Herald Tribune Gazetesinin Başyazısı:
AB nasıl olsa Türkiye ile üyelik müzakerelerini başlatmayı kabul ettiğinden, Türk hükümetinin ifade özgürlüğü ve insan haklarına bağlılığında gevşemeye başladığına dair huzursuzluk verici işaretler görülmeye başlandı. Bunların her ikisi de Türkiyenin ABye tam üye olması için şart. Avrupa ve ABDden bu hedefi desteklemek isteyenlerin vereceği destek, Türk hükümetinin sözlerini tutmasına bağlı olmalı.
Erdoğan seçilmesinin ardından demokrasi ve insan haklarında doğru sözler etti. Türkiyenin güçlü ordusunun karşı çıktığı önlemleri cesurca hayata geçirdi. Bunlar da Türkiyenin AB üyeliği için uzun süredir arzu ettiği müzakereler için bir başlangıç tarihi almasını sağladı.
Tutuklulara işkencenin sistematik olduğu 1980 ve 1990lardaki feci siciline bakarsak Türkiye, vatandaşlarının hakkına saygı gösterme konusunda önemli bir ilerleme kaydetti. Ancak bu ayın başlarında İstanbulda, polisin Kadın Günü göstericilerini acımasızca döverek dağıtması, şiddet ve baskı kültürünün hâlâ sürdüğüne işaret ediyor. Keza Erdoğan da siyasi karikatüristleri dava ederek, ifade özgürlüğü konusundaki samimiyetine gölge düşürdü.
Yönetim, 10 küsur yıl önce güvenlik güçlerince köylerinden sürülmüş 300 binden fazla Kürte yardım vaatini de tutmayacak gibi görünüyor. Bu insanların çoğu şehir varoşlarında marjinal, yoksul hayatlarla ayakta kalmaya çalışıyor, içlerinden çok küçük bir kesim, hükümetin iddia ettiğinden çok daha azı evlerine dönebildi. İnsan Hakları İzleme Komitesinin bu ayki raporuna göre sorunun temel nedenlerinden biri, yönetimin Kürt köylerine yerleştirmiş olduğu, geri dönen mültecilere saldıran, hatta kimi zaman bunları öldüren korucuların oluşturduğu tehdit.
Yönetimin bu korucuları geri çekmesi ve dönenlerin harap haldeki köylerini yeniden inşa etmesine yardım etmesi gerekiyor. Eski evler, artık çalılarla kaplı taş yığınlarından başka bir şey değil. Yönetim güçleri ile ayrılıkçı gerillalar tarafından yıkılmış okullar bir daha hiç inşa edilmedi. Yol, su, kanalizasyon gibi sistemlerin yeniden işlerlik kazanması gerekiyor. Tüm bunlar için paraya ihtiyaç olduğu doğru, ancak Türkiye temel uluslararası standartları yerine getirecek programlara girişirse, yardım da gelecektir.
Erdoğanın hükümeti, halkına davranış şekliyle, AB standartlarını yerine getirme vaatlerinde gevşemiş bir görüntü vermeyi kaldıramaz. İstikrarlı ve demokratik bir Türkiyeye ihtiyacı olan AB ve ABD, bu konuda hem incelemelerini hem desteğini artırarak, Türkiyeye yardımcı olabilir