Ahmet ve Meral Demirel tarafından hazırlanan dönemin başbakanı Nihat Erimin günlükleri, 12 Mart döneminde yaşananları bütün çıplaklığıyla koyuyor ortaya.
Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslanın idam kararı TBMMnden geçtikten sonra Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, Bu iş yanlış oldu. Millet Meclisi Başkanı işi aceleye getirdi. Bana emrivaki yaptı diyor. Bunun üzerine Başbakan Nihat Erim şunları söylüyor: Memleketi mezbahaya mı çevireceğiz? Şimdi bu işi Senatoda yavaşlatalım. Geciktirilsin, bütün idamlı davalar bitsin. Ahmet ve Meral Demirel tarafından hazırlanan ve Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanan Nihat Erimin günlükleri, 12 Mart döneminde yaşananları bütün çıplaklığıyla koyuyor ortaya.
12 Martın başbakanı suikaste kurban gitti
1912 yılında Kandırada doğdu.İlk ve orta öğrenimini Galatasaray Lisesinde yaptı, 1936da İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. Fransada Paris Üniversitesi Hukuk Fakültesinde hukuk doktoru oldu. 1939da doçentliğe, 1941de profesörlüğe yükseltildi. Dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, 1943te kendisini Dışişleri Bakanlığında görev verdi. 1945te CHPden milletvekili seçildi. 48de Bayındırlık Bakanlığı, 49da Başbakan Yardımcılığı görevlerinde bulundu. 1977ye kadar milletvekilliği ve senatörlük görevlerini sürdürdü. 12 Mart Muhtırasını veren komutanların ve dönemin Cumhurbaşkanı Cevdet Sunayın isteği ile 19 Mart 1971de TBMMdeki tüm parti liderlerinin desteğini alarak partilerüstü hükümetin başbakanlığını üstlendi. CHPyi ortanın solu fikrine getiren ideologlardan biri olan Nihat Erim, 19 Temmuz 1980 günü sabahı İstanbul Dragosta öldürüldü.
9 Şubat 1971
Bıçak kemiğe dayandı artık
Dün İzmitte orduevinde Cumhurbaşkanı, Genelkurmay başkanı, 1inci Ordu komutanı, Donanma komutanı, 15inci Kolordu Kumandanı Turgut Sunalp Paşanın davetlisi olarak öğle yemeğinde idiler. Biz de davetli idik. Her biri ile görüştük. Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç Paşa ile ayaküstü biraz memleket meselelerini konuştuk. Bana, Bıçak kemiğe dayandı artık, siz siviller, politikacılar bu hale bir çare bulun dedi. Ben de ona parlamentonun, liderlerin halini anlattım. Çare bulmak bizim için kolay değil dedim. Tağmaç, Kürt meselesinin tehlikeli bir safhada olduğunu söyledi. Fransada De Gaulleün başarısından misal verdi. Dedim ki: Önce bizde bir De Gaulle yok. İkinci onu işbaşına siviller değil, askerlerin baskısı getirdi.
17 Mart 1971
Dün Sovyet Büyükelçiliğinde kokteyl vardı. Orada AP milletvekillerinden Mehmet Yardımcı ve Ertuğrul Akça bana, Başbakanlık için iki aday varmış, biri sen, diğeri Cihat Alpan Paşa dediler. Gene orada Şevket Süreyya Aydemirin, CHPden istifa ederse en münasibi Nihat Erimdir dediğini söyledi.
18 Mart 1971
İnönü: Bunlara güvenilmez
Cihat Alpan Paşa telefon etti. Görüşmek istedi. Onun köşküne gittim. Hükümet kurmak üzere görevlendirilecek isimler üzerinde durulduğunu, Cumhurbaşkanının kendisini benimle görüşmekle vazifelendirdiğini, eğer kabul edersem, bağımsız olmak için CHPden çekilmemi de zaruri gördüklerini söyledi.
19 Mart 1971
İnönüden istifa için ve teklif edilen vazifeyi kabul için izin istedim. Vermedi. İstifayı hiç doğru bulmadığını söyledi. Bunlara güvenilmez, yapyalnız ortada kalırsın dedi. Bu gece düşüneyim dedim. Sabahleyin istifayı yolladım. İnönü çok kızmış.
20 Mart 1971
İnönünün gazetelerde çıkan demeci kızgınlığını gösteriyor. Kemal Satır ve Metin Toker, İnönüye benim yaptığım bu oldu-bittiyi olumlu karşılaması için telkinde bulunmuşlar. Satır bana haber verdi. Sen onu gene ara, üstüne üstüne git, okşa, kazanırsın dedi. Gece 22de telefon ettim. Metin açtı telefonu, Hemen gel dedi. Gittim. İnönü önce surat astı. Sonuna doğru yumuşadı. Git, rahat uyu dedi.
27 Nisan 1971
Sıkıyönetimi düşündüm
Tedhişçi eylemler devam ediyor. Banka soymak, adam kaçırmak, dinamit patlatmak eylemleri sürdürülüyor. Eldeki anayasa ve kanunlarla bunları önlemek mümkün görünmüyor. Anayasadan başlayarak yasalarda değişiklik hazırlıyorum. Ama bu yapılıncaya kadar ne olacak? Herkes reformlardan önce huzur istiyor. Sıkıyönetim düşündüm. Acaba ordu ne der? Vazgeçtim. Nihayet Tağmaç sıkıyönetim teklif etti bana. Hemen kabul ettim.
