17
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

İleri derecede geri zekalı!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’yi savaşa götürecek hiçbir belgenin altına hiçbir CHP’linin imza atmayacağını belirterek, “Biz savaş istemiyoruz. Çocuklarımızın kanlarının Arap çöllerinde dökülmesini istemiyoruz” dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Suriye tezkeresine neden “hayır” dediklerini anlattı. Suriye’deki olaylar bu kadar büyümemişken 6 Şubat 2012 tarihinde, hükümete Türkiye’de bir uluslararası konferans düzenlenmesi konusunda çağrı yaptıklarını hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Biz çatışmayı körükleyen değil, çatışmayı sonlandıran, barış iklimi yaratan bir devlet olarak öne çıkmalıyız. Çünkü biz her zaman savaşa karşı çıkan bir devletiz, böyle olması lazım. Bizim bu teklifimizi ellerinin tersiyle ittiler” dedi.

18 Nisan 2012’de ise Suriye konusunda TBMM olarak ortak bir deklarasyon yayınlaması yönünde bir öneri sunduklarını ve deklarasyon metnini de gönderdiklerini belirten Kılıçdaroğlu, bunun da kabul edilmediğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, “Şimdi kalkmışlar ortak iradeden, ulusallılıktan söz ediyorlar. Sen kim, ortak irade kim, sen ne anlarsın ortak iradeden? Sen kendi iradeni milletin ortak iradesini sanıyorsun. Egon bu kadar şişkin sesin. O egon senin başına bela zaten. Önce ondan kurtulman lazım” dedi.

-“BU ÜLKEYİ SAVAŞA GÖTÜRECEK HİÇBİR BELGENİN ALTINA HİÇBİR CHP’Lİ İMZA ATMAZ”

CHP olarak sorumluluklarını sonuna kadar yerine getireceklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Çünkü biz ülkemizi, insanımızı seviyoruz. İnsanımızın kanının Ortadoğu çöllerinde dökülmesini istemiyoruz. Bedel ödemek istemiyoruz” dedi. Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’a Suriye konusunda gönderdiği mektubu da hatırlatırken, “Bu da kabul edilmedi. Şimdi diyorlar ki ‘niye bize destek vermiyorsunuz?’ Bu ülkeyi savaşa götürecek hiçbir belgenin altına, hiçbir CHP’li, ülkesini seven hiçbir kişi imza atmaz” dedi.

CHP olarak bütün çabalarını, yolu, yöntemi gösterdiklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Yanlış yapıyorsun’ dedik, ‘Ben doğru yapıyorum, ben biliyorum’ dedi. Sen biliyorsan, ülkeyi nereye getirdiğini daha iyi gör. Türkiye’yi savaşın eşiğine getirdin sen” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, “Bana bir Allah’ın kulu desin ki, şu nedenle biz Suriye’yle savaşmak zorundayız’ Böyle bir şey yok. Neden yok, taşeronluk görevini üstlenenler zaten düşünemezler, bağımsız karar veremezler. Ama biz düşünüyoruz, biz bağımsız düşünüyoruz, ülkemizin çıkarları doğrultusunda düşünüyoruz. O nedenle biz bu tezkereye ’hayır’ dedik” ifadelerini kullandı.

-ÇİÇEK’E: “BUNUN ADI VATANA İHANETTİR”-

Konuşmasında TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e de yüklenen Kılıçdaroğlu, “Siz bir parlamento düşünebiliyor musunuz, karar almadan yabancı bir ülkenin askerleri Türkiye Cumhuriyeti topraklarında konuşlanacak ve parlamento sesini çıkarmayacak. Sayın Cemil Çiçek’e sesleniyorum; Meclis Başkanı olarak görev yapacaksanız Özgür Suriye Ordusu’nun Türkiye’ye hangi koşullarla, hangi parlamentonun kararıyla geldiğini çık bize anlat. Meclis koltuğunda oturmak güzel olabilir. Başkanlık koltuğu da güzel olabilir. Ama unutmamak lazım, bu ülkenin Anayasası var. Anayasaya göre yabancı bir ülkenin askerlerinin gelip Türkiye’de konuşlanmanın yolu parlamentonun karar almasına bağlıdır. Aldı mı karar, almadı. Bunun adı vatana ihanettir. Hesabı sorulacaktır.

