Adapazarı 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın ilk duruşmasında, tutuksuz sanık tren şefi Köksal Coşkun ile tutuklu sanıklar birinci makinist Fikret Karabulut ve ikinci makinist Recep Sönmez hazır bulundu. Davaya ilişkin dosyalar ise bir koli içersinde duruşma salonuna getirildi.
Kimlik tespitinden sonra söz alan Köksal Coşkun, kazada ihmalinin ya da hatasının bulunmadığını söyledi. Trenin amiri olduğunu ve hareket öncesinde yaptığı kontrollerde anormallik görmediğini belirten Köksal, şunları kaydetti:
’’Tren defterimde birinci makinist olarak Recep Sönmez’i yazmıştım, ancak kaza anında trenin kontrolü Fikret Karabulut’taydı. İkisi de makinist olduğu için kullanabilir. Trenin hızı 130 kilometreydi, 19.42’de Mekece istasyonundan geçtik. Daha ileride anormal bir durum hissettim. 183+100 kilometreye kadar hızımız 130, buradan sonra 80 olmalıydı. Fakat burayı 150 metre geçmişiz. Suçsuzum.’’ Tutuklu sanık Recep Sönmez da suçsuz olduğunu dile getirerek, şunları söyledi:
’’İsteyerek olan birşey değil. Haydarpaşa’dan hareketimizde herşey normaldi. Kaza sırasında treni Fikret Karabulut kullanıyordu. Ben yanındaydım. Viraja gelmeden freni yaptık, buradan sonra da kaza oldu. İkinci ve üçüncü vagonlarda çekmeyi hissettik, ardından lokomotifin vagonlardan koptuğunu farkettik. Ben o sırada ikinci makinist konumundaydım. Herhangi bir suçum yok’’

’’İLK KEZ HIZLI TREN KULLANIYORDUM’’
İkinci makinist Fikret Karabulut ise treni kendisinin kullandığını kabul ederek, kaza anını şöyle anlattı:
’’Normal hızdaydım. 183+100’e gelmeden freni yaptım. Virajı normal şekilde geçtim, geçtikten sonra aynaya baktım ve ikinci vagonun birinci vagondan koptuğunu, yan yatığını gördüm. Freni çektim. Ben ilk kez hızlı treni kullanmaktaydım, daha önce hiç gitmemiştim. Bizler hızlandırılmış tren konusunda ayrıca bir eğitim almamıştık. Oysa hızlı tren ile normal tren arasında sık sık değişen hız farkları vardı.’’ Kazadan yaralı olarak kurtulan restoran personeli Mustafa Ergenç, kaza anında ikinci vagonda bulunduğunu ve camdan fırladığını belirterek, ’’Gözümü açtığımda 4 gün geçmişti, olayı hatırlamıyorum’’ dedi.
Sanıklardan şikayetçi olmadığını ifade eden Ergenç, ’’Tren biraz hızlıydı. Masadaki tuzluklar ve raflardaki bardaklar yere düşmüştü. Tuzluklar daha önce de düşmüştü ama bardaklar ilk kez düşüyordu. Garson arkadaşlar da müşterilerin üzerine yemek dökmemek için büyük gayret gösteriyordu’’ diye konuştu.

’’SORUMLULAR CEZALANDIRILSIN’’
Kazada yaşamını yitiren İrem Candan’ın annesi Berrin Candan ise kazanın sorumlularının belirlenerek, cezalandırılmasını istedi.
Kızının yalnız seyahat ettiğini ifade eden Candan, ’’O henüz üniversite öğrencisiydi, hayatta en değerli varlığımı kaybettim. Suçlu kimse, makinist, genel müdür, ulaştırma bakanı veya başbakan, cezalandırılmasını istiyorum. sorumlu olan herkesten şikayetçiyim’’ dedi.
Kızının kaza öncesinde arkadaşına çektiği mesajdan söz eden acılı anne, ’’Kızım son mesajını saat 19.43’te Burcu adındaki arkadaşına çekmiş. Mesajında trenin hızlı gittiğini belirterek, (ya manyak bişey bu hızlı tren) diye yazmış, 3 dakika sonra da kaza oldu’’ diye konuştu.
İrem Candan’ın babası M. Alaattin Candan da, eşinin ifadelerine katıldığını belirterek, sorumluların cezalandırılmasını istedi.
Mahkeme heyeti, 3 dakikalık aradan sonra birinci makinist Recep Sönmez’in tahliyesine, ikinci makinist Fikret Karabulut’un tutukluluk halinin devamına karar verdi. Duruşma, dosyaların incelenmesi, bilirkişi raporlarının ilave edilmesi, eksik belgelerin tamamlanması için 10 Kasım 2004’e bırakıldı.
Duruşmayı, sanıkların ve kazada ölenlerin yakınlarının yanı sıra Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu Genel Başkanı Resul Akay, Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası Genel Başkanı Fehmi Kütan ve TMMOB Makina Mühendisleri Odası Başkanı Emin Koramaz da izledi.
Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu üyeleri duruşma çıkışında, ’’Güvenli ulaşım için demiryollarına yatırım’’ yazılı pankart açtı.