26
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Gözaltılardan böyle haberi oldu

Balyoz Darbe Planı iddiaları ile gözaltına alınan komutanların haberi Türkiye'de "son dakika" duyurulduğu anlarda, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan İspanya'da işadamları ile birlikteydi. Konuşmanın ortasında Başbakan'a bir not iletildi. Erdoğan, konuşmasını keserek, notu uzun uzun okudu. Notun içeriği ise henüz bilinmiyor.

 

Not iletildiği anda Başbakan, İspanya-Türkiye Ekonomi Forumu'nun düzenlediği kahvaltıda bir konuşma yapıyordu.

Gelen duyumlar notun Türkiye'deki gözaltıları ile ilgili olduğu yönünde. Başbakan ise henüz konuyla ilgili bir açıklama henüz yapmadı.

BAŞBAKAN KONUŞMASINDA ŞUNLARI SÖYLEDİ

Konuşmasında AB’nin Türkiye’nin dış politikasının öncelikleri arasında yer aldığına dikkat çeken Erdoğan, “İspanya'nın dönem başkanlığını üstlenmiş olmasından büyük heyecan duyuyorum. İspanya’ya görevinde başarılar diliyorum. Bizim AB’ye katılım hedefimiz açıktır. Hedefimiz tam üyelik. Bu yolda başka bir seçeneğin halkımız tarafından kabul edilmesi mümkün değildir. Beklentimiz AB'nin yükümlülüklerine sadık kalmasıdır. Bizim müracatımız 1959 yılındadır. Böyle bir süreç var. 50 yıl kapıda bekletilen başka bir ülke yok. Şuanda AB üyesi ülkeler içinde birçoğundan önde olan bir Türkiye var. Türkiye AB'ye yük olmaya değil AB'den yük almaya geldi.

Aynı zamanda 1.6 milyarlık İslam dünyasıyla batı dünyası arasında köprü olacağını da belirtmek isterim. Kararlı bir şekilde ilerlemeye devam ediyoruz. Bununla birlikte müzakerelerin hızı Türkiye'nin beklentilerini karşılamaktan uzaktır. Siyasi engellemeler nedeniyle önemli sayıda fasıl engellenmiştir. Teşvik edici bir yaklaşım ele alınmalıdır. Dost ve müttefikimiz İspanya'nın çabaları AB içinde örnek teşkil ediyor. AB dönem başkanlığının Türkiye AB ilişkilerinin ilerlemesi bakımından müstesna bir örnek teşkil edeceğini umuyorum.

Türkiye'nin AB içinde yer almasının AB'nin yararına olacağı beyanının AB'de daha fazla yapılmasını bekliyoruz. Türkiye'nin AB'ye tam üye olması sadece Türkiye'nin değil AB'nin de menfaatinedir. Türkiye'nin AB üyeliği bugün küresel düzeyde karşılaştığı sorunlara çok önemli bir sentezdir. Türkiye'nin AB ile bütünleşmesi siyasi kültürel bakımdan önemli bir projedir. Türkiye böyle bir boş tartışmanın içinde sorgulanmamalıdır. Biraz coğrafya biliyorsak haritadaki yerimiz de bellidir. Harita üzerinde de çok önemli sinyallerimizin de olduğu bellidir.

Coğrafi sınırlar içinde AB'de olmayanların AB içine alınması manidardır. Bunlar hangi kararla alınıyor bunların da üzerinde durmak gerekiyor. Bu kararlarla Türkiye'nin önünü kesmek bilmece içeriklidir. Kültürel ve sosyolojik unsurlara dayalıdır. Bu bilmece son derece anlamsızdır. Türkiye'nin modernleşme ve demokratikleşme yolunda attığı adımlar İslam dünyasında büyük ilgi uyandırıyor ve yakından takip ediliyor. AB'ye katılımımız AB üyeliğinin kültürel ve dini kimlikler değil ortak ve evrensel değerler üzerine kurulduğunun en somut örneğini teşkil edeceğiz. İspanya dönem başkanlığında Türkiye'nin katılım müzakerelerinde büyük ivmelerin yaşanacağını umuyorum.

Dışişleri Bakanının Türkiye’nin AB’nin içerisinde yer almasının AB’nin menfaatine olacağı yönündeki açıklamalarından memnuniyet duyuyoruz, Avrupalı dostlarımızın bu desteklerini daha fazla göstermelerini umuyoruz" ifadelerini kullandı. Kıbrıs konusuna da değinen Erdoğan, “Öncelikle Türkiye uluslararası sorunların adil kalıcı ve çözülebilir bir neticeye kavuşturulmasını önemsemiş bunun için çaba sarf eden bir ülkedir. Komşularla sıfır problem alanında çok önemli atılımlar gerçekleştirdik. Aradaki meseleleri cesaretle ele alıp üzerine gittik. Ermenistan'ın problemlere aynı yaklaşımla yaklaşması üzerine çok önemli adımlar atılacaktır. Kıbrıs’ta müzakere sürecinin adil ve kalıcı olması için bir anavatan ve garantör olarak desteğimiz sürüyor. Bunu Annan döneminde başlattık böyle de devam ettiriyoruz.