Kılıçdaroğlu, CHP’li milletvekillerinin Hatay’daki Apaydın Kampına gitmeseydi, orada Özgür Suriye Ordusunun konuşlandığını Türkiye’nin öğrenemeyeceğini belirterek, “Yabancı gazetelere, dergilere, televizyonlara röportaj veriyorlar; ‘Türkiye’deyiz diyorlar, biz gidiyoruz ‘içeriye giremezsiniz’ diyorlar. Sayın Cemil Çiçek’e bir daha soruyorum, TBMM milletvekillerinin Türkiye coğrafyasında giremediği bu kampın hesabı sen sordun mu? Bunu hesabını vereceksin” dedi.

-“BU DENGESİZ TABLOYU ORTAYA KOYMAK İÇİN İLERİ DERECEDE ‘GERİZEKALI’ OLMAK LAZIM”-

Kılıçdaroğlu Suriye konusunda Türkiye’nin yalnız kaldığını belirtirken şöyle devam etti:

“İnsafsızlık da yapmayalım, o kadar yalnız kalmadık. Türkiye’nin yanında Hamas var, Meşal var, Barzani var, Katar var, Suudi Arabistan var. Denklemin bir tarafında bunlar var. Denklemin öbür tarafında, Suriye’nin yanında; İran var, Rusya var, Çin var, Brezilya var. Dünyanın nüfusunun yarısından fazlası denklemin öbür tarafında. Bu denkleme bizi mahkûm eden hükümete ne denir? Türkiye Cumhuriyetini böyle bir denklemin içine sokmak stratejik derinlik midir, stratejik körlük müdür? Böyle anlamsız bir dengenin içine Türkiye’yi sokan bir süreci bizim başımıza bela eden, çapsızlığı artık dünyada bilinen ve alay konusu olan bir Dışişleri Bakanıyla yola çıkılırsa Türkiye’nin geldiği nokta bu olur. Bunu yapmak için, bu dengesiz tabloyu ortaya koymak için engin diplomasiye gerek yok. Bunu yapmak için ileri derecede ‘geri zekalı’ olmak lazım.”

-“SEN NE ANLARSIN DERSTEN”

Kılıçdaroğlu, daha önce pek çok tezkere geldiğini, onlara ‘evet’ dediklerini belirtirken, “Ama bu tezkereye ‘evet’ demeyiz. Biz savaş istemiyoruz. Çocuklarımızın kanlarının Arap çöllerinde dökülmesini istemiyoruz. Başka işimiz, gücümüz mü yok bizim” diye konuştu.

Uluslararası sularda 9 Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı şehit edildiğinde, Kuzey Irak’ta Türk askerlerinin başına çuval geçirildiğinde tezkerenin gelmediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Bir buçuk milyon Iraklı Müslüman hayatını kaybetti, binlerce Müslüman kadına tecavüz edildi, Başbakan Amerikan askerlerine başarılar diledi. Şimdi kalkmış bize ders veriyor, sen ne anlarsın dersten, sen ne anlarsın demokrasiden, özgürlükten, sen hiçbir şeyden anlamazsın. Sen sadece cama bakarsın ve konuşursun, indiğin andan itibaren de unutursun” dedi.

