Gazeteciler, eski Başbakan Mesut Yılmaz ile eski Devlet Bakanı Güneş Tanerin Yüce Divandaki davasına tanık olarak katıldı.
Yılmaz ve Tanerin, Yüce Divanda yargılanmasına devam edildi. Yüce Divandaki duruşmaya Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin, Hürriyet Gazetesi yazarı Uğur Dündar ve Radikal Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmet Berkan tanık olarak hazır bulundu.
Duruşmaya, sanık Yılmaz ve avukatlarıyla, sanık Güneş Tanerin avukatı ve müdahil Türkbank Munzam Sosyal Güvenlik Emekli ve Yardım Sandığının avukatı katıldı. Duruşmayı, Mesut Yılmazın eşi Berna Yılmaz ve kardeşi Turgut Yılmazın da aralarında bulunduğu eski ANAVATANlılar izledi.
Anayasa Mahkemesinin girişinde, davanın bugünkü duruşmasına sınırlı sayıda izleyici alındığı için dışarıda kalanlar ile güvenlik görevlileri arasında kısa süreli tartışma yaşandı.
Yüce Divana, Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Buminin izinli olması nedeniyle Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Haşim Kılıç, başkanlık ediyor.
Kılıç, duruşmada Emniyet Genel Müdürlüğünden istenen belgenin geldiğini söyledi. Kılıç, belgede, Türkbank ihalesi sürecinde ihaleye katılan bazı kişilere tehditte bulunulduğu, bazılarına ise suikast hazırlığı olduğu yönünde iki ayrı istihbarat notunun, tabi olduğu usuller içinde TMSF ve Başbakanlıka çok gizli ve kişiye özel olarak, zimmet karşılığında 4 Ağustos 1998de teslim edildiğinin bildirildiğini kaydetti.
MİTİN YAZISINDA YENİ BİLGİ YOK
Aynı yönde MİTe de yazı gönderildiğini anımsatan Kılıç, MİTten gönderilen yazıda ise önceki bilgiler dışında herhangi belge ve bilginin bulunmadığını belirtildiğini söyledi.
Kılıç, MİTten gelen belgede Başbakanın talebi üzerine, cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık makamlarına şifahi bilgi verildiğinin ifade edildiğini anlattı.
DURUŞMAYA KATILMAYANLAR
Kılıç, Mustafa Ateş isimli bir kişinin davada tanık olarak dinlenme istemine ilişkin yazılı başvurusu bulunduğunu da ifade etti.
Duruşmaya tanık olarak çağrılan Erol Aksoy, Ahmet Nazif Zorlu, Ali Avni Balkaner ve Hayyam Garipoğlu katılmadı.
GERÇEKLERİ KENDİLERİNE GÖRE YORUMLATMA
Mesut Yılmazın avukatı Uğur Alacakaptan Emniyet Genel Müdürlüğünden gelen yazıyı, gerçekleri kendilerine göre yorumlatma çabası olarak değerlendirdi.
Alacakaptan, Emniyet Genel Müdürlüğünden gönderilen yazıda Başbakanlıkın konuya ilişkin sözlü veya şifahi herhangi bir talebinin bulunmadığı açıklamasının, hukuka aykırılık taşıdığını çünkü yazının altında imzası bulunan Gökhan Aydınerin o dönemde Emniyet Genel Müdürü olmadığını belirtti.
Mahkemeye çok sayıda asılsız ihbar mektubu geldiğini anımsatan Alacakaptan, bunların, hukuki değer taşımadığı için dikkate alınmamasını istedi.
Alacakaptan, tanıkların olaya ilişkin bilgilerini anlatması gerektiğini vurgulayarak, Tanık, yorum, spekülasyon, dedikodu yapmaz. Tanıktan, dedikodu, yorum ve spekülasyon yapması istenemez. Bugün dinlenecek tanıklar konusunda da yüce heyetin bu hususa dikkat etmesini talep ediyorum diye konuştu.
ERGİN: İHALEDE BAZI ÇELİŞKİLER VAR
Daha sonra tanık olarak gazeteci Sedat Ergin dinlenildi.