KKTC'nin yönetim ve güç paylaşımı konusunda gerçek bir atılım şansı sunmuştur. Biz de Türkiye olarak paketin sunulmasında kendilerini teşvik ettik. Bu açılımın kıymetinin bilinmesi gerekir. Müzakerelerin ebediyen devam edemeyeceği açıktır. Önümüzdeki kısa dönem sürecin akıbeti açısından hayati önem arz ediyor. Gerekli özenin gösterilmesi konusunda AB'nin sorumluluğu olduğunu düşünüyorum. İspanya ile Türkiye gerek bölgesel meselelerin gerek küresel meselelerin çözümünde örnek bir işbirliği sergiliyor. Bunlar yeterli değil. İspanya'nın da potansiyeli beklenenin çok çok üzerinde. Ekonomik ve diplomatik alanda dayanışmayı daha da ilerletelim. Aynı heyecanı İspanyol dostlarımızda görmek umudumu daha da arttırıyor” diye konuştu.

İran’in nükleer programı konusunda kendisine sorulan bir soru üzerine Erdoğan, “İran’ın nükleer programı konusunda Türkiye’nin tavrı çok açık ve nettir. Çevremizde, bölgemizde nükleer silah yapılmasına hiçbir zaman olumlu yaklaşmadık. Bölgemizin genelinde böyle bir şeyi tasvip etmiyoruz. Başta BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri olmak üzere hatta 5+1 olmak üzere bu konu üzerindeki hassasiyetlerini bölgenin geneli üzerinde ortaya koymalarını adil ve doğru buluyorum. İnsani amaçlı olarak atılacak bir adıma başta ABD olmak üzere kimse olumsuz yaklaşmıyor. İnsani amaçlıysa bu programlar normaldir, nükleer silah yapımı ise doğru değildir. Konuyla ilgili olarak ciddi çabalar sarf ettik, aracı olmak istedik, ikna için sürekli bir mekik diplomasini çalıştırıldı ancak biz ümidimizi kesmiş değiliz.

Temennimiz İran’ın böyle bir nükleer programı insani amaç dışında gerçekleştirmemesi. Umudumuzu yitirmedik çalışmalarımız dışişleri bakanımızın başkanlığında devam ediyor. Bunu olumlu bir şekilde neticelendirmenin gayreti içerisindeyiz” ifadelerini kullandı.

Erdoğan konuşmasında, “2 yıl önce 16 Ocak 2008’de yine burada benzer bir toplantıya iştirak etmiş ve katılımcılara hitap etme fırsatı bulmuştum. Aradan geçen 2 sene içerisinde Türkiye ile İspanya arasındaki işbirliği her alanda daha fazla gelişti. İki ülke birbirine daha da yakınlaştık” dedi. Görüşmeler kapsamında ilişkilerin ve bugüne kadar yapılanların muhasebesini yapacaklarına dikkat çeken Erdoğan, İspanyanın AB dönem başkanlığından kaynaklanan yoğun gündemine rağmen Türkiye ile ikili zirve yapmasını çok önemli olduğunu söyledi. Türkiye ile İspanya’nın haritada uzakta olmasına rağmen tarihi yakınlığı olduğunu vurgulayan Erdoğan, “18’inci yüzyıldan bu yana aramızda sarsılmaz bir dostluk bulunuyor. Onlarca şair bilim adamı yazar bizi birbirimize yaklaştırdı” dedi.

Erdoğan, “2002 yılının sonunda iktidara geldiğimiz zaman İspanya ile yeni bir sayfa açtık. 2002 yılında Türkiye’nin İspanya’ya toplam ihracatı 1 milyar 125 milyon dolar seviyesindeydi, kriz öncesinde 2008 sonunda 4 milyar 47 milyon dolara çıkarttık. İspanya’nın Türkiye’ye ihracatı 2002’de 1 milyar 400 milyon dolardan 4 buçuk milyon dolara çıkarttı. 2009 yılının rakamları küresel krizden etkilendi ancak halen karşılıklı olarak ticaret hacmimiz 6.6 milyar dolar. Krizin etkisi azaldıkça ticari performansımız eski haline dönecek, hatta bunu aşacaktır” dedi.

Tüm dünyada etkisini gösteren küresel ekonomik kriz konusuna değinen Erdoğan, “Türkiye olarak küresel krizi aşma noktasında önemli aşamalar kaydettik. Yapısal reformlarımız Türkiye ekonomisinin krizden en düşük şekilde etkilenmesini sağlamıştır. Son aylarda tüm göstergelerimizde olumlu hareketler görüyoruz. Ülkemizde geçmişte yaşanmış olan ağır ekonomik krizlerden dersler çıkardık. Ciddi tecrübeler sayesinde bu hataları tekrarlamamaya gayret ediyoruz. Kuzey ile Güney arasındaki uçurumun gittikçe derinleştiğini, makasın gittikçe büyüdüğünü görüyoruz. Bu krizden hepimizin çıkarması gereken çok önemli sosyal ve ahlaki dersler var. Küresel anlamda sermayenin çok hızlı dolaşabildiği böyle bir asırda yoksullarla zenginler arasındaki makasın bu kadar açılıyor olması çok tehlikelidir. Afrika’da ve Asya’da milyonlarca insan açlıkla mücadele ederken bazı insanlar da lük içerisinde yaşıyor. Bu durum yoksul ülkelerde umutsuzluğu ve karamsarlığı daha da arttırıyor. Suç oranları arttırıyor en kötüsü terör küreselleşiyor. Takdir edersiniz ki böyle bir sistemin sürdürülebilir olma şansı yoktur.

