Eyüp Coşkun
Beyrut, Lübnan
BBC Türkçe Yayınları İnternet Sitesi

Bütün dünyanın gözlerinin çevrildiği İslam dünyasında, geçtigimiz bir ay boyunca, iki kelimeden birini Ramazan ve oruç oluşturdu, bu kelimeler konuşuldu.

İslam dünyasının kalbinin attığı Arap yarımadasında yer alan ülkelerde ise, Ramazan ve oruçla birlikte ön plana çıkan, iftar yemekleri ve sahurdu.

Bir sonraki gün oruç tutmak için Türkiye’de insanlar genellikle her zamanki gibi gece normal uykularına yatar. Gece yarısı da, artık büyük şehirlerde unutulsa da,
davullarla sahura kalkar, yemeğini yer ve oruç tutmaya başlar.

Ancak bu gelenek Arap dünyasında kendini bir başka şekilde gösteriyor yıllardır.

Özellikle Lübnan ve Körfez ülkelerinin başını çektiği ülkelerde, iftar normal olarak yaşanırken, eğlenmeden duramayan Lübnanlılar için, sahur Ramazan eğlencelerinin yeni adresi oluyor.

Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta, akşam 22:30’dan sonra büyük oteller başta olmak üzere, bir çok restoran sahur yemekleri ve eğlenceleri düzenledi.

Bu eğlenceler, tesisin niteliğine, büyüklüğüne göre değişti tabii ki. Bu konuda en görkemli eğlenceler ise şehirde yer alan beş yıldızlı büyük otellerde düzenlendi.

Oteller, balo salonlarına ya da otelin uygun yerlerine çadırlar kurup, sahur eğlencelerini buralarda yaptılar.

Büyük otellerde sahur yemekleri, Müslüman Hıristiyan farketmeden yeni bir sosyal birleşmenin örneklerinin yaşandığı yer oldu.

Şehrin Müslüman aileleri, Müslüman olmayan ama işbirliği yaptığı, görüştüğü, yakın dostlarını bu sahurlarda ağırlamaya özen gösterdi.

Beyrut’ta düzenlenen sahur yemeklerinin en büyük özelliklerinden biri de, bunların Arap ülkelerinde yayın yapan televizyon kanallarında canlı yayınlanması oluyor.

Beyrut’taki kadınların ramazandaki giysileri bile açık, rahat ve gösterişli.

Otellere en şık giysileriyle giden aileler, masalarına oturur oturmaz, lezzetli yemeklerin sunulduğu geniş büfelerle karşılaştı.

Bütün dünyada lezzeti ve onlarca çeşidiyle bilinen Lübnan mutfağı masalara çıkarken, bir yandan da sahnede dans grupları gösterilerine başladı.

Gösterilerde dansçılar, biraz da Ramazan’a uygun giysileriyle, kimi zaman klasik müzik parçalarıyla, kimi zaman da Arap müzikleriyle, coşkuyla dans edip sahur yemeğine gelenleri keyiflendirdi.

Tabii bu gösteriler sırasında sahneye dansöz de çıktı.

Ancak her zamanki gibi, vücudunun hatlarını ortaya çıkaran daracık giysiler yoktu üzerlerinde. Bol kesim, geniş, hatlarını gizleyen elbiseler vardı.

Tabii bu arada masalarda oturanlar, normal zamanda müziğin namelerini duyar duymaz sahneye fırlayıp oynamaya başlarken, bu kez biraz daha temkinli davranıyordu. Sadece yerlerinde tempo tutarak müziğin keyfini çıkarttılar.

Yemek tabaklarının biri gidip bir gelirken, sahneye bu kez gecenin beklenen en önemli kişisi assolist çıktı.

Assolist bayan ya da erkek, genellikle pop tarzı arap parçalarını dinleyen Lübnanlılara, bu kez geleneksel Arap müziğinden örnekler verdi.

Gece 22:30’da başlayan sahur yemeği, genellikle sabaha karşı 03.00 gibi gibi sona erdi. Bütün bir Ramazan’ı, Lübnan, işte böylesine yaşadı.