29
Mayıs
2024
Çarşamba
ANASAYFA

İhracatta devler ligindeyiz

Faiz ve kur baskısı altında yurtdışı satışlarını artırmaya çalışan ihracatçı, sırtındaki yüklere rağmen rekor kırarak girdiği yeni yılda devler ligine yükselmeyi başardı.

İhracatta psikolojik sınır olarak nitelenen 100 milyar dolarlık seviye aşıldı. 2007 ihracatı yüzde 23,49'luk artışla 105 milyar 925 milyon doları buldu. Cumhuriyet'in kuruluşunun 100. yılında en fazla ihracat yapan 5 ülke arasına girmeyi hedefleyen Türkiye'nin 2008 hedefi ise rakamı 125 milyar dolara çıkarmak. İhracatın artık yeni bir boyuta taşındığını vurgulayan Dış Ticaret'ten sorumlu Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, "2007 siyasetin ticaretten daha ağırlıklı konuşulduğu yıl oldu. Ama siyasetin gerisinde kalmasına rağmen dış ticaret büyük performans gösterdi. 2008 ise ticaretin siyasetin önüne geçeceği yıl olacak. 2007'de seçim geçimi geçti, şimdi geçim seçimin önünde." ifadelerini kullandı. 2007 yılı ihracat rakamları Dış Ticaret Kompleksi'nde açıklandı. Buna göre, geçen yıl ihracat bir önceki yıla göre 'değerli' YTL bazında yüzde 12,31 seviyesinde artış gösterdi.

Aralık ayında ise geçen aylarda yüzde 20 civarında artan ihracat hız kesti ve yüzde 7 artış kaydetti. Aylık tutar 9 milyar 422 milyon dolar civarında gerçekleşti. Rakamları değerlendiren Devlet Bakanı Tüzmen, ihracattaki aylık rakamların çevre ülkelerinden, bazı sektörlerin de birçok Avrupa devletinden yüksek olduğuna dikkat çekti. Hazır giyim ve tekstili 'ihracatın gözbebeği' diye niteleyen Dış Ticaret Bakanı, "Hangi sektör bu kadar istihdam yapıyor. İnsanlar konuşurken dikkatli olsunlar. Bunlar ihracat gemisinin can damarı." dedi. Avrupa Birliği'nin Çin'e karşı koyduğu kotaları kaldıracağını kaydeden Tüzmen, "Artık aslanın midesinden alacağız bu yemeği. Bunu yapacak yürek ve bilek var bu sektörde. O yüzden hiç korkmuyoruz. Bunu gerçekleştirirsiniz." diyerek sektöre moral verdi. Tüzmen'in verdiği bilgilere göre 2007'de ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 60,1'den 62,9'a çıktı. İhracat artış hızı ithalat artış hızından fazla olduğu için dış ticaret açığı göreceli olarak azalıyor. Bu yüzden dış ticaret açığı 60 milyar doları bulacak. 2007 için beklenen 166 milyar dolarlık ithalatın 35 milyarlık kısmı enerji mamulleri alımlarından kaynaklanıyor.

2008'in inovasyon, dönüşüm ve kümeleşme yılı olacağını ifade eden Bakan Tüzmen, Eximbank yasasının değişeceğini belirtirken, "Kendine has tam bir yasası olacak. Risk alabilme kapasitesini artıran çalışma yapılıyor. Daha riskli ülkelere başka ülkelerin gidemediği ülkelere gidecek." bilgisini verdi. Yeni yılda Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın da teşkilat yasası değiştirilecek. İhracatçılar Meclisi ve İhracatı Geliştirme Merkezi de yasal düzenlemeye kavuşacak.

Ajanslar
Yayın Tarihi : 3 Ocak 2008 Perşembe 05:15:09
Güncelleme :3 Ocak 2008 Perşembe 13:45:26