Böyle bir sistemin bir noktada tıkanacağı aşikardır. Yaşamakta olduğumuz kriz alınan tedbirler sayesinde ucuz atlatılmıştır. Ama sistem böyle devam ederse daha ağır bedeller ödeyeceğiz. Dünyamızı sadece küresel ekonomik krizler değil onlarla birlikte başka küresel krizler de etkiler” diye konuştu. İspanya ile birlikte yürütülen Medeniyetler İttifakı konusunda Erdoğan, “Kültürler medeniyetler arasında diyaloğun kültürel etkileşimin azalması bizi İspanya ile medeniyetler ittifakı çatısı altında birleştirdi. İspanya'da gerek tarihi birikimi gerek bugünkü tecrübesiyle çok büyük tecrübeye sahip. Medeniyetler ittifakının eş başkanlığını üstlendi. Medeniyetler ittifakı projesine her gün artan ilgi ve destek uluslararası ilişkilerde diyaloğu hedefleyen bir birleşimdir. Ülkemin İspanya ile birlikte ön ayak olmasından mutlu oluyorum. ABD'nin de medeniyetler ittifakına katılmaya hazırlandığını görüyorum. bu gelişmelerden umut duyuyorum.

115 ülke ve kuruluş dışında geniş kitleler tarafından takip edildiğini memnuniyetle ifade ediyorum. Geleceğe umutla bakmamıza imkan sağlamakta. Zaman zaman barışa gölge düşürecek hareketleri görüyoruz. Medeniyetleri karşı karşıya getirecek hareketlere şahit oluyoruz. Fikir özgürlüğü gibi bahanelerin arkasından yapılan açıklamalar ya da icraatlar küçük ama suyu bulandıracak derecede olayların dalga dalga büyüdüğüne şahit olduk. Bugün de oluyoruz. Bu tavırlar karşısında sağlam bir duruş sergilenmesi gerektiğini ben düşünüyorum. Dünya genelinde siyasi olarak ötelenmiş hisseden ülkeler adalet duygusuna karşı güvensizlik duyuyor. BM başta olmak üzere uluslararası kuruluşların bu konuya hassasiyetini ben önemli buluyorum. Herkese adil bir sistemi sunmak zorundayız. Medeniyetler ittifakı zaman geçtikçe daha etkili olacak. Bu manada medeniyetler ittifakı bütün dünya ülkelerinin sahiplenmesi gereken bir ittifaktır” şeklinde konuştu.

İspanya ile Türkiye arasındaki özel sektörlerin güçlendirildiğini belirten Erdoğan, “İspanya ile Türkiye arasında özel sektörlerimizin güçlendirilmesi çok önemlidir. Hali hazırda Türkiye’de yaklaşık 100 kadar İspanyol şirket faaliyet göstermektedir. Önümüzdeki dönemde İspanya'nın bir çok sektörünü daha ülkemizde görmek isteriz. Ülkemizin kapılarının sonuna kadar açık olduğunu belirtmek isteriz. İçinde bulunduğumuz krizi ekonomik şartlarda almış oldukları kararlar neticesinde kutluyorum. Aynı zaman da 67 Türk şirket de İspanya’da faaliyet göstermektedir. Firmalarımızı İspanya’da yatırım yapmaya teşvik ediyoruz” dedi.

Türkiye'nin kapılarının İspanyol turistlere her zaman açık olduğunu belirten Erdoğan, “Bildiğiniz gibi İstanbul, 15 Ocak’tan itibaren İstanbul Avrupa Kültür Başkenti olarak bir dizi etkinliğe ev sahipliği yapacak. Tüm İspanyolları Türkiye'nin birbirinden güzel 81 vilayetini görmeye davet ediyorum. Dünyanın en güzel ve en kadim şehirlerinden olan İstanbul'a sizleri davet ediyorum. Kendinizi evinizde hissedeceğinizden adım gibi eminim” dedi.

Erdoğan, ziyaretini İspanya'nın yoğun gündemi dolayısıyla hiçbir ikili zirve toplantısı düzenlememe yönünde aldığı kararına istisna olarak gerçekleştiriyor. Başbakan Erdoğan, İspanya'nın önde gelen düşünce kuruluşu Nueva Economica Forum'un düzenlediği sabah kahvaltısında, önde gelen politikacılar, bürokratlar, düşünce, iş ve basın dünyası temsilcileri ve Madrid'de mukim kordiplomatik mensuplarıyla bir araya geldi.
 

iha
Yayın Tarihi : 22 Şubat 2010 Pazartesi 14:13:28


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?