24
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

Genelkurmay'a suç duyurusu

Çanakkale E Tipi Kapalı Cezaevi’nde ‘hayata dönüş operasyonu’ sonrasında 154 hükümlü ve 563 güvenlik görevlisi hakkında açılan davaya katılan hükümlü avukatı Behiç Aşçı, operasyon görüntülerini göndermediği ididasıyla Genelkurmay Başkanlığı hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.

Çanakkale E Tipi Kapalı Cezaevi’nde 19- 22 Aralık 2000 tarihinde yapılan ‘hayata dönüş operasyonu’ sonrasında 154 hükümlü ve 563 güvenlik görevlisi hakkında açılan davaya bugün Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi.

Her duruşmada istemlerini yinelemelerine rağmen ‘hayata dönüş operasyonu’ ile ilgili görüntülerin ısrarla mahkemeye gönderilmediğini belirten hükümlü avukatı Behiç Aşçı, mahkemeden, Genelkurmay Başkanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istedi.

Mahkeme heyeti, suç duyurusunda bulunulmasının mahkemenin tekelinde olmadığını belirterek avukatların da suç duyurusunda bulunabileceğini açıkladı.

Hükümlü avukatı Behiç Aşçı, duruşma çıkışında yaptığı açıklamada, Genelkurmay Başkanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı’nın ellerindeki görüntünün tamamını mahkemeye gönderdiğini ve başka görüntü olmadığını söylediğini belirterek, “Daha önce mahkemeye gönderilen görüntüleri izledik. Bunlar morgdaki otopsi ve operasyon sonrası cezaevinden çıkarılan tutukluların giydirilmesi gibi işlemlerin görüntüsüydü” dedi.

"DELİL SAKLANIYOR"

Aşçı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Oysa daha önceki duruşmalardan birinde operasyon sırasında görevli kameraman operasyonu üç gün, 24 saat boyunca görüntüye aldıklarını söyledi. Yine bazı tanıklar, mahkemede operasyona ilişkin görüntülerin mevcut olduğunu açıkladı. Ayrıca operasyondan sonra televizyonlarda bazı görüntüler yayınlandı. O görüntüler mahkemeye gönderilmedi. Hala görüntünün olmadığının söylenmesi, operasyon görüntülerinin gizlendiğini gösteriyor. Delil saklanıyor ve karartılıyor. Bu işlemleri kim yapıyor, hiyerarşiyi tam olarak bilmiyoruz. Ama Genelkurmay Başkanlığı’ndan ve Jandarma Genel Komutanlığı’ndan başlayarak bu hiyerarşinin tümü hakkında suç duyurusunda bulunacağız.”

“ARKADAŞIM GAZ BOMBASINDAN ÖLDܔ

Davada tutuksuz yargılanan hükümlü müşteki sanık Pervin Tuğan, mahkemede verdiği ifadesinde yaşanları şöyle anlattı:

“DHKPC örgüt mensubu olmak suçundan aldığım ceza nedeniyle Çanakkale E Tipi Kapalı Cezaevi’ndeyken, 19 Aralık günü sabaha karşı operasyon başladı. Bulunduğumuz bölümün tavanı kompresörle delinerek açılan deliklerden içeriye gaz bombası atılıyordu. İlker Babacan arkadaşımız çatıdan atılan bir gaz bombasının isabet etmesi sonucu gözümün önünde hayatını kaybetti. Biz çarşaflara sarılarak kendimizi korumaya çalıştık. Derimiz ve genzimiz yanıyordu. Ciğerlerimiz parçalanacak duruma gelmişti.”

Mahkeme, hükümlü avukatların istemi üzerine Ulaştırma Bakanlığı Telsiz İşleri Genel Müdürlüğü’ne yazı yazılarak operasyonda görevli kişilerin telsiz konuşmalarının kayıtlı olup olmadığının sorulmasına, kayıtlı ise mahkemeye gönderilmesinin istenmesine, dinlenmeyen sanıkların dinlenmesine ve savunması alınamayan sanıklarla ilgili adres tespitinin yapılmasına karar vererek duruşmayı 22 Eylül’e erteledi.

OPERASYONDA ÖLDÜLER

Ölüm oruçlarını bitirmek için tüm cezaevlerinde eş zamanlı olarak 19 Aralık 2000 tarihinde başlatılan ve üç gün devam eden ‘hayata dönüş operasyonu’nda, Çanakkale E Tipi Cezaevi’nde bulunan hükümlüler Fahri Sarı, Sultan Sarı ve İlker Babacan yaşamını yitirmiş, Jandarma Eri Mustafa Mutlu da şehit olmuştu.

Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesi’nde 154 hükümlü hakkında ‘adam öldürmek, cezaevi yönetimine isyan ve kamu malına zarar vermek’ suçlarından müebbet hapis, 563 güvenlik görevlisi hakkında ise, ‘emri aşmak suretiyle faili belli olmayacak şekilde birden fazla adam öldürmek’ suçundan 20 yıldan az olmamak üzere ağır hapis cezası istemiyle dava açılmıştı.

TAYAD’LILARDAN AÇIKLAMA

Tutuklu ve Hükümlü Yakınları Dayanışma Derneği (TAYAD) üyesi bir grup, duruşma sonrası adliye binası önünde ‘Çanakkale katliamcıları cezalandırılsın” yazılı bir pankart açtı.

Yapılan basın açıklamasında, “19-22 Aralık katliamını unutmadık, unutturmayacağız. Katliamcılar teşhir olmaktan korkuyor. Çünkü katliam sırasında polis ve jandarma kameralarınca her anı görüntülenmiş olan kayıtları kamuoyuna açıklamıyorlar. Kayıtlardaki asıl görüntüler yerine boş duvar görüntüleri, katliam sırasında çekilmiş görüntüler yerine morg görüntüleri gönderiliyor” denildi.

Hürriyet / DHA
Yayın Tarihi : 14 Haziran 2005 Salı 16:28:02
Güncelleme :14 Haziran 2005 Salı 16:44:27


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?