Tanıklığın bir vatandaşlık görevi olduğunu dile getiren Ergin, Biraz sıkıntılı ve ciddi bir ikilemle karşı karşıyayım. Mevcut mevzuat çerçevesinde bakanlar, milletvekilleri dokunulmazlık zırhından yararlanırken, eski bir başbakan hakkında bilgi vermek sıkıntılı bir durum yaratıyor. Mevcut siyasiler, dokunulmazlıktan yararlanırken, eskilerin yararlanamaması gerçeği bir bütün olarak aydınlatmamış oluyor. Biz 1997-1998 yıllarındaki olaylarla ilgili iddiaları konuşuyoruz. Bugün fezlekelere konu olanlar, gündeme gelmiyor diye konuştu.
Türkbank ihalesi sürecinde bazı çelişkiler bulunduğunu ve bu çelişkilerin izini sürdüğünü anlatan Ergin, Türkbank ihalesine Yiğitin teklif verdiği, Yiğitin Çakıcı ile ilişkisi olduğu yolunda Ankarada yaygın bir kanaat bulunduğunu söyledi.
KORKMAZ YİĞİTİN SEDAT ERGİNE TEKLİFİ
Yiğitin önce ihaleye katılmaması, sonra da katılmasında bir sakınca olmadığı yönündeki bilgilerin çelişki yarattığını anlatan Ergin, şöyle konuştu:
1998 yılının Haziran ayı ortalarında Korkmaz Yiğit beni aradı ve görüşmek istediğini söyledi. Sheraton Otelinde kahvaltıda biraraya geldik. Yiğit, Kanal Eyi satın aldığını, medyada büyüyeceğini, yeni alımlar yapacağını ve medya imparatorluğu kuracağını söyledi. Yiğit, bunun başında beni görmek istediğini anlattı. Ben de işimden memnun olduğumu ve bu teklifi kabul edemeyeceğimi söyledim. Yiğit, ayrıca bu işleri finanse edecek mali gücü olduğunu da ifade etti.
ERGİN: YİĞİTİN ÇAKICI İLE İLİŞKİSİ OLDUĞU BİLİNİYORDU
Korkmaz Yiğit, döneminin Başbakanı Mesut Yılmaz ile görüştüğünü, Yılmazın ihaleye katılmasında bir sakınca olmadığını söylediğini anlattı. Yiğit ihaleye katılacağı için memnundu. Ayrılırken, beni izleyin Sedat Bey dedi. Yiğitin Çakıcı ile ilişkisi olduğu 1998 yılının Haziran ayında bir şekilde biliniyordu.
MESUT YILMAZ: KİMSEYİ İHALEYE GİRMEKTEN MEN ETMEYE HAKKIMIZ YOK
Bu aşamada söz alan sanık Mesut Yılmaz, Sedat Erginin süreci en yakın izleyen gazetecilerden birisi olduğunu ifade ederek, Erginin ifadesinde yer verdiği çelişkiyi aydınlatmak istediğini söyledi.
Çelişkiyi bugün de bu arkadaşlara anlatabilmiş değilim. Çelişki temelinde, gazetecilik ile hukuk jargonu arasındaki fark yatıyor diyen Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
Yiğit ile Çakıcı arasındaki ilişkiye ilişkin bilgi varsa, neden Yiğitin ihaleye girmesine engel olunmadı. Bilgi yoksa neden Yiğitin ihaleye girmesine başta engel olundu. Tanığın buradaki duruşma safahatını yakından izlememesini yadırgıyorum.
Ben başbakan, Güneş Taner de Hazineden sorumlu bakan olarak, hiç kimseyi ihaleye girmekten men hakkımız yoktur. Elimizde bu konuda delil niteliğinde bir bilgi varsa, bunu, ihaleyi yapan makama iletmek ve gereken işlemin yapılmasını isteme hakkına sahibiz.
