Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde yayınlanan açıklamada, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK), Ege’de icra ettiği deniz ve hava eğitim faaliyetlerinde, “gerginlik yaratacak uygulamalardan kaçınmaya büyük özen ve çaba gösterdiği ve aynı davranışı komşu ülkeden de beklediği” belirtilirken, “Ege’nin uluslararası hava sahasının kullanımı hiçbir ülkenin iznine tabi değildir. Türkiye’nin de bu hakkını kullanmama gibi bir niyeti yoktur” denildi.

Açıklamada, son zamanlarda Yunan basınında Türk uçaklarının, Ege’de Yunan hava sahasını ihlal ettiklerine dair haberlerin “yoğun şekilde” yer aldığı, buna ilave olarak 18 Kasım 2004’te Yunan basınında, “Türk uçaklarının hava muharebesi (Dog Fight) esnasında, Flare (ateş topu) kullandıklarına” dair bir haber çıktığı belirtildi.


KENDİNİ KORUMA

Flare’nin, savaş uçaklarında, Kızıl Ötesi (Infra Red - IR) güdümlü füzelere karşı kullanılan, kendini koruma (Self Defence) sistemi olduğu kaydedilen açıklamada, “Kullanım amacı; uçağın egzoz gazından daha büyük bir sıcaklık yaratarak füzeyi hedefinden saptırmaktır” bilgisi verildi.

Pilotların, barış şartlarında, günlük uçuş eğitimleri ve tatbikat esnasında, füze atılabileceği ikazı almaları halinde, kendilerini korumak maksadıyla, Flare kullanmalarının “doğal” karşılandığı belirtilen açıklamada, şöyle denildi:

"3 ADET FLARE KULLANILDI"

“Türk Hava Kuvvetleri’ne ait bir F-16 uçağı, 18 Kasım 2004 tarihinde, Ege’de icra ettiği eğitim uçuşu esnasında, füze radarını kendisine kilitleyen Yunan uçağından korunmak için Limni Adası güneyinde, uluslararası hava sahasında 3 adet Flare kullanmıştır. (Bahse konu Flare’ler pilotun kendini koruma kapsamında kullanılmış olup, bunda farklı bir amaç ve kasıt aranmamalıdır).

Bu ateş topları uçağımızın hemen yakın gerisinde uçan ve dolayısıyla uçağımızı taciz eden başka bir uçak bulunmadıkça hiçbir tehlike yaratmaz.

YUNAN UÇAĞININ TACİZİ

Türk uçağının, Yunan uçağını taciz ve tahrik etmesi asla söz konusu değildir. Aksine uluslararası hava sahasında eğitim uçuşu yapan Türk F-16 uçağına, füze yüklü Yunan F-16 uçağı tarafından, radar kilitlemek suretiyle taciz yapılmıştır.

5 SANİYE LİMİTİ

Angajman kuralları gereğince, 5 saniyeden daha fazla süreyle diğer bir uçağa radar kilitlemek, düşmanca hareket olarak kabul edilmekte ve taciz olarak değerlendirilmektedir. Bu durumda Yunan uçağının, Türk uçağını taciz ettiği açıkça görülmektedir.

F-16 uçaklarında füze ve Flare sistemi birbirine çok yakın olmayıp, pilot tarafından ayrı şalterlerle kumanda edilmektedir. Dolayısıyla, diğer taraftan Yunan basınında belirtildiği gibi Flare yerine, yanlışlıkla füze atması da söz konusu olamaz.”

“UÇUŞLAR AZALTILDI”

Açıklamada, Türk Hava Kuvvetleri unsurlarının, Türkiye’nin, Ege’de uluslararası hukuktan kaynaklanan vazgeçilmez hak ve menfaatleri doğrultusunda, Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı (ICAO) kurallarına uygun olarak uçuş görevleri icra ettiği vurgulandı.

Türkiye’nin, iyi niyetini ve dostluğunu gösterme anlayışı ile Atina Olimpiyatları’nın güvenliğine destek kapsamında, olimpiyatlar süresince Ege’deki tatbikatlarını iptal ettiği, ilave arama kurtarma tedbirleri aldığı, Ege’deki uçuşlarını asgari seviyeye düşürdüğü hatırlatılan açıklamada, şu bilgiler verildi:

“Yunan basınında Türklerin Ege’de uçuşlarını artırdığına dair çıkan haberlerin aksine, Türkiye 2002 ve 2003 Ağustos, Eylül ve Ekim aylarına göre, 2004 Ağustos, Eylül ve Ekim aylarında Ege’deki faaliyetlerini yüzde 65 oranında azaltmıştır. İki ülkenin yaptığı uçuşlar mukayese edildiğinde, Yunanistan, toplam uçuşunun ortalama yüzde 75’ini Ege’de icra ederken; Türkiye sadece yüzde 5’ini Ege’de icra etmektedir.

Ayrıca Türk Hava Kuvvetleri’nin, Ege’deki, Kasım ayı uçuşları incelendiğinde; 2002 yılında: 284 sorti, 2003 yılında: 256 sorti 2004 yılında: 112 sorti uçtuğu görülmektedir. Bu durumda 2004 yılı Kasım ayındaki uçuş miktarı, 2002 ve 2003 yılına göre yüzde 57 oranında azaltılmıştır.”

SERBEST KULLANIM

Türkiye’nin Ege Denizi’nin uluslararası hava sahası ve karasularını diğer ülkelerle beraber serbest kullanım hakkına sahip olduğuna işaret edilen açıklamada, “Ege’nin uluslararası hava sahasının kullanımı hiçbir ülkenin iznine tabi değildir. Türkiye’nin de bu hakkını kullanmama gibi bir niyeti yoktur” denildi.

Açıklamada, şu hususlara yer verildi:

“Türkiye’nin iyi niyetine karşılık, Ege’de icra edilen uçuşlarımız hakkında, yanlı ve tahrik edici haberlerin medyaya sızdırılması, tarafımızdan uygun olmayan davranışlar olarak algılanmaktadır.

“GÜVEN ORTAMINA ZARAR VEREBİLİR”

Türkiye, Yunanistan ile ilişkilerine büyük önem vermekte ve Ege Denizi’nin bir dostluk ve dayanışma denizi olmasını arzulamaktadır. Bu nedenle TSK, Ege’de icra ettiği deniz ve hava eğitim faaliyetlerinde, gerginlik yaratacak uygulamalardan kaçınmaya büyük özen ve çaba göstermekte, aynı davranışı komşu ülkeden de beklemektedir.

Bununla birlikte, TSK’nin, uluslararası hukuka uygun olarak yürüttüğü olağan eğitim faaliyetlerinin, abartılı bir şekilde, kamuoyuna ve medyaya olumsuz açıklama ve beyanlarla aktarılmasının, Ege’de oluşturulmaya çalışılan güven ortamına zarar verebileceği düşünülmektedir.”