Sıvas katliamının üzerinden geçen 12 yıl boyunca Türkiye'de iktidara gelen siyasi oluşumlar; kıyımı yok sayarken lanetlemekten de kaçındılar.

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Başkanı Kazım Genç, yangında yitirilen insanları anarak, ülkedeki katliamlar tarihinin önüne geçmek istediklerini belirtirken, hükümetlerin katliama karşı duruş sergilememelerinden yakındı.

Alevi Bektaşi Birlikleri Federasyonu Genel Sekreteri Atilla Erden, karanlık güçlere desteğin halen sürdüğünü söyledi. Avukat Mehdi Bektaş da iktidarları, katliamı gerçekleştirenlerin koruyuculuğuna soyunmakla suçladı.

PSAKD Genel Başkanı Kazım Genç, 12 yıldır katliamda yitirilen insanların anıldığını belirterek, ''Bu anma, kaybettiklerimizi anma olarak değerlendirilmemeli. Aynı zamanda ülkemizdeki katliamlar tarihinin önüne geçmek ve bu tarihin sonlanmasını istiyoruz'' dedi.

Kıyımın Sıvas kentinin üstüne katliam gölgesinin düşmesine neden olduğunu vurgulayan Genç, şunları söyledi:

''Katliam yaşandığında nüfus 500 bin civarındaydı. 10-15 bin kişilik gerici şeriatçı grup vardı. 480 bin kişilik yerel Sıvas halkı katliama karşı duruş sergilemeli. En azından 2 Temmuz'da Madımak'a gittiğimizde bizle beraber kınamak için karanfil bırakmalıdır. Ancak bu şekilde şehrin üstündeki katliam gölgesini kaldırabiliriz. Devlet de katliama karşı duruş sergilememektedir. 12 yıl geçmesine rağmen bugüne kadar Sıvas Valisi , Başbakan ve bakanlar gelip karanfil bırakarak katliamı lanetlememiştir. Oysa 5 yurttaşın katledildiği Solingen'de katliam kınandı, Almanya devleti o binayı kamulaştırıp müze yaptı..''

Hükümetin bu isteklerine yanıt vermeyeceğini bildiklerini anlatan Genç, ''Çünkü Başbakan 'Ben laik değilim' diyor. Madımak katliamını yaratanlar da 'Cumhuriyet burda kuruldu burada yıkılacak, Kahrolsun laiklik' diyorlardı'' dedi.

Alevi Bektaşi Birlikleri Federasyonu Genel Sekreteri Atilla Erden, katliamın yaşandığı günden bugüne kadar iktidar erkini elinde bulunduranların olayın vahametini algılayamadığını belirterek, ''Alevi- Sünni çatışması değil olay. Türkiye'de kültürel gelişim sürecine darbe vurmak isteyen şeriatçı örgütlerin hareketi'' dedi.

Kıyımda ''Cumhuriyeti burada kurdunuz burada yıkacağız'' sloganlarının atıldığını anımsatan Erden, ''Bunları tesadüfi hareket olarak değerlendirdiler. Oysa cumhuriyete karşı kalkışmaydı. Ama iktidarlar buna gerekli ilgiyi ve tepkiyi göstermediler'' dedi.

Bugünkü iktidardan ''daha da korktuğunu'' kaydeden Erden, şunları söyledi: ''Neredeyse şeriat devleti kurma amacı taşıyor. Diyanet'in bütçesi Kültür Bakanlığı'nın bütçesinin üç katı. Bu bile, bilimden ve akıldan yana tutum içinde olmadıklarını gösteriyor.''

Sıvas Davası müdahil avukatlarından Mehdi Bektaş da, 1993'ten bu yana siyasi oluşumların, Türkiye'nin kuruluş felsefesine ters düşen oluşumlar olduğunu belirterek dönemin Başbakanı Tansu Çiller 'in bile Sıvas'ta kıyıma uğrayanları vatandaş olarak kabul etmediğini söyledi. Bektaş, ''Ondan sonra gelen iktidarların Türkiye'nin kuruluş felsefesi ile sorunları olduğu anlaşılıyor. Öyle ki, tüm anayasal kurumlarıyla çatışıyorlar, çekişiyorlar, kavga ediyorlar'' dedi.

Bu tür iktidarların olduğu süreçte, insan haklarına saygı beklenemeyeceğini kaydeden Bektaş, ''Beklemek de yanlış olur. Kaldı ki, Sıvas katliamını gerçekleştirenlerin hamiliğine, koruyuculuğuna soyunmuş zihniyetler şu veya bu oranda ülke yönetimine egemen olmuştur'' diye konuştu.