Fransa’da Bakanlar Kurulu anayasal uyum paketini kabul etti. Dört maddeden oluşan paket, müzakere sonrası Türkiye’nin AB’ye üyelik onayını zorunlu olarak referanduma sunmayı öngörüyor.

Anayasa değişiklik tasarı paketi 25-27 ocak tarihlerinde Ulusal Meclis’te ele alınacak. Paketin diğer üç maddesi Fransız Anasası ile Avrupa Anayasası arasındaki çelişkileri ortadan kaldımayı amaçlıyor.

Bir yandan uluslararası göç, iltica ve suçluların iadesi gibi konularda AB’nin yetkileri arttırılırken, bir yandan da ’yerinden yönetim’le ilgili Ulusal Parlamento’nun yetkileri yeniden tanımlanıyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ’zorunlu referandumla’ ilgili üçüncü maddenin, daha önce verdiği taahhütlere uygun olarak özellikle 10-15 yıl sonra Türkiye’ye uygulanacağının altını çizdi. Chirac, bu yolla Fransızların son sözü söyleyeceğini vurguladı.

Uyum paketinin kabulü

Uyum paketinin hem Ulusal Meclis hem de Senato’da onaylanması, ardından her iki meclisin Versailles Sarayı’nda yapacağı birleşik toplantıda en az beşte üç oyla kabulü gerekiyor. Bütün bu işlemler vaktinde tamamlanırsa Avrupa Anayasası için referandum, yaz mevsiminden önce düzenlenebilecek.

Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ve hükümetin en büyük endişesi, seçmenlerin Türkiye’ye olan karşıtlıklarını, Avrupa Anayasası’na ’hayır’ diyerek ifade etmesi.

Pakete göre, Romanya ve Bulgaristan referandumdan kurtulacak

Bunun önüne geçmek için, Bakanlar Kurulu’nda bugün ele alınacak Fransız Anayasa değişiklik paketine özel bir madde konmuş bulunuyor. Bu madde 2007 yılından sonra gerçekleşecek AB’ne yeni üyelik onaylarının halkoylaması ile yapılmasını öngörüyor.

Böylece, hem Romanya ve Bulgaristan referandumdan kurtulmuş oluyor, hem de Türkiye ile AB arasında müzakereler tamamlandığında halkoyuna gidilmesi şimdiden garantiye alınıyor

AB’den tarihi Türkiye kararı

AB, 16-17 aralık tarihlerinde Brüksel’de yaptığı zirvede Türkiye ile ’tam üyelik’ müzakerelerinin 3 ekim 2005 tarihinde başlatılmasına vermişti. Türkiye ile ilgili yayınlanan bildiride yürütülecek müzakerelerinin ’doğası gereği ucu açık olacağı’na da vurgu yapılmıştı.