18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Gül: İncirlik’ten hiçbir ülkeye saldırı olmayacak

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, İncirlik’ten yapılacak uçuşların Afganistan ve Irak’a kargo nakliyle sınırlı olacağını belirterek, "İncirlik’ten hiç bir ülkeye karşı saldırı fonksiyonu gerçekleştirilemeyecektir" dedi.

Bakan Gül, Dışişleri Komisyonu, AB Uyum Komisyonu, İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ve Milli Savunma Komisyonu üyeleri ile milletvekillerine dış politika konusunda bilgi verdi.

Medyada son dönemde Türkiye-ABD ilişkilerinin erozyona uğradığı, Türk halkında ABD karşıtlığının arttığı gibi abartılı yorumların yer aldığına dikkat çeken Gül, oysa ilişkilerin karşılıklı saygı ve çıkar ilişkisi çerçevesinde sürdüğüne işaret etti.

Gül, İncirlik’in kullanımı konusunda gizli bir kararname veya gizli bir belgenin söz konusu olmadığını, ABD’nin Afganistan ve Irak harekatlarına destek amacıyla lojistik aktarma olanağı için başvurduğunu anlatırken, söz konusu ülkelere nakillerde silah, mühimmat ve askeri birlik taşınmasının söz konusu olmadığını vurguladı.

KORE’NİN TALEBİ İNCELENİYOR

BM’nin çizdiği amaçlar doğrultusunda Kanada, İtalya, Macaristan ve İngiltere’nin de zaman zaman İncirlik’i kullandığını dile getiren Gül, Kore Cumhuriyeti’nin de Erbil’deki askeri birliğine lojistik destek amacıyla Türkiye’den talepte bulunduğunu ve bu çerçevede görüşmelerin sürdüğünü bildirdi.

İncirlik’ten gerçekleştirilecek faaliyetler çerçevesinde yapılacak uçuşlarda bu ülkelerin tabi olacağı ilke ve kuralları Türkiye’nin belirleyeceğini de vurgulayan Gül, uçuşların Afganistan ve Irak’a kargo nakliyle sınırlı olacağını kaydetti.

"İNCİRLİK’TEN HİÇ BİR ÜLKEYE SALDIRI OLMAYACAK"

Ayrıca TSK’nın da bu uçuşlardan yararlanacağını belirten Gül, İncirlik’ten hiç bir ülkeye karşı saldırı fonksiyonu gerçekleştirilemeyecektir" dedi.

Gül, İncirlik konusunda ABD’ye açık çek verildiği gibi yorumların doğru olmadığını da kaydederken, "Kurallar kendi egemenlik haklarımız dahilinde ve bizim de desteklediğimiz faaliyetler kapsamında olacaktır" diye konuştu.

Gül, Başbakan Erdoğan’ın İsrail ve Filistin ziyaretiyle ilgili bilgi verirken, Türkiye’nin İsrail ve Filistin ile olan özel ilişkiye dayanarak her türlü görevi üstlenmeye hazır olduğunun ziyarette söylendiğini aktardı.

Gül, Başbakan’ın ziyaretinin başka sebeplere bağlamak kadar yanlış ve Türkiye’yi zan altında bırakacak yorumlar olamayacağını da belirtirken, ziyaretin çok önceden planlandığını anlattı.

ERMENİSTAN KONUSUNDA YENİ GİRİŞİM

Ermenistan ile ilişkiler konusunda Koçaryan’ın cevabi mektubunu olumlu ve iyi niyetle değerlendirdiklerini belirten Bakan Gül, Türkiye’nin bu samimiyet ve iyi niyetini göstermek için önümüzdeki günlerde bazı girişimleri olabileceğini bildirdi.

Buna karşın Avrupa’da bazı parlamentoların sözde Ermeni soykırımı konusunda "Türkiye’ye çamur at izi kalsın" zihniyetiyle başlattığı girişimlere asla müsamaha göstermeyeceklerini vurgulayan Gül, Türkiye’nin bu konuda bugüne kadar yürüttüğü pasif mücadeleden, aktif mücadeleye geçeceklerini bildirdi.

BELÇİKA’DA TEHLİKELİ GELİŞME

Gül, bu konuyla ilgili Belçika’da da tehlikeli bir gelişmenin söz konusu olduğunu kaydederken, Belçika’nın çıkarmaya hazırlandığı yasanın BM’nin aldığı bir karara dayandırılması gibi tamamen yalan, tamamen yanlış, tamamen bilgiden yoksun bir gerekçe içerdiğini söyledi.


Ermeni soykırımı iddiaları konusunda Türkiye’nin kendisine güvenerek askeri arşivler de dahil olmak üzere tüm arşivlerini açtığını anımsatan Bakan Gül, Ankara bunları yaparken, bazı ülkelerin kendi iç politikalarına yönelik Türkiye üzerinden açılım sağlamaya çalışmasına asla izin vermeyeceklerini vurguladı.

"AB İLE EK PROTOKOLÜ İMZALAMAK KIBRIS’I TANIMAK ANLAMINA GELMİYOR"

Bakan Gül, Türkiye’nin AB üyeliğinin hükümetin temel dış politika önceliği olmaya devam ettiğine işaret etti.

17 Aralık zirvesinin ardından çalışmalarının aynı hız ve şevkle sürdüğünü dile getiren Gül, bu süreçte daha çok gerçekleştirilen reform çalışmalarının uygulamasına ağırlık verdiklerini kaydetti. Gül, bunun bir "ivme kaybı" olarak görülmemesi gerektiğini söyledi.

Türkiye’yi demokrasi ve insan hakları alanında en üst seviyeye yükseltmek için çalıştıklarını anlatan Gül, bunu AB bağlantısı olmasa bile Türk halkı için sorumluluğun bir gereği olarak gördüklerini vurguladı.

3 Ekim’e kadar Uyum Protokolü’nün imzalanacağını, imza için AB tarafının iç prosedürünü tamamlamasını beklediklerini anlatan Bakan Gül, protokolün imzalanmasının Kıbrıs Rum Kesimi’nin tanınması anlamına ve Türkiye’nin Kıbrıs politikasında bir değişiklik anlamına gelmeyeceğini daha önce ifade ettiklerini, bunların da AB zabıtlarında kayıt altına alındığını ifade etti.

Gül, protokolün imzalanmasının bir tanıma anlamına gelmeyeceği konusunda bir deklarasyon yayınlayacaklarını bildirdi.


ANKA
Yayın Tarihi : 4 Mayıs 2005 Çarşamba 18:34:04
Güncelleme :4 Mayıs 2005 Çarşamba 18:36:43


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?