'Hain Vahdettin' soruşturması

YEREL GAZETEİ TEBRİK EDERİM NE GÜZEL BAŞLIK ATMIŞ ECDADINA KÜFÜR ETKİ ALKIŞLANASIN KÜFRET Kİ MADALYA ALASIN ÇUNKU ORTA ASYADAN ANADOLUYA KADAR AT ÜSTÜN DE KOCA BİR İMPARATORLUK KURAN .... SONRADAN HAİN İLAN EDİLEN ECDADIMIZA HAKARET EDENLERİ TABİKİ ÖDLLENDİRECEĞİZ BİZDEN BAŞKA HİÇ BİR MİLLET ECDADINA HAKARET ETMEZ MAĞARADA YAŞAYAN BARBARLAR BİLE

Birakin yavrucak cocugu, ne yalan demiste sorusturma aciyorsunuz? Yalanmi, osmanli sahtekarlari vede vahdettin namussuzu hepsi! Birakin bu gibi gerceklerle ve dogru konusanlarla ugrasmayida -, sizler ilk önce AKP'nin döndürdügü dolaplarla ugrasin ve sorgulayin!

VI. Mehmet Vahidettin (Osmanlı Türkçesi: ???? ?????, Vâhidüddîn, Mehmed-i Sadis) (d. 2 Şubat 1861, İstanbul – ö. 15 Mayıs 1926, San Remo). Osmanlı Devleti'nin 36. ve son padişahıdır. Mustafa Kemal Paşa yönetimindeki Milli Mücadele hareketi ile çatıştığı için vatan haini ilan edilmiş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından tahttan indirilmiştir.

VATANINA İHANET EDEN HER KİM OLURSA OLSUN FARK ETMEZ.PADİŞAH DA OLSA,CUMHURBAŞKANI DA OLSA,BAŞBAKAN DA OLSA,KAMU GÖREVLİSİ DE OLSA,HATTA VE HATTA VATANDAŞ DA OLSA,BABAM DA OLSA O KİŞİ HAİN'DİR.VAHDETTİN DE VATANA İHANET ETTİĞİNDEN,EN SONUNDA ÇAREYİ KAÇMAKTA BULMUŞTUR."HAİNLER KORKAK OLUR."NE DİYE GÖREVLİLER HAKKINDA SORUŞTURMA AÇILIYOR,BUNU DA ANLAMIŞ DEĞİLİM.ÜLKEYİ YÖNETMEK BÜYÜK SORUMLULUK İSTER.KAHRAMAN VE ONURLU İNSAN KAÇMAZ.HATALARINI KABULLENİR VE ÜLKEYİ BU DURUMA BEN GETİRDİM ,YAŞAMAYA HAKKIM YOK.YAŞAMAMIN BİR ANLAMI YOK DER VE İNTİHAR EDER.AMA VAHDETTİN KAÇTI VE SONUNDA YİNE ÖLDÜ.İNTİHAR ETSEYDİ TARİHE VATAN HAİNİ OLARAK GEÇMEZDİ.SORUYORUM HERKESE; VAHDETTİN HAİN DEĞİLSE NEDEN KAÇTI?

ALINTI:1919 yılı Mayısının 19'uncu günü Samsun'a çıktım. Ülkenin genel durumu ve görünüşü şöyledir: Osmanlı Devleti'nin içinde bulunduğu grup, I. Dünya Savaşı'nda yenilmiş, Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş, şartları ağır bir ateşkes anlaşması imzalanmış. Büyük Savaş'ın uzun yılları boyunca millet yorgun ve fakir bir durumda. Milleti ve memleketi I. Dünya Savaşı'na sürükleyenler, kendi hayatlarını kurtarma kaygısına düşerek memleketten kaçmışlar. Saltanat ve hilâfet makamında oturan Vahdettin soysuzlaşmış, şahsını ve bir de tahtını koruyabileceğini hayal ettiği alçakça tedbirler araştırmakta. Damat Ferit Paşa'nın başkanlığındaki hükûmet âciz, haysiyetsiz ve korkak. Yalnız padişahın iradesine boyun eğmekte ve onunla birlikte kendilerini koruyabilecekleri herhangi bir duruma razı.

gecmisine kufretmeye bayiliyonuz.babalariniza kufredin! 1299 sogute bir karabulut cokmustu demeyi onur sayiyorsaniz burda bu ulkede isiniz ney 1299 un mirascilariyiz simdi oldugu gibi o zamanda bir takim hatalar olmussa bile onlar bizim ecdadimiz.

