18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Gül: İlan, piyonvari insanların işi

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül: ‘İlanı bir tartışma konusu yapmak istemeyiz. Bu ilan dışarıdan kaleme alınmış, tamamen piyonvari, ajanvari, bilgisiz insanların yaptığı bir iş.’

Hürriyet gazetesinde Uğur ERGAN imzasıyla yayımlanan haberi alıntılayarak aktarıyoruz..

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, 17 Aralık’taki tarihi zirve öncesi Brüksel’de yapılan pazarlıkların perde arkası ile eski DEP’lilerin de aralarında bulunduğu Kürt aydınların otonomi talebiyle verdikleri ilanla ilgili görüşlerini Hürriyet’e anlattı. Gül’ün mesajları şöyle:

HAMUR OLMUŞUZ

Bu ilan kendi milletimize bir hakaret. Türk milleti içinde Kürt’üm, Boşnak’ım, Arnavut’um diyen var. En büyük hakaret de onlara. Diyarbakır’dakine, Bingöl’dekine, İstabul’dakine, Bursa’dakine hakaret bu söylenenler. Bin yıl et ve kemik gibi yaşamış, bin yıl bu toprağın hamuru olmuşuz. Şimdi ilk defa tamamen bu toprağın yapısına, tabiatına, bu toplumun, halkın geçmişine, tarihine aykırı, yabancı mantalitesiyle yaklaşılmış bir ilan bu.

CEVAP VERMEYİZ

Orada söylenenlere tek tek çok güzel cevaplar verilir ama,biz bunu bir tartışma konusu yapmak istemeyiz. Çünkü bazıları bunların tartışma konusu olmasını isterler. Burada ben şunu görüyorum. Türkiye’nin bin yıllık anlayışına yabancı, dışarıdan kaleme alınmış, tamamen piyonvari, ajanvari, bilgisiz insanların yaptığı bir iş. Onun için herkesin çok dikkatli olması gerekir.

UCU AÇIK OLMAZ

Tam üyelik olacak ama ucu açık olacak diye de bir şey asla olamaz. Tarihten daha önemli olan şey, bizim için tam üyeliktir. Tarih zaten bellidir artık. Tam üyelik, birçok kelimelerle ifade edilecek. Burada önemli olan bunu okuyan ve gören kimse, bunun açıkça tam üyelik olduğunu ve başka bir çağrışım yapmadığını anlamalı. Kararın, bizim yolumuzu açık ve net şekilde ortaya koyması lazım. Kararın, tam üyeliğin dışında asla bir çağrışımı getirmemesi lazım. Bunun dışında herhangi bir çağrışım olursa, biz bunu kabul etmeyeceğiz.

RUMLARI TANIMAYIZ

17 Aralık’tan sonra Kıbrıs ile Gümrük Birliği Uyum Protokolü’nü imzalayacağız diye el altından verilmiş bir mesaj falan yok. Bizden tabii ki, önce Kıbrıs Rum Kesimi’ni tanımamızı istiyorlar. Bundan vazgeçilmiş değil. Ama biz daha önceden bilinen tavrımızda bir değişiklik olmadığını anlattık. Bunun asla olmayacağını biliyorlar şimdi. Biz daha önce Rum Kesimi’ni birlik sınırları içine aldık. Ben size açıklamıştım, ‘Gitsin Türk işadamları Rum Kesimi’ne mal satsın’ diye. Bundan dolayı problemleri var.

ÖNCE ÇÖZÜM ŞART

Bunu bilmeyen ‘Biz 25 kişilik bir ortağız. Sen bizim bir ortağımızla iş yapmazsan nasıl olacak bu iş’ diye düşünüyorlar. ‘İşin siyasi yönünü bilmiyorsun’ deyip, iş konusunda problem olmadığını anlatıyoruz. Malı Türk veya Rum getirip satıyor. Bir Rum vatandaşı geliyor İstanbul’da havaalanında vize alıp giriyor. Ancak öbür konu BM’de çözülmediği için bir tanıma olmaz. Tanımak da isteriz. Ama tanıma ‘BM’de bir çözüm olur, onun bir parçası olarak ortaya çıkar’ diyoruz.

Pazarlık Almanya ile Fransaarasında

BRÜKSEL’de Almanya Dışişleri Bakanı Joschka Fischer ve İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw ile görüştüm. Pazarlık işi Almanya ile Fransa arasında olacak. Onlara çok açık şekilde teknik detayları verdim. Bizim dostlarımız var orada. İspanyollar da aynı şekilde. Daimi korumaya falan tamamen karşılar. Dün (Önceki gün) ayrıca Roma, Paris, Londra, Berlin, Madrid, Brüksel büyükelçileri ile Brüksel’de bir toplantı yaptım. Bunlar zaten AB işlerinin içinde olmuş arkadaşlar. Onları bilgilendirdim.

Para ile AB hukuku aldık

AB hukuk firmasından para karşılığı aldığımız hukuki görüşler var. Bütün bu bilgileri hem dostlara, hem de karşı çıkanlara veriyoruz. Dolayısıyla perde arkasında çok büyük bir çalışma var. Biz her şeyi rasyonel ve hukuk zeminininde ortaya koyuyoruz. Türkiye için ‘farkılılık olsun’ diye gayret edenlerin meşru ve hukuki tabanları yok. Biz ise hep AB hukuku, meşru haklar, AB müktesebatı ve tüzükle konuşuyoruz. Mücadelemizi sadece siyasi söylemde götürmüyoruz. Karşı olanların önlerine hukuki gerekçelerimizi koyduğumuzda sıkışıyorlar. İstedikleri şeylerin AB hukukunda olmadığını gördüklerinde, şaşırıp kalıyorlar. Bu tartışmalar son dakikaya kadar sürecek.

Milletimiz her şeye evet demez

İKİLİ görüşmelerde bizim millet olarak aleni bir haksızlığı kabul etmeyen bir mizacımızın olduğunu anlattım. Bunların hepsini not ettirdim kendilerine. Bizim haklılığımızı ve ciddiyetimizi gördüler. Ne olursa, olsun ‘herşeye evet’ diyen bir yapımız olmadığını anladılar ve bunu biliyorlar artık.

Müttefikler ne yapacağını bilir

BRÜKSEL’de Colin Powell ile de görüştüm. Elkatmış’ın sözleri ile ilgili hem yazılı, hem de sözlü açıklama yaptım. Arkadaşımızın söylediği sözlerin ‘ne kadar yanlış yere gidebileceğini’ belirttim. Bunları biliyor Amerikalılar. Hükümetin tavrı gayet açık. Müttefikler bu rahatsızlıkları ve kendileri arasında birbirlerini uyarmanın yollarını bilirler.

HÜRRİYET GAZETESİ
Yayın Tarihi : 12 Aralık 2004 Pazar 15:46:49
Güncelleme :12 Aralık 2004 Pazar 15:57:48


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?