Ankara Ticaret Odası (ATO) tarafından hazırlanan "Türk Rüyası: GAP" raporunda, projenin ağır aksak ilerlediği, bölgenin tuzlanma, erozyon ve kanalizasyon tehdidi altında olduğu ileri sürüldü.
Raporda, 75 bin kilometrekarelik bir alanı ve 9 ili kapsayan bölgesel kalkınma projesi GAPın, 35 yılda tamamlanamadığı vurgulanarak, bugüne kadar 16 milyar dolar harcanan projenin bitmesi için, 16 milyar dolara daha ihtiyaç bulunduğu ifade edildi.
Rapora göre, projenin tamamlanma tarihi olarak 2010 yılı öngörülmesine karşın, her yıl 30 bin hektar alanın sulamaya açıldığı dikkate alındığında, sulama yatırımlarının 2040 gibi çok uzak bir gelecekte tamamlanması ancak mümkün olabilecek.
Projede, 22 baraj, 19 hidroelektrik santrali ve 1.7 milyon hektarlık sulama sistemleri yapımı öngörülmekteydi. Bugün nakdi gerçekleşme yüzde 52 oranına ulaşmasına karşın, sektörel bazda incelendiğinde, enerji sektöründe yüzde 80, ulaştırmada yüzde 38,
diğer kamu hizmetlerinde yüzde 76, gerçekleşme oldu. Aradan geçen 35 yılda sadece 13 baraj, 7 hidroelektrik santrali tamamlandı.
Proje tamamlandığında 1.7 milyon hektarlık alanın sulanması planlanırken, sulama projelerinin sadece yüzde 13ü gerçekleştirilerek 222 bin hektar alan sulamaya açıldı. Sulama projelerinin yüzde 7si inşa halinde, yüzde 25i ihale aşamasında, yüzde 55i ise planlama aşamasında bulunuyor.
GECİKME, HEDEFLERİ VURDU
Rapora göre, GAPtaki gecikme büyük yatırımları aksatırken, bunun diğer alanlara da olumsuz yansımaları ortaya çıktı. Örneğin GAP Uluslararası Kargo Havaalanının bitirilmemesi, tarımda ciddi bir soruna kaynaklık ediyor. Havaalanı gibi otoyol yapımı da henüz tamamlanmadı. Mersin-Gaziantep otoyolu açıldı ancak, Gaziantep-Şanlıurfa ve Şanlıurfayı Mardin üzerinden Habura bağlayacak otoyol inşaatı bitirilemedi. Yine demiryolu gibi hiç başlanmamış yatırımlar da var. GAPtaki gecikme, tarımın yanı sıra, hayvancılık, sanayi ve istihdamda da istenen hedeflere ulaşılmasını engelledi.
TOPRAKTA TUZLANMA BAŞLADI
Rapora göre, gerçekleştirilen sulama projeleri de tarımda umulan gelişmeyi sağlayamadı. Uzun yıllar sulu tarım yapılmamış alanlarda drenaj sistemi büyük önem taşıdığı halde yeterli drenaj kanalının olmaması bölgeyi çölleşme tehlikesiyle karşı karşıya bırakıyor.
Bugüne kadar 6 bin hektarlık alanda drenaj çalışması tamamlanabildi. Yapılan çalışmanın yavaşlığı ve taban suyunun etkilediği arazilerin artması göz önüne alındığında, tuzlanma sorununun kısa sürede çözümü mümkün görünmüyor.
GAP Master Planında Harran Ovasında pamuğun en fazla ekilebilir oranı yüzde 20 olarak belirlenmişti. Karlı olması nedeniyle bölgede pamuk ekimi oranı yüzde 85lere yükseldi. Pamuğun üretiminde aşırı suya ihtiyaç duyulması, tuzlanma sorununu da beraberinde getirdi.
EROZYON TEHLİKESİ
Tuzlanmanın yanında bölgenin karşı karşıya bulunduğu en önemli sorun erozyon. Orman kaynağı zayıf olan Güneydoğu Anadolu Projesi kapsamındaki bölgede, 7 milyon hektarlık alan erozyon tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyor.
KANALİZASYON ALARM VERİYOR
Bölge illerinden Adıyamanın kanalizasyon ve atık suyu, büyük bir dere halinde göle akıtılıyor. Adıyaman gibi havzadaki il, ilçe ve köylerin kanalizasyon ve atık sularının boşaltılması nedeniyle Atatürk Barajı gölü ciddi bir tehlikeyle karşı karşıya. Göl havzası hızla kirleniyor.
GAP GÖÇÜ DURDURMADI
Rapora göre, geciktikçe başka illere göçün de önü alınamadı.
Bölgenin aldığı göç sayısı 9 bin 449 iken göç verdiği insan sayısı 219 bin 339u buldu. Bu rakam Sinop, Bilecik büyüklüğünde bir ilin nüfusu kadar bölgeden nüfus kayması olduğuna işaret ediyor. Diğer yandan, 9 milyona ulaşacağı tahmin edilen bölge nüfusu 6.4 milyonda kaldı.
