19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Hortumun ilacı polis devleti mi?

'Yolsuzlukla mücadele yasa tasarısı' getirdiği bazı düzenlemeler nedeniyle şimdiden tartışılmaya başlandı. Tasarı, başta kamu bankası yöneticileri olmak üzere bürokratlara en çok işletilen 'görevi ihmal-kötüye kullanmak'la ilgili TCK 230 ve 240. maddelerinin yanı sıra, yine bankacılık suçlarına da uygulanan 'emniyeti suiistimal' (TCK 508) ve 'Denetim görevini ihmal ederek zimmete yol açmak' (TCK 203) suçlarını kapsamıyor.
Tasarının, bu soruşturmalarda 'gizli görevli kullanma-gizli izleme' yetkisinin kullanım süresini sınırsız hale getirmesi, Kamu İhale Kanunu'na tabi kuruluşların, asgari ücretin bin katını aşan her işlemlerinin
İçişleri Bakanlığı'na bildirilmesini zorunlu kılması da tartışmaya açık bulundu.
Adalet Bakanlığı'nca hazırlanan, önceki gün tartışmaya açılan 'Yolsuzlukla mücadele kanunu tasarısı', hangi suçların yolsuzluk suçu sayılıp bunlarla ilgili yeni ve ağırlaştırılmış yaptırımların neler olacağını tek tek sıralıyor. Bakan Çiçek, tasarının eski Botaş Genel Müdürü Gökhan Yardım'ın görevi kötüye kullanma suçu sabit görüldüğü halde 7 milyon gibi komik cezaya çarptırılmasına kaynaklık eden TCK 240. maddesinin kapsam dışı tutulmasını 'Aksi halde iş yapacak bürokrat bulamayız' sözleriyle savunmuştu. Ancak tasarının 'yolsuzluk suçları' arasında saymadığı maddelerin bunlarla sınırlı olmadığı belirlendi. Yakın tarihte pek çok banka dahil yolsuzluk davalarında uygulanan ve TCK'nın 508-510. maddelerinde düzenlenen, bunu işleyenlere beş yıla kadar ceza öngören 'emniyeti suiistimal' suçu da yeni yasanın kapsamına alınmamış.

Denetçilere muafiyet
Zamanaşımının iki katına çıkarılması, erteleme-paraya çevrilme yasağı, soruşturmalarda izin gerekmemesi, malvarlıklarına tedbir vb. etkili yeni birçok yaptırım getiren tasarının kapsamdışı tuttuğu suçlar arasında TCK'nın 'denetim görevini ihmal ederek zimmete yol açmak' suçunu cezalandırdığı 203. madedisi de var. Denetim görevini ihmal edip trilyonlarca liralık hortuma kapı aralayan müfettiş, murakıp, kontrolör gibi meslek mensupları yeni yasanın ek yaptırımlarından muaf tutulacak. Tasarının tartışmaya açık gösterilen iki maddesi ise, hukuk devleti yerine polis devletini çağrıştıran düzenlemeleri içeriyor. Tasarı, yolsuzluk suçlarıyla mücadelede 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanunu hükümlerinin işletilmesine olanak sağlarken, bu yasadaki bazı yetkilerin (şu anda en çok dokuz ay süreyle kullanılabiliyor) kullanımında süre sınırlamasını kaldırıyor.

Gizli görevli yetkisi
Bu yetkilerden biri 'gizli görevli kullanılması' başlığını taşıyor. Buna göre; tasarı aynen yasalaşırsa yolsuzluk takibine alınan kişi ve kuruluşlar 'gizli görevliler' aracılığıyla süre şartı aranmadan yıllarca izlenip gözetlenebilecek. Takipteki gruba sızacak görevliler yıllarca bu örgüt ve gruplar arasında dolaşıp delil, iz, emare toplayabilecek. Tasarının gerekçesinde 'gizli izleme'de süre şartının kaldırılması 'suç örgütlerinin içine sızılmasının dahi aylarca zaman alacağı' gerekçesine dayandırılarak açıklandı.

İhalelere gözetim
Tasarının 'Bildirim zorunluluğu' başlıklı 7. maddesi de ilginç bir düzenlemeyle kamu ihalelerine güvenlik gözetimi getiriyor. Madde aynen yasalaşırsa 'Kamu İhale Kanunu'na tabi kurum ve kuruluşların asgari ücretin bir aylık tutarının bin katını aşan miktardaki ihale, alım, satım, ruhsat, teşvikle ilgili her türlü işlemleri, ilgili kamu kurum ve kuruluşunca işlemin yapılacağına karar verilmesiyle birlikte İçişleri Bakanlığı'na bildirilecek. Tasarıda, bu bildirimlerin yapılması mecbur kılınan bakanlığın bu bilgileri ne yapacağı konusunda ise hiçbir düzenleme yer almaması da dikkat çekici bulundu.

ADNAN KESKİN - RADİKAL GAZETESİ
Yayın Tarihi : 21 Şubat 2004 Cumartesi 03:58:04
Güncelleme :21 Şubat 2004 Cumartesi 05:23:23


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?