İ.Ü.'ye Erdoğan'a yakın isim!
YÖK Genel Kurulu, İstanbul Üniversitesi’nin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e sunulacak 3 rektör adayının ismini belirledi. Seçimlerde 467 oyla ikinci sırada olan Prof. Dr. Yunus Söylet’in ismi, Cumhurbaşkanı Gül’e birinci sırada gitti.
Bugün toplanan YÖK Genel Kurulu, Cumhurbaşkanı’na sunulacak İstanbul Üniversitesi’nin rektör adaylarını belirledi. Üniversitedeki seçimde 467 oy alarak ikinci sırada olan Prof. Dr. Yunus Söylet, Genel Kurul toplantısındaki oylamada ilk turda 11 oy alarak birinci sırada yer aldı. Üniversitedeki seçimde 483 oyla en yüksek oyu alan Prof. Dr. Ali Akyüz ise dördüncü tur oylamada 11 oy alarak ancak ikinci sırada yer aldı. Üçüncü sırada ise üniversitedeki seçimde de 365 oyla üçüncü olan Prof. Dr. Melih Boydak genel kurulda üçüncü tur oylamada 12 oy aldı.
BAŞBAKAN ERDOĞAN’IN DOKTORU
YÖK üyeliğinden istifa ederek aday olan Prof. Söylet, İsmailağa-İskenderpaşa dergâhlarına bağlı bir vakfa ait olan Hayrunnisa Hastanesi’nde çocuk ürologu olarak çalışıyor. Söylet, aynı zamanda Başbakan Tayyip Erdoğan’ın aile doktoru olarak bilinirken, başkanlığını yaptığı Sıcak Yuva Vakfı’nın mütevelli heyeti başkanı ise Recep Tayip Erdoğan.
“Türbana Özgürlük” bildirisinin örgütleyicilerinden biri olarak gösterilen ve AKP’ye yakınlığı ile bilinen Prof. Dr. Söylet, İstanbul Tabip Odası Başkanlığı seçimlerinde AKP’ye yakın doktorların oluşturduğu “Hekim Hakları Platformu” listesinin başında yer almıştı. Abdullah Gül tarafından YÖK Kurulu’na atanan Prof. Dr. Söylet, rektör adayı olmasıyla beraber bu görevinden istifa etmek zorunda kalmıştı. Söylet, “Sağlıkta Toplam Kalite Yönetimi” denilen sistemi savunması ile de biliniyor.
İLK ÜÇ CUMHUR.AŞKANI'NA GÖNDERİLDİ
YÖK Genel Kurulu, üniversitedeki seçimde ilk üçte yer alan adayların sadece sırasını değiştirerek Cumhurbaşkanı Gül’e gönderdi. Üniversitedeki seçimlerde, Prof. Dr. Ali Akyüz 483 oy, Prof. Dr. Yunus Söylet 467 oy, Prof. Dr. Melih Boydak 365 oy, Prof. Dr. Faruk Erzengin 250 oy, Prof. Dr. Erhun Eyüpoğlu 181 oy ve Prof. Dr. Kenan Ulualp 46 oy almıştı.
ÖĞRENCİLER PROTESTO ETMİŞTİ
İstanbul Üniversitesi rektörlük seçimlerinde aday olan, Abdullah Gül'ün YÖK'e atadığı ilk üyelerden ve Türbana özgürlük imzacılarından Yunus Söylet, Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni ziyareti sırasında öğrencilerin "sessiz" protestosuyla karşılanmıştı. Öğrenciler, ellerinde "Yaftalıyoruz gerici, liboş, Amerikancı, Tüccar", "Hamdolsun AKP'nin Adayıyım!", "Beni AKP yarattı!", "Üniversitemizde AKP'ci Rektör İstemiyoruz!" ve "İÜ'nün Kapısı Karanlığa Kapalı" dövizlerini taşıdı.
Söylet önce tedirgin sonra kızgın
Sakin görünmeye çalışan Söylet'in bahçede öğrencilerin arasından "yaftalanarak" geçişi gülüşmelere neden oldu. "Harçları 10 bin dolar yapmayı düşünüyor musunuz?" sorusuna "daha fazla daha fazla" diyerek karşılık veren, "Üniversite'nin sosyal tesisleri hakkında Unakıtan ile görüştünüz mü?" sorusuna henüz görüşmedik diye cevap veren Söylet'in sinirlerinin bozulduğu gözlendi. Arabasına binerken öğrencilere "Kesin görüşeceğiz" diye seslendi.