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
metin kaya IP: 85.99.106.xxx Tarih : 12.05.2008 16:34:26

gelçekten türkiye ithalat ve ihtracatta çok iyi bir konumsa


İBRAHİM ÇAKICI IP: 85.108.251.xxx Tarih : 3.01.2008 13:14:07

DIŞ TİCARET AÇIĞI DAHA DA ARTACAK DİYE KENDİSİ SÖYLÜYOR BAKAN. 100 BİRİM SATIYOR 160 BİRİM ALIYORSUN. E PARAN YOK NASIL ALIYORSUN; BORÇ NE GÜNE DURUYOR? LOKOMOTİF SEKTÖRLER DEN TEKSTİL YUNANDAN ALINAN PAMUĞA BAĞLI HALE GETİRİLDİ-YERLİ PAMUK SİZLERE ÖMÜR! TURİZMİN HALİ MALUM: YERLİ TURİST OLMASA SIFIR ÇEKECEK! TABİİ ONLAR DA BORÇLA-KREDİLİ TATİL ÇILGINLIĞINDA! HA BİR DE İNŞAAT VAR ARTIK YALNIZCA İÇERİ ÇALIŞAN-VE DIŞARIDAN BESLENEN!... TARIM MI? O DA NESİ-ÖYLE BİR ŞEY Mİ KALDI?...


