Hükümetten 'af' açıklaması!

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, "Özellikle seçim öncesi bazı çevreler bunu gündeme getiriyor, gündemimizde genel ya da özel bir af yok" dedi.

Çiçek, Avrasya Bir Vakfı Genel Merkezi'nde düzenlenen 2010-2011 Çalışma Dönemi Açılış Programı'na katıldı. Konuşmasında terör olaylarına değinen Çiçek, terör konusunda yapılan bazı yayınlara tepki gösterdi. Cemil Çiçek, Türkiye'deki medya organlarının, Avrupa Birliği'ndeki (AB) medya organlarından daha fazla olduğuna dikkat çekerek, "Televizyonlarda bazı tartışma programlarını izliyoruz. Özellikle terör meselesi konusunda, konunun özüyle alakalı konuşan yok. 2 yıl o bölgede görev yapmış bir kamu görevlisi, en büyük stratejist olarak karşımıza çıkıyor. Bana gelen bazı mektuplarda terör konusuyla ilgili 'İsrail Filistin sınırındaki gibi duvar örelim' diye öneride bulunanlar var. Bu konuda topluma belli bir fikri empoze etmeye çalışıyorlar" dedi.

Yapılan çoğu tartışmanın bilimsel bir öngörüye ve araştırmaya dayanmadığını savunan Çiçek, bu tür tartışmaların toplumu daha fazla kalıplaşmaya ittiğini söyledi. Cemil Çiçek, "Bu tür tartışmalar Avrasya Bir gibi sivil toplum kuruluşları tarafından yapılmalıdır. Anayasa tartışmaları 1982 Anayasası yürürlüğe girdiğinden beri sürüyor ama değiştirilemiyor. Bu durum ciddi bir anayasal sorunu ortaya çıkartıyor. 1982 anayasası yapıldığı dönemde soğuk savaş dönemiydi. Bu dönemde güvenlik ön plandaydı. Günümüz dünyası ise özgürlük ağırlıklı bir düzen kurulmaktadır" diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, şunları söyledi:

"1982 Anayasası özgürlüğü, güvenliği sıkıntıya düşürür diye kısıtlamaktadır. Bu anayasa ile Türkiye bir açmazın içindedir. 1982 anayasası devlet öncelikli bir anayasadır kişi öncelikli değildir. Kişi ikinci plana itilmiştir. Anayasadaki günümüze uymayan diğer bir konu ise bu anayasada ülkeyi kimin yöneteceği konusudur. 1982 Anayasasında siyasete şaşı bakılmıştır. Bu da millete güvensizlikten doğmuştur. Devlet içerde üç anahtarlıdır anahtarın biri seçilmişlerdedir, diğer ikisi ise yargıda ve yürütmededir. Ülke yönetiminde bazı şeyleri yapmak için üç anahtarın bir araya gelmesi gerekir ancak o anahtar sahiplerini ikna edemezsiniz çünkü onlar temelde partiye karşıdır."

Ortaya çıkarılan 367 sorununun Türkiye'nin iktisadi alanda kaybına sebep olduğunu ifade eden Çiçek, anayasa değişikliği ile ilgili yöntem tartışmasına da değindi. Çiçek, "Biz bir model telkin etmiyoruz çünkü buna karşı çıkacaklardır. Değişmez maddeler dışında diğer maddelerin gözden geçirilmeleri gerekiyor Vatandaşlık tanımıyla ilgili, eğitim hakkı ile ilgili tartışmalar hala sürüyor. Bugüne kadar başörtüsü sorunu çözülemedi. Dokunulmazlık konusunda sadece yasama değil, yürütme ve yargının da hesap vermesi lazım. 'Bütün bunları bir takım yolsuzlukları gizlemek için kullanıyorlar' demek yanlış olur. Bütün kesimlerde olduğu gibi, yasama, yürütme ve yargıda da yanlış yapanlar olabilir. Bunu tümüne yaymak doğru değil" açıklamasında bulundu.

Terörle mücadele konusunda başarılı olduğunu ifade eden Çiçek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Ancak terörizmle mücadelede başarılı olunmamıştır. Bu mesele sadece silahlı kuvvetler, polis ve jandarmaya bırakılmamalıdır. Siyasi alanda da bir şeyler yapılmalıdır. Devlet son 8 yılda eş zamanlı bir politika yürütmektedir. Konuyu iç ve dış boyutlarıyla ele alınarak çalışılmaktadır. Terörle mücadele sadece hükümetin sorunu değil, tüm toplum ve muhalefetin sorunudur. Ülkemizde terör konusu iç politikaya alet edilmektedir. Edilmemesi gerekir. Bu durum ne İspanya'da, ne de terörle mücadele eden başka bir ülkede iç politika malzemesi haline getirilmemiştir."

Çıkışta basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Çiçek, "Özellikle seçim öncesi bazı çevreler bunu gündeme getiriyor. Bu söylentiler insanları beklentiye itiyor. İnsanları yanlış yönlendirmemek gerekir. Gündemimizde genel ya da özel bir af yok" dedi.