Bilal ERENLER IP: 78.160.100.xxx Tarih : 23.12.2008 09:03:36
yorum yapan beyin yorumlarına katılıyorum,ama atalarımızın bir sözü vardır((( ALMA MAZLUMUN AHINI ÇIKAR AHESTE AHESTE))bunuda inancı olan her müsliman iyi bilir, nereden nereye gidiyoruz,bir üniversite yönetimi bu hallere bu yorumlara kadar düşmemeliydi,,geleceğimiz karanlık,
ElSalud IP: 88.242.119.xxx Tarih : 23.12.2008 18:45:07
Ait oldukları dergahlarda, yüzyıllardır demokrasinin, "D"si telafuz edilmeyen kişileri destekleyen; sosyal barış ve demokrasiden söz edenler, kullandıkları kelimelerin ne anlama geldiğinin farkında olmamalı. Sadece bir şeyhin eteğine tutunup yürümeyi becerebilenlerin, demokrasi ve sosyal barış konusunda söyleyecek sözleri olamaz. Hele söz konusu İsmailağa-İskenderpaşa dergâhına yakınlığı ile bilinen bir rektör adayı ise, burada çiğnenen Cumhuriyetimizin ilkeleri ve Türk gençlerine cağ dışı bir eğitimin dayattırılması tartışılabilir. Uzun lafın kısası; Atatürk Gençliğinin öğretim üyeleri, hem gerici tarikat üyesi hem de İstanbul Üniversitesinin mensubu olamaz. Bu noktada ait oldukları yere ait tercihlerini yapıp, oraya dönsünler. Ortacağda demokrasi yoktu. Sosyal barışı da kimse kafasına takmazdı. Ortacağdaymış gibi yeraltında faaliyet gösteren dergahlar, müritlerinin oyları için bazı politikacılarımızın ilgisini çekebilir. Partilerini bu müritlerden adaylar da alabilirler. Ancak burada söz konusu olan bir Cumhuriyet Üniversitesinin rektörlüğüdür . Ne bir siyasi parti vekilliği ne de bir dergah şeyhliği.
kiraz IP: 163.156.240.xxx Tarih : 24.12.2008 10:49:28
yolu acik olsun islerinde basarilar diliyorum. eminim cok guzel isler yapcagindan.turkiyemiz ilerliyor.ataturkun kurdugu gibi ayni yerde yillarca saydik bir adim ilerleyemedik.simdi ise cok iyi yerlere geliyoruz. tabiki cekemeyen ve herseyi laiklik ve ataturke baglayanlar olcaktir.onlarin yaptigi sadece ataturk arkasina gizlenip turkiyenin onunu kesmektir.
ElSalud IP: 78.176.21.xxx Tarih : 22.12.2008 23:17:49
Mustafa Kemal Atatürk'ün Cumhuriyeti kurmasından sonra, 30 Kasım 1925 tarih ve 677 sayılı kanunla tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması kabul edilmiş ve birtakım unvanların kullanılması yasaklanmıştır. Kanun, bütün tarikatlarla birlikte, şeyhlik, dervişlik, müritlik, dedelik, seyitlik, çelebilik, babalık, emirlik, halifelik, falcılık, büyücülük, üfürükçülük, gaipten haber vermek ve murada kavuşturmak amacıyla muskacılık gibi, eylem, unvan ve sıfatların kullanılmasını, bunlara ait hizmetlerin yapılmasını ve bu unvanlarla ilgili elbise giyilmesini de yasaklamıştır. 83 yıl sonra İsmailağa-İskenderpaşa dergâhına yakınlığı ile tanınan bir rektör adayımız İstanbul Üniversitesinin başına geçme hazırlığı içersinde. Bir İstanbul Üniversitesi mezunu olarak, hayatımın en büyük utancını yaşıyorum. Saygın bir bilim ve eğitim kurumu olan üniversitemin, bir tarikat tekkesine dönüştürülme gayretlerini protesto ediyorum.
Zeki Berksun IP: 88.252.6.xxx Tarih : 23.12.2008 10:23:19
Bu nasıl demokratik anlayış ? anlamak mümkün değil. 467 oy alan bir akademisyen tavsiye edildi diye neler yzılmış. 1 oy alanlar atandığında nerdeydi bu eleştirmenler. imsanlarımıza güvenelim . sosyal barış ancak böyle sağlaqnır.