-“ORDUYU NİYE BU KADAR BESLİYORUZ O ZAMAN”-

Türkiye’yi güçlü kılan tezkere değil, Türkiye’yi güçlü kılanın demokrasi, batıya dönük yüzü olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
“Türkiye’yi güçlü kılan, senin alay ettiğin bu ülkenin entelektüel gücüdür. Sen ne anlarsın Türkiye’nin gücünden. Tezkere olunca Türkiye güçlü olacakmış, tezkere olunca savaşa hazır olacakmışız. Tezkere olmayınca bu ülke savaşa hazır değil mi? Niye bu kadar orduyu besliyoruz o zaman?” diye konuştu.
Türkiye’yi Ortadoğu’da güçlü kılanın, hayranlık uyandıranın iradesinin tek olmaması, çoğulculuk demokrasi anlayışı olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Bunların yıkmaya çalıştığı ne kadar değer varsa Türkiye’nin gücü de o değerlerdir. Siz hiç bir demokraside bütün dünyaya savaş açan bir tezkere gördünüz mü? Hem taşeronluk yapacaksın ondan sonra da döneceksin CHP’ye en sert söylemlerle eleştiri getireceksin. Bir şey söylüyorsan bari araştır” dedi.

-“RED OYU VERDİK, BAASÇI OLDUK”

Kılıçdaroğlu, 1990 yılında Saddam Hüseyin Kuveyt’i işgal ettiğinde, BM kararıyla Amerikalıların asker göndermek için harekete geçtiklerini ve temsilciler meclisinde 183’e 250 oyla Kuveyt’e asker gönderilmesinin kabul edildiğini anlattı. Senatoda ise 52 kabul, 47 red oyu çıktığını belirten Kılıçdaroğlu, “Ama hiç kimse ret oyu verenleri ‘Saddamcı’ diye suçlamadı. Biz red oyu verdik olduk, ‘Baasçı’. Kafaya bakın siz. Bu kafadan demokrasi olur mu? Dünyayı bilmiyor, anlamıyor. Gerçekleri görmeyen, gözleri kör, bataklığa sürüklenmiş, yeşil çimen sahada gidiyorum zannediyor. Tezkere çıkıyor halk reddediyor, ‘doğru değil’ diyor bu, koro halinde başlıyorlar; ‘biz tezkere çıkardık ama Suriye’yle savaşmak istemiyoruz.’ Komediye bakın. Blöfle dış politika olabilir mi? Size kim inanır bundan sonra, kim güvenir? Dünyada yalnız kaldınız zaten” diye konuştu.

-“ESAD KANLA SUSTURUYOR, SEN BİBER GAZIYLA”

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’la Başbakan Erdoğan arasında “ne fark var” diye soran Kılıçdaroğlu, “Suriye’de demokrasi yokmuş, onun için gitmemiz gerekiyormuş.’ Sen bir dön kendi ülkene bak, senin ülkende demokrasi var mı? Bugün Türk-İş’ten işçiler Meclise gelmek istemişler, hemen biber gazı. Ne fark eder? Esad kanla susturuyor sen de biber gazıyla. Aranızdaki fark bu” diye konuştu. Türkiye’de gazetecilerin, öğrencilerin hapiste olduğunu, üniversitelerin konuşamadığını belirten Kılıçdaroğlu, “12 Eylül’de Kenan Evren bile bunları yapmaya cesaret edemiyordu” dedi.

-“TARİH ‘HAYIR’ DEDİĞİMİZİ YAZACAK”

