Suriye'nin Haseki İlçesi'ne bağlı Kamışlı Kasabası'nda, yaklaşık iki hafta önce bir futbol maçında çıkan ve daha sonra Kürt-Arap çatışmasına dönüşen olaylarda Aynualarab Kaymakamı'nın oğlunun da öldürüldüğü şeklindeki haberlerin doğru olmadığı belirtildi. Kaymakam, evinin ve aracının kundaklandığını, ancak ailesinden hiç kimseye zarar verilmediğini söyledi. Aynualarab Baas Partisi Başkanı Abid Musa ise, Suriye'nin milli birliği, toprak bütünlüğü ve ulusal güvenliğinden yana olduklarını vurgulayarak, olayların arkasında Amerika'nın bulunduğunu iddia etti.
Suriye'de görev yapan muhabirler Gıyas Sahlül ve Yasin Erdem, kameraman Tuncay Toker ile up-link operatörü Ali Cebeci'den oluşan İhlas Haber Ajansı (İHA) ekibi, Suriye Hükümeti'nden ve Enformasyon Bakanlığı'ndan aldığı özel izinle çatışmaların yaşandığı bölgelere ilk giren yabancı medya kuruluşu olma başarısını gösterdi.
İşte, İHA muhabirlerinin yaşanan olaylar sonrası izlenimleri:
Çatışmaların ilk başladığı Haseki ve Kamışlı'da haber çalışması yaptıktan sonra bu seferki durağımız, ülkenin büyük şehirlerinden olan Halep'ti. Vali'nin tahsis ettiği konvoyla Afrin'e doğru yola çıktık. Ancak kente 15 kilometre kala, görevliler tarafından can güvenliği gerekçesiyle durdurulduk. Afrin'in üzerinde siyah dumanların yükseldiğini ve helikopterlerin bölge üzerinde uçarak keşif yaptığını gözlemledik. Bu arada gelen bir telefon, bölgede şiddetli bir çatışmanın yaşandığı yönünde bilgi veriyordu. Bunun üzerine, bir süre güvenli bir bölgede bekledikten sonra, Aynualarab bölgesine hareket ettik.

KAYMAKAMDAN HABERLERE YALANLAMA
280 kilometrelik bir yolculuğun ardından, Şanlıurfa ile sınır olan ve 60 bin Kürdün yaşadığı Aynualarab'a ulaştık. İlk olarak, basında, 'Oğlunun Kürtler tarafından öldürüldüğü' yolunda haberler çıkan kaymakamla görüştük. Kaymakamlığa giderken resmi yerlerin ve araçların kundaklanmış olduklarını ve talan edildiklerini gördük.
Kaymakam, sorularımız üzerine yaptığı açıklamada, çatışmaların olduğu gün evinde ailesi ile birlikte bulunduğunu ifade ederek, "Kalabalık bir grup her tarafı ateşe veriyordu. Hiç birimize dokunmadılar. Ailemden kimse zarar görmedi. Ancak evim, makam aracım ateşe verildi" dedi.
Daha sonra askerlerin nezaretinde, ilk olarak Kaymakamın evine gittik. Evin ve garajda bulunan resmi aracın kundaklandığını gördük. Evdeki bütün eşyalar yanmış ve kullanılamaz duruma gelmişti. Az ileride oturan savcı ve hakimlerin evleri de aynı akıbete uğramıştı.
Kasabanın meydanında bulunan ve 'halef-selef devlet başkanları' olan Hafız Esad ile oğlu Beşar Esad'ın heykelleri de yıkılmıştı. Baas Partisi'ne ait binadaki eşyalar ve duvarda asılı duran Hafız Esad'ın resimleri ve resmi evraklar da yakılmıştı. Parti binası önünde ise belediyeye ait tüm resmi araçlar ve çöp arabası da kundaklanmıştı.
Son olarak Aynualarab Cezaevi'ne gittik. Kürt mahkumları kaçırmaya yönelik baskında başarılı olamayan grup, duvarları kırıp cezaevini ve araçları da ateşe vermiş.

"OLAYLARDAN ABD SORUMLU"
Aynualarab Baas Partisi Başkanı Abid Musa, yaptığı açıklamada, tüm bu olayların arkasında Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) olduğunu iddia ederek, "Biz, Suriye'nin milli birliğini, toprak bütünlüğünü ve ulusal güvenliğini bozdurmayız. Buna hiç bir dış güç de engel olamaz" diye konuştu.
Aynualarab bölgesinde çekimlerimizi yaptıktan sonra, çatışmaların yaşandığı Afrin bölgesine gitmek üzere Halep'e hareket ettik. Halep'e geldiğimizde hava kararmıştı. Gece yolculuğunun riskli olacağını hesaba katarak Afrin'e sabah gitmeyi kararlaştırdık. Afrin girişinde kontrolü sağlayan jandarma, Türk gazeteci olduğumuzu öğrenince üst araması yapmadı. Afrin'de bine yakın askerin konuşlandığını öğrendik. Kaymakamlık binasına gittik. Yine bu bölgede de, askerlerin nezaretinde haber çalışması yaptık. Gördüğümüz manzara şuydu: Sadece evlerin ve iş yerlerinin camları kırılmış, kaldırım taşları yerlerinden sökülmüştü.
Ziraat Bankası Müdürü Celal Murat, önceki gün bankaya saldıranların hepsinin 20 yaşın altında gençler olduğunu anlatarak, "Bankanın kapısını açmamızı istediler ve daha sonra taşlamaya başladılar. Her tarafı dağıttıktan sonra buradan ayrıldılar" dedi.
Cami Vakıfları Başkanı İbrahim Halil İsa ise, "Dinimiz birdir. Hepimiz bir arada yaşıyoruz ve hepimiz kardeşiz. Hayatımızda hiç böyle bir şey görmedik. Bu duruma çok şaşırdık. Hükümetimiz gösteri yapan gruplara çok yumuşak davrandı. Neden onları çembere alarak sert müdahale yapmadı, bilmiyoruz" dedi.
Komünist Partisi Başkanı ve Belediye Meclis Üyesi Cemil Mehmet ise, Suriye'de meydana gelen bu olaylardan ABD ve İsrail'i sorumlu tuttu.