Volkskrant'ın verdiği habere göre, Türkiye'nin üyeliğine karşı çıkılmasının altında, dini gerekçelerin ağır bastığı bildiriliyor. Avrupa Birliği ilişkilerinden sorumlu olan CDA'lı Dışişleri Bakanı Bot, Türkiye ile yapılmış olan anlaşmalar gereği, Türkiye'nin AB üyeliğinin önlenmesinin artık mümkün olmadığını söyledi. Bot'un bu açıklaması, bakanlar kurulunda tartışmalara neden oldu.
Türkiye'nin birliğe üye olması sonucunda Türkler'in Avrupa'ya akın edeceğini öne süren VVD'li bakanlar, yoksul ülke olarak nitelendirdikleri Türkiye'nin kalkınmasının Hollanda ekonomisine 1 milyar euroya mal olacağını savunuyor.
Hollanda Başbakanı Jan Peter Balkenende, demokrasi ve insan hakları konularında AB koşullarını yerine getirmesi halinde, Türkiye ile üyelik görüşmelerine başlanması gerektiğini açıkladı. Haftalık basın toplantısında konuşan Başbakan Balkenende, Türkiye'nin AB üyeliği konusunda, bakanlar kurulunda ciddi görüş ayrılığı olduğu yönündeki haberlere yanıt verdi. 1999 yılında Türkiye ile bu konuda anlaşma yapıldığına dikkat çeken Balkenende, Türkiye'nin müslüman bir ülke olmasının, AB üyeliği sürecinde önemli olmadığını vurguladı. Avrupa Komisyonu'nun 'Türkiye'deki insan hakları' konulu raporunun bu konuda belirleyici olacağını ifade eden Balkenende, Türkiye'nin AB üyeliği kararında Kıbrıs sorunun da önemli bir madde olduğunu belirtti.
AB Dönem Başkanlığı'nı Temmuz ayında devralacak olan Hollanda, Türkiye'nin birliğe üye olması hakkındaki tarihi belirleyecek.