TCK’nın Meclis’ten geçmesiyle, şimdi gözler AB Komisyonu’nun 6 ekimde yayınlanacak İlerleme Raporu’na çevrildi.

Komisyonun Genişlemeden Sorumlu Komiseri Günter Verheugen, Brüksel’de Başbakan Erdoğan’la yaptığı görüşmede, raporda yer alacak tavsiyelere ilişkin bilgi verdi.

Raporda, siyasi reformların uygulanmasının kontrolü için bir izleme süreci öngörülecek.

Ayrıca, Avrupa kamuoyunun Türkiye’nin üyeliğine alıştırılması için, halkları yakınlaştırmaya yönelik bir iletişim stratejisi geliştirilecek.

Verheugen tavsiyeler bölümünü uzun tutacak

Avrupa Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Komiseri Günter Verheugen’in ’son engel’ olarak tanımladığı TCK’nın Meclis’ten geçmesiyle şimdi gözler 6 ekimde yayınlanacak İlerleme Raporu’na, özellikle de raporun tavsiyeler bölümüne çevrildi.

Verheugen, Brüksel’de biraraya geldiği Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın isteği üzerine rapora ve yapacağı tavsiyelere ilişkin bazı ipuçları verdi.

Üç boyutlu bir tavsiye yapısı

Verhugen, tavsiye bölümünü uzun tutacağını belirtti. Müzakere sürecinin tümüne ilişkin tavsiyelerde bulunacağını söyleyen Komisyon yetkilisi, üç boyutlu bir yapıdan bahsetti.

Verheugen’in verdiği bilgilere göre, tavsiyelerin birinci bölümünde, müzakere sürecine ilişkin teknik konular yer alacak. İkinci bölümüyse siyasi reformlarla ilgili olacak.

Verheugen Erdoğan’la görüşmesinde , bu bölümü "siyasi reformların uygulanmasında Türkiye’ye verilecek sürekli destek" olarak nitelendirdi.

Türk yetkililere göre bu bölümde amaçlanan reformların uygulanmasının takip edecek bir mekanizma kurulması.

Zira Verheugen, raporunda Türkiye’nin Kopenhag Kriterlerini yerine getirdiğini, ancak hala eksikliklerin bulunduğunu, bunların da zaman içinde giderilebileceğini söyleyecek.

İşte bu tespite bağlı olarak siyasi reformların uygulanmasını sürekli olarak gözlemleyecek bir denetleme mekanizması getirilecek.

En önemli bölüm toplumlararası dialog

Verheugen’in Erdoğan’a, ’en önemli boyut’ olarak nitelendirdiği üçüncü bölüm ise toplumlararası dialoğu içeriyor.

Alman diplomat, sivil toplum kuruluşları arasında dialoğu arttıracak, halkları birbirine yakınlaştıracak bir süreç öngördüğünü söyledi.

Türk yetkililere göre burada da amaçlanan Avrupa Kamuoyu’nun Türkiye’nin üyeliği fikrine alıştırılması.