20
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

Gül, BM Güvenlik Konseyi adaylığı için destek istedi

Gül, "BM Güvenlik Konseyi, daha fazla temsilciyle, daha dengeli bir özellikte olmalıdır. Konsey’de temsil, kapsayıcı ve adil olmalıdır" dedi.

Evrensel güçlükler ve kronik siyasi-askeri çatışmaların "asimetrik bir tehditle güçlendiğini" ifade eden Gül, bu tehditleri, "terörizm, uyuşturucu, organize suç, kitle imha silahlarının yaygınlaşması ve çevre problemleri" olarak sıraladı.

Gül, "Irkçılık, anti-semitizm, aralarında Müslümanların da bulunduğu belirli inanç sahiplerine ve kültürlere karşı önyargılı tavırlar ve yabancı düşmanlığı, bu problemleri artırdı. Bunun yanı sıra Afrika kıtasının özel ve acil ihtiyaçları ortaklaşa bir çözüm beklemeye devam ediyor" diye konuştu.

BM sisteminin, bu sorunların dile getirilmesindeki rolünün arttırılması için cesaretlendirmesi gerektiğini bildiren Bakan Gül, şöyle konuştu:

"Uluslararası düzen ve kurumlara yönelik inanç, aşındırılmamalı. Daha etkin ve inanılır bir BM, günümüzün ortak güçlüklerine karşı daha yetkin olacaktır. BM Güvenlik Konseyi, daha fazla temsilciyle, daha dengeli bir özellikte olmalıdır. Konsey’de temsil, kapsayıcı ve adil olmalıdır. Bu, meşruiyetini ve etkinliğini arttıracaktır. Bu açıdan, Genel Sekreter’in çabalarını kutluyorum."

Abdullah Gül, iyi yönetim ile barış ve refahın, hem ülke içinde, hem de tüm dünyada birbirleriyle bağlantılı olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Bu yüzden, reforma yönelik bir küresel gündem, hem dahili hem de uluslararası yaşamımızı kapsamalıdır. Uluslararası toplumun her üyesi, böyle bir gündemi uygulamada sorumluluğa sahiptir. Bu bağlantının tam bilincinde olan hükümetim, son 2 yılda geniş siyasi ve ekonomik reformlar gerçekleştirdi. Böylece biz, demokrasimizin seviyesini yükselttik ve derinleştirdik. Hesap verebilir, şeffaf ve etkin bir yönetim ve dinamik bir sivil toplum, hukukun üstünlüğüne sahip çıktı ve insan haklarını pekiştirdi. İlgili BM ve Avrupa Birliği standartları kadar, halkımızın beklentileri de bize bu reform çabasında ilham verdi. Hem doğuda hem de batıda pek çoğunun çağdaşlık ve ilerleme ile kimlik ve geleneğin mükemmel uyumuna dair deneyimimizi izlemesinden gurur duymaktayım.

Bu vesileyle, Türkiye’nin, 2009-2010 dönemi için Güvenlik Konseyi’nde geçici bir sandalye için adaylığını teyit etmek istiyorum. Barış ve güvenliğe çok önemli katkılarımıza rağmen, yaklaşık son yarım yüzyıldır Türkiye, Konsey’e üye olmamıştır. Bu yüzden, haklı olarak adaylığımız için Genel Kurul’dan destek bekliyoruz."

Geçici üyeliğin, Türkiye’nin bölgede ve ötesinde barış, istikrar ve güvenliği sağlama konusundaki daha geniş çabalarıyla uyumlu olduğuna dikkati çeken Gül, "Türkiye, Filistin’den Darfur’a kadar insani yardım faaliyetlerinde öne çıkan bir ülke olarak görülmektedir. Bosna’dan Afganistan’a kadar uzanan geniş bir coğrafyada, uluslararası barış koruma misyonlarına katkımız artmaktadır" diye konuştu.

Kronik Kıbrıs sorununda Türk hükümetinin, BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın iyi niyet misyonuna tam destek verdiğini ve kendisiyle yakın işbirliği yaptığını vurgulayan Gül, "Türkiye, Kıbrıs’ta kalıcı bir barış için taahhüdünü sürdürmektedir" dedi.

Gül, Kıbrıs Türklerinin, uluslararası toplumun çağrılarına cevap vererek, cesurca BM Planı lehine oy kullanmasının üzerinden 5 ay geçmesine rağmen, Ada’nın birleştirilmesi yönündeki irade beyanlarının hala ödüllendirilmediğini söyledi.

Konuşmasında Filistin sorununa da değinen Gül, "İsrail halkına karşı terörist saldırılar durmalıdır. Aynı şekilde Filistinlilerin hayatlarının ve mallarının kasıtlı tahribine de son verilmelidir. Filistin kuruluşlarının reform süreci ilerletilmelidir. İsraillilerin yerleşim faaliyetleri derhal durdurulmalıdır" diye konuştu.

Irak halkının karşı karşıya olduğu insani, siyasi ve güvenlik konusundaki zorlukların da sürdüğünü ve bunların birbirlerini olumsuz etkilediğini kaydeden Gül, "Irak’taki gelişmeler, benim ülkemi de etkilemekte ve bir komşu ülke olarak insani yardımların çoğu Türkiye’den gitmesine rağmen halkım, Irak yüzünden acı çekmektedir" dedi.

Birleşik, toprak açısından bütün ve kendisiyle ve komşularıyla barışık demokratik bir Irak için güçlü destek verdiklerini ifade eden Gül, "BM’nin daha fazla müdahil olması, bu görevi kolaylaştıracaktır. Türkiye tarafından başlatılan Irak’a Komşu Ülkeler Toplantıları da hesaba katılması gereken kıymetli bir enstrümandır. Neticede, Irak’ın başarısı, hepimizin kolektif başarısı, başarısızlığı da kolektif başarısızlığı olacaktır. Türkiye, Irak geçici hükümetinin normalleşme ve demokrasi yolundaki çabalarına destek vermeye devam edecektir" diye konuştu.

Abdullah Gül, herkesin, terörizmin hiçbir meşruiyeti olmadığında hemfikir olduğunu belirterek, "Terör asla bir dini, milleti ya da davayı temsil edemez. New York, İstanbul, Bağdat, Beslan ya da bir başka yerde ayrım yapmaksızın masum insanları öldürmek, insanlığa karşı bir suçtur. Biz bu terörist vahşetleri en güçlü ifadelerle kınıyoruz" dedi.

tnn net
Yayın Tarihi : 24 Eylül 2004 Cuma 12:00:49


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?