10 Temmuz 1971
Dün Milli Güvenlik Kurulu toplantısı vardı. Kara Kuvvetleri Komutanı Faruk Gürler, ikimiz yalnızken, Başbakanım, siz gene İnönü ile ipleri koparmayın. İdare edin. 1973te siz cumhurbaşkanı olacaksınız. Aramızda arkadaşlarla bunu konuşuyoruz. Sunay dünkü kararda ısrar etmez. Onu dün öğleden önce Tağmaç o yolda hazırlamış. Siz Ankaraya dönmeden Cumhurbaşkanı ile bir kere daha görüşün. Biz de Tağmaçı yumuşatırız dedi
25 Temmuz 1971
Tağmaçın şikayeti yeni kültür bakanı
Tağmaç yeni tayin ettiğim Kültür Bakanı Talat Halmandan da şikáyet etti. Hemen bölge tiyatrosu işiyle meşgul olmaya başladı, kültür devriminden söz etti. Bundan çok daha ciddi işler var dedi. Talat Halmanı savundum. Atatürkçü, milliyetçi bir genç. Çok güzel bir kültürü var. Pırıl pırıl. Tecrübesi yok. Hemen ilk hata ile hüküm verilmemeli dedim. Böyle yaparsak adam yetişmez. İnsanları ziyan ederiz dedim. Güven Partisi, Feyzioğlu, Ferit Melen, McCarthy zihniyetiyle durmadan adam kötülüyorlar. Bu zihniyetle memlekette çok az insan solculuk damgasından kendini kurtarabilir dedim.
4 Ekim 1971
Muhsin Batur, bana endişesini bildirdi
26 Eylül sabahı Vana giderken hava meydanında Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur bana endişelerini tekrarladı. Kendisine hak verdim. Tağmaç Amerikadan dönünce aramızda konuşalım. Demirel kendi şahsi davası için rejimi tehlikeye sokuyor. Bu işi halledelim dedim. Demirel APnin başında kaldıkça her şeyi kendi kardeşlerinin kredi rezaleti açısından değerlendirecek. Parlamentoyu tatile göndermek istemesi de bundandı. Gündemde bu işe dair DPlilerin getirdiği tahkikat raporu var. Bu görüşülmesin diye tatil istiyordu (...) Saat 17de Çankayada tekrar buluştuk. Ben düşüncemi anlattım. Tağmaç benim istifama razı olmadı. Bu, ordunun Demirele mağlubiyeti olur dedi. Böyle bir şeyi Silahlı Kuvvetler kabul ve hazmedemez dedi.
10 Mart 1972
Millet Meclisi başkanı akşam telefon etti. Deniz Gezmiş ve iki arkadaşının idam hükümlerinin tasdiki işini bugünkü gündeme koymuş. İvedilik önergesini hükümet versin diyormuş Komisyon Başkanı. Olmaz dedim. Talat Aydemirin idamında nasıl komisyon vermişse bunun da hükümetçe değil komisyonca verilmesi gerekir. İdam cezası parlamentonun imtiyazı, hükümet karışmaz. Anayasa böyle dedim.
11 Mart 1972
CHP ve APliler birbirine girdi
Dün gece Mecliste üç anarşistin ölüm cezaları tasdik edildi. Görüşmeler uzun sürdü. Partiler birbirine girdi. Bilhassa CHP ile AP kapıştılar. Ağır sözler söylediler birbirlerine. MGPli Emin Paksüt, fırsattan istifade beni sıkıştırmak istedi. Hükümet idam yapmak bugünkü ortamda fayda mı getirir, zarar mı kürsüden söylesin dedi. DP sözcüsü de onunla aynı fikirde. Hükümet açık olsun diyorlar. Halbuki anayasa bu konuda takdiri parlamentoya bırakmış. Hükümet ne desin? Mamafih cevap verdim. MGPli Milli Savunma Bakanımız F. Melen, bu konuda bana yazılı telkinde bulundu. Onu aynen kürsüde söyledim ve şöyle bir cümle ilave ettim: Takdir Meclisindir.
12 Mart 1972
Meclis başkanı emrivaki yaptı
Cumhurbaşkanına dün gittim. İdamlar konusuna açtım. Dün gece Meclisi dinlemiş. Bu iş yanlış oldu. Millet Meclisi Başkanı işi aceleye getirdi. Bana emrivaki yaptı. Önce Meclisin 1 Martta tatile gideceği kararlaşmıştı. Sonra, 15 Marta kadar çalışılsın, vergi kanunları çıksın dedi. Laf arası da, Bu arada yetiştirirsek idamları da çıkarırız dedi. Halbuki ben bütün idam istekli davaların sonu alınsın, kaç idamın Yargıtayda kesinleşeceği belli olsun. Parlamento ondan sonra tasdik işini ele alsın istiyordum. 30 kişi için kesinleşirse, hepsi asılamaz. Memleketi mezbahaya mı çevireceğiz? Şimdi bu üç asılırsa, belki arkadan gelecek daha ağır suçlulara acıma duyacak. Halk bu kadar çok idamdan acıma duyar. Yani daha hafif suçlusu gidecek, daha ağırı bağışlanacak. Bu olmamalı. Şimdi bu işi Senatoda yavaşlatalım (...) Geciktirilsin, bütün idamlı davalar bitsin dedim. Sunay olumlu karşılar gibi davrandı. Ama bunu komutanlara veya başkalarına siz söylemeyin. Bakalım düşünelim. Senato başkanına güvenemem dedi.
HÜRRİYET
Yayın Tarihi :
15 Mayıs 2005 Pazar 03:57:35
Güncelleme :15 Mayıs 2005 Pazar 03:59:41
Yorumlarınız
celal gök IP: 84.170.96.xxx Tarih : 15.05.2005 15:51:56
mendereslerin idami ne kadar hatali ve siyasi bir karar ise denizlerin asilmasi okadar yanlis bir karardi.her iki idamda bilincsiz politikacilarin sayesinde olmusdur.