İBRAHİM ÇAKICI IP: 85.108.76.xxx Tarih : 3.01.2008 18:14:02

" Pamuğun geleceği endişe verici... DERGİ - Araştırma Yazar Ali Ekber Yıldırım, Dünya Gazetesi Tarım Yazarı aey@dunya.com Salı, 13 Aralık 2005 Türkiye ihracatının lokomotifi tekstil ve konfeksiyon sektöründeki gelişmelere paralel olarak artan pamuk talebi üretimle değil, ithalat ile karşılanıyor. İzmir Ticaret Borsası'nın verilerine göre 2004-2005 sezonunda pamuk ithalatı 748 bin tona ulaştı. Pamuk ithalatına ödenen döviz ise 883 milyon dolar oldu. İthalattaki bu artışa karşılık pamuk üretimindeki gerileme sürüyor. Geçtiğimiz 2005 yılında da özellikle Ege, Çukurova ve Akdeniz Bölgesi'nde üreticinin pamuk yerine mısır, hububat, sebze ve yağlı tohumlara yönelmesi devam etti. GAP Bölgesinde ise pamuk üretimi artmaya devam ediyor. Pamuk üretiminde en büyük üretim düşüşü ise yüzde 20 ile Ege Bölgesi'nde yaşanıyor. Kalitesi dünyada çok iyi bilinen Ege pamuğu deyim yerindeyse yaşam savaşı veriyor. Pamukta mevcut trend devam ederse gelecek yıllarda yerli üretim ile ithalat aynı seviyede olacak. Hatta ithalat üretimin önüne geçecek. İhracatının çok önemli bölümünü tekstil ve konfeksiyondan sağlayan Türkiye için, böyle bir tablo endişe verici. Çünkü, pamukta artan dışa bağımlılık ilerde ihracatı tehdit edebilir. Pamuk konusunda sadece Türkiye değil, diğer üretici ülkelerde özellikle Benin, Burkina Faso, Çad ve Mali gibi Afrika ülkeleri ve Brezilya da ciddi sorunlar yaşıyor. Bu nedenle, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ)'nün Aralık 2005'te Hong-Kong'ta yapılan 6. Bakanlar Konferansı'nın temel tartışma konularından birisi pamuk oldu. Daha önceki DTÖ toplantılarında, özellikle 2003 Cancun Zirvesi'nde pamuktaki gelişmeler sert tartışmalara neden oldu. Brezilya ve Batı Afrika ülkeleri, Amerika Birleşik Devletleri (ABD)'nin pamuğa yılda 4 milyar dolar devlet desteği sağladığını ve bu desteğin piyasayı bozduğunu ileri sürdüler. Ayrıca, bu destekler sayesinde ABD'nin dünya pazarlarına üretim maliyetlerinin yüzde 50-60 ucuza pamuğu pazara sürdüğünü, diğer ülkelerin pamuk üretemez ve satamaz duruma geldiğini bildirerek şikayette bulundu. Brezilya ve Batı Afrika ülkelerinin şikayeti DTO tarafından incelendi ve Amerika'nın ihracat destekleri ile haksız rekabet yarattığı sonucuna varıldı. Ancak, kimse Amerika'ya yaptırım uygulayamadı. Bu nedenle pamuktaki sorunlar 2005 Hong-Kong Zirvesi'ne taşındı. Yine çok sert tartışmalar oldu. 2003'ten bu yana üretici ülkelerin daha da zor duruma düştüğü ifade edildi. Afrika ülkelerinin bakanları pamuğun kendileri için hayati öneme sahip olduğunu dile getirdiler. Hatta pamuk üreticisi olmayan Almanya'nın Sanayi ve Ticaret Bakanı Heide Marie Wieczorek-Zeul yaptığı konuşmada pamuk sorununun çözülmemesini "utanç verici" olarak nitelendirmesi dikkat çekiciydi. Alman Bakan,ayrıca pamuk sorununun çözülmemesi halinde bir sonraki zirveye katılmayacağını söyledi. Tüm bu tartışmalar yaşanırken pamuk üreticisi Türkiye'nin sessiz kalması ise düşündürücüydü. Çünkü, pamuk desteklerinden en çok etkilenen ülkelerden biri de Türkiye. Amerika'nın yaklaşık 27 bin üreticisine verdiği yıllık 4 milyar dolarlık devlet desteği ve Avrupa Birliği'nin de Yunanistan'a verdiği destekler Türkiye'yi de çok olumsuz etkiliyor. Son 10 yılda Türkiye pazarına GSM kredisi ve diğer ihracat destekleri ile pamuk ihraç eden Amerika, yerli üretimin gerilemesinde en önemli faktörlerden birisi. Türkiye'nin 750 bin tona yaklaşan pamuk ithalatının yüzde 60'ı Amerika'dan.( TAMAMI GDO-GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ ORGANİZMADIR.İ.Ç. ) Yüzde 22'si ise Avrupa Birliği'nden ciddi destekler alan Yunanistan'dan. Amerika ve Yunanistan'ın devlet destekli pamuğu karşısında rekabet edemeyen Türk çiftçisi pamuktan para kazanamadığı için alternatif ürünlere yöneliyor. 2005 yılında da bir önceki yıla göre pamuk fiyatlarında ciddi gerileme oldu. Çukobirlik 2004 ürünü pamuğun kilosunu 85 kuruştan alırken, 2005 pamuğu için 45 kuruş avans fiyat açıkladı ve daha sonra 10 kuruş artırarak 55 kuruşa yükseltti. Tariş Pamuk Birliği ise, 2004'te 90 kuruştan aldığı pamuğa bu sene 83 kumş fiyat verdi. Pamuktaki bu fiyat düşüşünü önlemek ve üretimden kaçışı durdurmak için hükümetin vereceği destekleme primi de zamanında ödenmediği için istenilen başanyı sağlayamıyor. Destekleme primleri genellikle bir yıl gecikmeli ödeniyor. 2005 ürünü pamuğun destekleme primi de en erken 2006 yılı sonunda ödenebilecek. Son iki yılda pamuğa verilen destekleme primleri geçmiş yıllarla kıyaslandığında iyi sayılabilecek bir oran. Ancak, maliyetlerin aşağı çekilebilmesi için pamuk toplamada teknolojinin daha yoğun kullanılması gerekiyor. Pamuk hasad makinesi 2005'te ilk kez daha yoğun kullanılmaya başlandı. Ülke genelinde 100 adet pamuk hasad makinesi çalışmaya başladı. Bu yıl daha fazla hasad makinesi kullanılması tahmin ediliyor. Ayrıca, bugüne kadar pamuğa alternatif olarak görülen mısır, ayçiçeği, buğday, domates gibi ürünlerde de 2005'te büyük olumsuzluklar yaşanması nedeniyle üreticinin yeniden pamuğa yönelmesi beklenebilir. Ancak uzun vadede pamuk üretiminin artırılması, ithalatın aşağı çekilmesi sadece Türkiye'nin iç piyasada alacağı önlemler yeterli olmayacaktır. Dünya da piyasaların işleyebilmesi için Amerika ve Avrupa Birliği'nin haksız rekabete neden olan pamuk desteklerini kaldırmalan gerekiyor. Dünya Ticaret Örgütü'nün bu yıl Nisan'da Cenevre'de yapacağı toplantı bu yönüyle çok büyük önem taşıyor. "


şahkulu IP: 88.232.65.xxx Tarih : 3.01.2008 08:43:49

Bu ihracattan kazanaılan para nereye gidiyo madem rekor kırıyoruz. Bütçe açımız kapatılıyo desek 440 milyar dolar borcumuz var heç eksilme yok. 17 milyon ytl bütçe açığı var milleti kandırmasınlar kardeşim hiç bi gelişme yok. beyaz eşya ucuzladı evet ama fakir fukara sabah kahvaltısında akşam yemeğinde televizyon buzdolabı yemez sanırım yiyemez parası yok onu alacak...