Eski DEP milletvekilleri Leyla Zana, Orhan Doğan, Hatip Dicle ve Selim Sadak ile görüştüğü için AKP içinde eleştiriler alan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, "Devlet birimlerinin ‘yararlı olur’ değerlendirmesi üzerine konuştum" dedi. Gül, "sorumluluklarını hatırlattığı" eski milletvekillerine, "Özgürlükleri genişletiyoruz. Kıymetini bilin. Terör olursa önlemini alırız" mesajı verdiğini söyledi.

Ayrıntıları Hürriyet gazetesinin bugünkü sayısında yayımlanan haberden alıntılayarak aktarıyoruz:

BAŞBAKAN Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, eski DEP milletvekilleri Leyla Zana ve arkadaşlarıyla görüşmesini devlet birimlerinin ‘yararlı olur’ değerlendirmesi üzerine yaptığını açıkladı. Görüşme nedeniyle parti içinde milletvekili ve bakan düzeyinde eleştiri oklarına hedef olan Gül, bu konuda polemiğe girmekten yana olmadığını belirterek şu değerlendirmede bulundu:

FAYDALI OLUR DİYE

‘Kendi içimizde bunun faydalı olacağını düşündük. Tabii Başbakan’ın haberi var. Onlarla bu çerçeve konuştum. Onlara aradan geçen uzun süre sonrasında sorumlulukların hatırlattım ve bu konuda üzerlerine görev düştüğünü söyledim. En liberal ülkeler bile güvenlik gerekçesiyle özgürlükleri daraltırken biz, cesaretle özgürlüklerin sınırını genişletiyoruz. O bakımdan yapılanların kıymetinin bilinmesi lazım. Bunların Türkiye’yi kuvvetlendireceğine inanıyoruz. Eğer zayıflatırsa onun da tedbiri alınır. Teröre, şiddete, silaha kesinlikle müsamaha etmeyeceğiz. Herkes kuvvetli bir Türkiye’de, mutlu bir vatandaş olarak yaşamak istiyor.’

KRİTİK PARAGRAF

Brüksel’de yapılan Avrupa Birliği zirvesi ile sonuç bildirgesini de Hürriyet’e değerlendiren Gül, şunları söyledi:

‘İlk gittiğimizde taslak paragrafı gösterdiler. Bazı şeyler hoşumuza gitmedi. Son çıkan kanunlar, İçişleri Bakanlığı genelgeleri yansımamıştı. Ama, metni iyi analiz edince, ilerleme raporuna temel olacak siyasi kriter paragrafı gayet iyi.

ESKİDEN ACEMİYDİK

Burada, 2002 Aralık’ında Kopenhag’da zirvesinde çıkan, ‘Türkiye ile görüşmeler vakit geçirilmeksizin, (without delay, diyorlar ya) görüşmeler başlayacak’ kararı çıktı. Bu aynen korunmuş. Bakın biz Kopenhag’a giderken acemiydik. Müzakere tarihi alırız, gibi bile düşünüyorduk. İlk paragraf çıktığında çok büyük tepki gösterdim. Bunun üzerine ‘without delay’ eklendi. O zaman ‘Ne fark etti’ denildi. Ama bugün, o ‘vakit geçirmeden’ lafının ne kadar kıymetle olduğunu görüyoruz.’