ya işte böyle olmuştu diye bitirirlerdi eskiden büyüklerimiz geçmiş zamandan bir musubeti aktarıp da birkaç nasihat ederken. neyin neden olduğu, nasıl olduğu o kadar önemliyse sizcede bir bakın bugününüze kendinizin ve önem verdiğiniz herşeyin neye dönüştüğüne. yarın siz olacaksınız, böyle olmuştu diye başlıp nasihatları saman alevi gibi savrulup yok olan. BUGÜNÜNDEN MEMNUN OLAN İÇİN DERT YOK YARININI GÖREBİLİYORSA. GEÇMİŞİNE SAHİP ÇIKAN İÇİN YARININDA DERT YOK BUGÜNÜNÜ YAŞAYABİLİYORSA

Sadece adrese girip kendiniz okuyun,sonra da karar verin,aslinda bana göre sol hükümet iktidardayken vatan haini,sag hükümet iktidardayken kesinlikle degil demek dogru olacak:)) Adres direk Nutuk´tan ilgili bölümdür. http://w3.gazi.edu.tr/~ertan/NUTUK/NUTUK14.htm

ALINTIDIR: Kuvay-ı Milliye’’nin tohumları, Kasım 1918’’de müttefik düşman filolarının Boğaz’’a girmesiyle atılmıştır. Kuvay-ı Milliye bir şahsın değil, bir milletin eseridir. Bu milletin içinde Mustafa Kemal de vardır, Sultân Vahidüddin de vardır. Düşman toplarının Saray’’a çevrildiğini gören Vahidüddin ve Osmanlı kurmayları, bütün gayretlerini, Anadolu’’ya gönderilecek bir komutanla bağımsızlık tohumlarının yeşertilmesi için harcamışlardır. Nitekim Osmanlı kurmayları Mart 1919’’un bir gecesinde Erenköy’’de yaptıkları bir toplantıda liderliğin Nuri Paşa’’ya mı, Miralay Re’’fet Bey’’e mi yoksa Çanakkale’’de göz dolduran Mustafa Kemal’’e mi verileceğini tartışmışlardır. Sadrazam, Mustafa Kemal Paşa’’yı Padişah’’a götürmüş ve askerlerin istediği insan olarak takdim etmiştir. Sami Bey ve Harbiye Nâzırı Şâkir Paşa, Mustafa Kemal’’in Cumhuriyetçi olduğunu ve Hânedânı devre dışı bırakabileceğini hatırlatmışlarsa da, Padişah önemli olanın Hânedân değil vatan ve devlet olduğunu ifade etmiştir. İşte bu şartlar altında 9. Ordu Kıtaları Müfettişi kisvesiyle Anadolu’’ya gönderilmesi kararlaştırılan Mustafa Kemal ile Sultân Vahidüddin defalarca özel olarak görüşmüşlerdir.

hain olanlar hainliklerinin bedelini alırlar. genelde sefa içinde bir yaşam vaad edilir onlara.(ALINTI: İngilizler Vahidettin'in İngiltere'ye gelmesini kabul etmediği için devrik padişah bir süre Malta'da kaldı. 1922 sonunda Hicaz kralı Hüseyin'in daveti üzerine hacca gitti. 20 Nisan 1923'e dek Hicaz'da kaldı. İngiltere'nin baskısı üzerine buradan ayrıldı. Bir süre İtalya'nın Cenova kentinde yaşadı. 11 Haziran 1923'te San Remo kasabasında Mısır kraliyet ailesinden bir prensin maddi yardımıyla kiralanan bir villaya taşındı. Son yılları parasal sıkıntılar ve sağlık sorunlarıyla geçti. 15 Mayıs 1926'da San Remo'da kalp yetmezliğinden dolayı 65 yaşında vefat etti. Naaşı Şam'a nakledilerek bu şehirdeki Sultan Selim Camii bahçesine defnedildi.) sefa sürmek buysa sefaletini hiç sormayalım. KOSKOCA OSMANLI PADİŞAHI TÜM BUNLAR İÇİNMİ İMPARATORLUĞUNDAN VAZGEÇTİ kendinize bir sorun bugün kaçımız emperyalizmin çanakkaleden ileriye asla geçemediğini düşünebilir.1915 ÇANAKKALE GEÇİLMEZ DEDİK GEÇEMEDİLER, ATAMIZ GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER DEDİ VATANI ZOR KURTARDIK EJDADIMIZ DAHA NE YAPSIN BİZİM İÇİN UYANIN DOSTLAR TRUVA ATI ÇANAKKALEYİ GEÇTİ ŞİMDİ ANADOLU YOLUNDA İLERLİYOR. EJDADIMIZLA UĞRAŞACAĞIMIZA BUGÜNÜ OKUMAYA ÇALIŞALIM DURUM DARÜL GARP'MI DARÜL HARP'MI NOKTASINA GELMEK ÜZEREDİR.