MESUT YILMAZ: HUKUKİ DELİL YOKTU
Bir mafya liderinin lehinde eylemde bulunduğu kişinin engellenmesi yönündeki talebin iletilmesinde çeşitli yöntemler vardır. Şahısla konuşularak, ihaleye girmemesi istenebilir. Elimizde, Emniyetin elinde olduğu halde, delil yoktu, hukuki delil yoktu. Bilgi ve istihbarat notları, bir mafya liderinin, o kişi lehine eylemde bulunduğu yönündeydi.
Ben buna rağmen, engellemeyi istedim. Taner, bu şahsın banka sahibi olduğunu ve Hazine gözünde muteber bir işadamı olduğunu, ihaleye girmesinin yasaklanmasının, Başbakanlıkın yazılı talimatına bağlı olduğunu söyledi.
Talimat için hukuki delil gerekir. Hukuki delil bize ulaştığında olay başka kaynaklardan kamuoyuna intikal etmişti. Çelişki budur. Onlar Çakıcı-Yiğit ilişkisini bildiğini sanıyorlar. 30 Haziranda Yiğit ile görüştüm. Yiğit ilişkiyi ikrar yerine, inkar etti.
SEDAT ERGİNE YILMAZ VE ALACAKAPTANDAN SORULAR
Gazeteciler için duyumların önemli olduğunu ifade eden Yılmaz, Ergine Hala böyle bir çelişki olduğu kanaatinde misiniz? sorusunu yöneltti. Ergin, yazdıklarının arkasında olduğunu ve gazeteci olarak şüpheci olması gerektiğini söyledi.
Yılmazın avukatı Uğur Alacakaptan, 1 Haziranda yürürlüğe giren Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri uyarınca, tanığa doğrudan soru yöneltme talebinde bulundu. Avukatın, bu talebinin kabul edilmesi üzerine Alacakaptan, Ergine çeşitli sorular yöneltti. Bir soruyu yanıtlarken Ergin, şunları kaydetti:
Kanaatim Yılmaz ile Yiğit arasında bir ilişki olduğudur.
DSPli bakanlar, bu konularla ilgili etüt yapıyorlar ve burunlarına iyi koku gelmiyor. 2 Ekimde Hüsamettin Özkan, Yiğit ile kendi evinde görüştü. Özkan, Yiğite Bu işte sana zarar var, ihaleden çık der. Yiğitin koalisyon ortağının, ihaleden çık demesine kafası karışır. Yiğit, aynı gün Yılmaz ile bir resepsiyonda ayaküstü görüşür ve olayı anlatarak, ihaleden çıkayım mı? diye sorar. Yiğitin böyle bir imkanı bulması, bir diyalogun var olmasına işarettir.
BUGÜNKÜ TANIKLAR NEDEN DİNLENİYOR?
Bu ifadeler üzerine söz alan Yılmaz, DSP ile bu konuda görüş ayrılıklarının bulunmadığını belirtti.
Yılmazın avukatı Aydın Metin, tanık dinlemenin açık oturum havasında geçtiğini söyledi.
Yüce Divana başkanlık eden Haşim Kılıç, avukatlara ve tanıklara tanınan ifadelerini açıklama imkanının yanlış anlaşılmaması gerektiğini vurgulayarak, Taraflar olabildiğince özgür bir ortamda kendilerini ifade ediyor dedi.
Kılıç, tanıkların kanaat olarak ifade ettikleri değerlendirmelerini, heyetin inceleyeceğini, avukatların, bu konuda bir endişesinin olmamasını istedi.
Güneş Tanerin avukatı Ömer Lütfü Avşar, bugünkü tanıkların neden dinlenildiğine anlam veremediğini, gazetecilerin özgür düşüncelerini, kendi köşelerinde yayınladıklarını dile getirdi.
Bugünkü tanıklar arasında, konunun uzmanı bir kişinin bulunmadığını ifade eden Avşar, bu nedenle, bugünkü tanıklara soru sormayacağını vurguladı.
AA
Yayın Tarihi :
14 Haziran 2005 Salı 22:11:33
Güncelleme :14 Haziran 2005 Salı 23:02:07