalacağı yorumları yapılıyor. Sonuçların Fransız siyaset sahnesindeki dengeleri de önemli ölçüde değiştireceği sanılıyor.
Muhtemel hayır sonucundan en fazla mağdur olacak liderlerin başında Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ve Sosyalist Parti Genel Sekreteri Francois Hollande geliyor.
AB Komisyonu yetkilileri, Türkiyeye verdikleri güvencelerde, referandum sonucunun sürece etki etmeyeceğini ve müzakerelerin daha önce söz verildiği gibi 3 ekimde başlayacağını belirtmişti.
Resmi sonuç perşembe günü
Ülke genelinde 58 bin sandıkta yapılacak oy verme işlemi, Türkiye saatiyle 09.00da başlayacak. Sandıklar, küçük yerleşim birimlerinde saat 21.00e, Paris, Lyon gibi büyük kentlerde ise saat 23.00e kadar açık kalacak.
Büyük kentlerdeki sandıklar kapandıktan sonra, yerel saatle 22.00de resmi olmayan seçim sonuçları televizyondan açıklanmaya başlayacak.
İçişleri Bakanı Dominique de Villepinin, yerel saatle 23.00 ile 24.00 arasında tahmini ilk resmi sonucu bir bildiriyle açıklaması bekleniyor. Kesin sonuçların ise perşembe günü açıklanacağı sanılıyor.
Fransanın 1 milyon 425 bin kayıtlı seçmeninin bulunduğu deniz aşırı topraklarında ise oy verme dün işlemi başladı.
En büyük test Fransada
Üye ülkelerin AB Anayasanını mayıs 2007ye kadar onaylamaları gerekiyor. Şu ana kadar yalnız İspanyada referandum yapıldı ve anayasa kabul edildi.
Meclis oturumuyla anayasayı kabul eden ülkeler ise Almanya, Litvanya, Macaristan, Slovenya, İtalya, Yunanistan, Avusturya ve Slovakya.
Anayasanın yürürlüğe girmesi için birliğe üye 25 ülkenin tamamında onaylanması gerekiyor. İşte Avrupa Birliği Anayasasında yer alan önemli başlıklar:
Anayasa 270 sayfa ve 450 maddeden oluşuyor
Anayasa dine atıfta bulunmuyor
Üye ülkeler egemenliklerini tam anlamıyla teslim etmiyor, savunma, dış politika ve vergi konularında veto hakkı saklı tutuluyor
Anayasaya göre ABnin bir cumhurbaşkanı, başbakanı, dışişleri bakanı ve bakanlar kurulu oluyor
Liderlik basitleştiriliyor: Şu anda uygulanan altı ayda bir dönem başkanlığının değişmesi yönündeki uygulamanın yerine Avrupa Konseyindeki liderler iki ve beş yıllık dönemler için başkan seçiyor
AB Dışişleri bakanı beş yıllığına seçilecek. Dışişleri bakanının ana görevi avrupa dış ve savunma politikasını geliştirmesi ve Avrupanın dünyadaki etkinliğini artırması olacak
Anayasa, kararların çoğunun nitelikli çoğunluk prensibiyle alınmasını ve Avrupa Parlamentosunun yasama yetkisinin artırılmasını öngörüyor. Nitelikli çoğunluk, üye devletlerin yüzde 55i veya AB nüfusunun en az yüzde 65i olarak tanımlanıyor. Bir kararın bloke edilmesi için en az dört devletin bir araya gelmesi gerekiyor
Yürütme yetkisine sahip Avrupa Komisyonunun, 2014 itibariyle üye devletlerin üçte ikisinin gösterdiği adaylardan oluşması öngörülüyor. Komisyonun belirlenmesinde rotasyon prensibi uygulanacak
2014e kadar Bulgaristan ve Romanyanın da ABye katılacağı varsayılırsa, 27 üyeli ABde, komisyon 18 üyeden oluşacak. Şu an her ülkeden bir tane olmak üzere 25 aday var. Avrupa Parlamentosundaki parlamenter sayısı da en fazla 750 olacak. Her ülke için en az altı parlamenter bulunması, en kalabalık ülke için de en fazla 96 parlamenter olması öngörülüyor
Hayırcılar kazanırsa
AB Anayasası referandumu ile ilgili tartışmaların odak noktalarından biri de Türkiyenin AB üyeliği. AB Anayasasına karşı çıkanlar, anayasanın kabul edilmesi halinde Türkiyenin üyeliğine de onay verileceğini savunuyor.
AB Anayasasını savunanlar ise anayasanın kabulü halinde Türkiyenin bu durumdan olumsuz etkileneceğini düşünüyor.
Hayırcılara göre, AB Anayasasının reddi Türkiyenin üyelik sürecini tehlikeye atacak. Bu görüşü savunanlar iki gerekçe ileri sürüyor:
Birinci gerekçe, referandumda hayır sonucu çıkması durumunda, ABnin topyekün ve derin bir krize sürüklenmesi ihtimali. Bu koşullarda Türkiye ile ekim başında müzakerelere başlanmasının imkansız hale gelmesi.
İkinci gelişme, başta Cumhurbaşkanı Chirac olmak üzere Fransa politik yaşamındaki önemli şahsiyetlerin yenik duruma düşmesi. Buna karşılık, Türkiyenin AB üyeliğine karşı olan politikacıların şimdikinden çok daha etkin duruma gelmesi.
Evetçiler kazanırsa
Referandumda evet denmesi durumunda, bu durumun Türkiyenin aleyhine olacağını savunanlar da var. Bunların başında iktidardaki Halk Hareketi İçin Birlik Partisi Genel Başkanı Nicolas Sarkozy ile eski Cumhurbaşkan Giscard DEstaing geliyor. Gerekçeleri şöyle:
Anayasanın 57nci maddesi ABnin komşuları ile imtiyazlı ortaklık türü bir statü geliştirmesini öngörüyor. Bu metnin yürürlüğe girmesi, tam üyelik projesinden imtiyazlı ortaklığa geçişi kolaylaştırır.
Şimdiki haliyle AB, daha çok ekonomik içerikli bir birlik. Anayasa politik birliğe geçişi hızlandırıyor. Politik birliğin derinleştiği bir Avrupada Türkiyenin yerine getirmesi gereken koşullar ağırlaşacak, Türkiye bunları doldurmakta zorlanacak.
CNN TÜRK
Yayın Tarihi :
29 Mayıs 2005 Pazar 04:08:52