Toprak reformu yapılamaması nedeniyle bölgedeki çiftçi ailelerinin yüzde 8i, bölge toprağının yarısını kontrol ederken, yüzde 41i ancak geçinme imkanı sağlayacak 5 hektarlık ya da daha az toprağa sahip durumda. Bölge halkının yüzde 38 inin ise hiç toprağı yok.
SU GERGİNLİĞİ
Rapora göre, GAP çerçevesinde yapımı planlanan barajlardan 14ü Fırat Havzasında, 8i ise Dicle havzasında bulunuyor. Proje tamamlandığında yılda 52.9 milyar metreküpten fazla su akıtılan Fırat ve Dicle üzerindeki tesislerle Türkiyenin toplam su potansiyelinin yüzde 29u kontrol altına alınacak.
Irak ve Suriyenin Fırat ve Diclenin sularına ihtiyaç duyması, GAP Projesine tepki duymalarına neden oluyor. Projenin tamamlanmasıyla birlikte Fırat ve Dicle Havzası su savaşlarının en sıcak bölgesi olacak.
Dicle üzerinde yapılan baraj ve sulama projelerinden Suriye, Fırat üzerinde yapılan projelerden de Irakın etkilenmesi bu ülkelerle muhtemel çatışmalara yol açabilecek.
GAPIN HAFIZASI SİLİNİYOR
Rapora göre, TBMM gündeminde bulunan Kalkınma Ajansları, Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkındaki Kanun Tasarısı ile GAP İdaresinin lağvedilerek, yerine kamu kuruluşu niteliğinde olmayan Bölge Kalkınma Ajanslarının kurulması hedefleniyor.
Türkiye genelinde kurulması hedeflenen 26 Bölgesel Kalkınma Ajansı ile Güneydoğu Anadolu Projesinin, üç farklı bölgeye ayrılarak ele alınacak olmasının, GAPın bir bütün olarak bölgesel kalkınma projesi olma niteliğini bozacağı ve bölünme sürecini başlatacağı belirtiliyor.
Şimdiki haliyle finansman yetersizliğiyle tamamlanamayan projenin yeni düzenlemeyle tamamlanma şansının azalacağı da eleştiriler arasında yer alıyor.
GAPIN BAŞARISI ENERJİ PROJELERİNDE
Rapora göre, GAP kapsamında en başarılı sektör enerji sektörü oldu. Enerji projelerinin yüzde 73ü üretime geçmiş bulunurken, yüzde 0.6sı inşa halinde, yüzde 19u ihaleye hazır durumda, yüzde 7si ise planlama aşamasında bulunuyor.
GAP kapsamında bulunan Karakaya, Atatürk, Dicle, Kralkızı, Birecik, Karkamış ve Batman Hidroelektrik Santrallerinden Türkiye hidroelektrik enerji üretiminin önemli bir bölümü sağlanıyor. Tesislerin açılışından 2004 yılı sonuna kadar toplam 234 milyar kilovat saat hidroelektrik üretimi gerçekleştirildi. Bunun parasal değeri ise 14 milyar dolar. Türkiyede 2004 yılında üretilen 46 milyar kilovat saatlik hidrolik enerji içinde GAP 22.4 milyar kilovat saatlik hidroelektrik üretimiyle yüzde 49luk bir paya sahip. Parasal olarak ifade edilirse, GAPta 2004 yılında üretilen enerjinin karşılığı 1.3 milyar dolardır.
ATO BAŞKANI AYGÜN
Rapora ilişkin değerlendirmelerde bulunan ATO Başkanı Sinan Aygün, 35 yıldır yapımı devam eden projenin yavaş ilerlemesi nedeniyle çok sayıda sorun ortaya çıktığını belirterek, Türk rüyası GAP, kabusa dönüyor dedi.
İşsizliğe çare olması beklenen projenin gecikmesi nedeniyle göçün bir türlü önlenemediğinin de altını çizen Aygün, şunları kaydetti:İşsizlik ve gelir dağılımını düzeltmek için Türkiye bütün gücünü ve kaynaklarını bu projeye ayırmalıdır. Bölge halkının yeterli toprağa sahip olamaması, proje çerçevesinde yapılması gereken yatırımların Türkiyenin başka bölgelerinden ya da yurtdışından gelen girişimciler tarafından yapılmasına neden oluyor. Bu nedenle başta İsrail olmak üzere başka ülkelerden gelen girişimciler bu bölgeden toprak alıyor. Bu durum milli güvenliğimizi de tehdit ediyor. Aslolan, bölge halkını zenginleştirecek bir toprak reformu ve arkasından yerel girişimcilerin önünün açılmasıdır. Aksi halde, gelecekte GAP zengini yabancılar türeyecek, bölge halkı fakirliğe mahkum kalacaktır.
AA
Yayın Tarihi :
5 Haziran 2005 Pazar 13:46:05
Güncelleme :5 Haziran 2005 Pazar 17:49:17