Kılıçdaroğlu tezkereye ‘hayır’ demekle çok bir şey yaptıklarını ifade ederek, “Ülkenin tarihine yazılacak bir karara imza attık, ‘hayır’ diyerek. Bütün anaların babaların umudu CHP’dir” dedi. Kılıçdaroğlu’nun bu sözleri salondan yoğun alkış alırken, “Bu umudu boşa çıkarmayacağız. AKP artık ufku dolmuş bir siyasi partidir, artık kendisi sorun olan bir partidir. Ülkenin geleceği açısından risk taşıyan, otoriterleşen bir partidir. Tek kişi konuşacak diğerleri itirazsız sesini kesecek. Demokrasi bu değil” diye konuştu. Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle tamamladı:
“Neymiş efendim, tezkereyi çıkartıp, beyefendi Şam fatihi olacak. İyi de Şam fatihi olacaksan önce şu çocuklarını bir askere gönder bakalım. Çocuklarını göndermeyeceksin, AKP milletvekillerinin çocukları da gitmeyecekler, onları iyi yerlere göndereceksiniz, bu milletin fakir fukara çocuklarını alacaksın ‘hadi bakalım cepheye.’ Niçin? Beyefendi Şam fatihi olacakmış. Kusura bakma ama bu kafayla gidersen olsa olsa sen Şam babası olursun.”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Kış geliyor, yakacak derdi var. Siz durmadınız, elektrik ve doğalgaza ölçüsüz bir zam yaptınız. Bu zamları ahlakla bağdaştırmıyorum, şerefle de bağdaştırmıyorum. Bu zamlar ahlaksız zamlar, bu zamları onaylamamız mümkün değil” dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, hükümet tarafından yapılan son zamlara sert tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, “Önümüzde iki Türkiye var; birinci Türkiye masallar gibi yaşayan AKP’lilerin masal ülkesi Türkiye. İkinci Türkiye ise zam ve zulüm altında ezilen halkın gerçek Türkiye’si” dedi. Bir masalmış gibi anlatılan Türkiye’de “haramzadelerin” olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Onların karnı doymuyor, ne kadar verseniz yutuyorlar, bir kara delik gibi. Bu Türkiye, AKP’nin Türkiye’sidir. Halkın gerçek Türkiye’si bu değil. Halkın gerçek Türkiye’si geleceğinden kaygı duyan, ‘bu ülkede bir şeyler yanlış gidiyor, geçinemiyoruz, toplum sözleşme yapamıyoruz, haklarımızı arayamıyoruz, özgürce konuşamıyoruz’ diyen halkın gerçek Türkiye’si. İki Türkiye arasında 180 derece fark var” dedi. Masalların ülkesi Türkiye’de “AKP ve yandaşları”nın yaşadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Onlar Karun gibi zengin oldular, köşeyi döndüler, insanlara tepeden bakıyorlar, lüks araçlarla geziyor, konuşanı susturuyorlar, konuşanı susturmayı da bir anlamda görev biliyorlar” dedi.

Kılıçdaroğlu, son bir yılda elektriğe yüzde 34,9, doğalgaza yüzde 54 zam yapıldığını belirterek, “Peki memurun maaşı ne oldu? Bir yıl önce 100 liraydı, bir yıl sonra oldu 111 lira. İşçinin 100 liradan 106 lira oldu. Masal ülkesi Türkiye ile gerçek Türkiye arasında işte bu kadar fark var. Eğer siz halkı yoksullaştırmak için bu zamları yapıyorsanız başarıya ulaştınız demektir. Bana zammın bir gerekçesini vermeleri lazım” dedi.

-“ZAMLARI ONAYLAMAMIZ MÜMKÜN DEĞİL”

Eski Başbakanlardan merhum Bülent Ecevit Hükümeti’nin, Türk ekonomisini krizden çıkardığını, ağır bedeller ödediğini, terörü bitirdiğini, “kemiksiz” bir Türkiye’yi AKP Hükümeti’ne devrettiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Geldiğimiz noktaya bakın, ekonomik kriz var, zamların arkası kesilmiyor. Terör batağındayız. Devraldığınız Türkiye bu muydu sizin?” dedi.

Elektriğe ve doğalgaza, tam da okulların açıldığı sırada zam yapıldığına ifade eden Kılıçdaroğlu, “Kış geliyor, yakacak derdi var. Siz durmadınız, elektrik ve doğalgaza ölçüsüz bir zam yaptınız. Bu zamları ahlakla bağdaştırmıyorum, şerefle de bağdaştırmıyorum. Bu zamlar ahlaksız zamlar, bu zamları onaylamamız mümkün değil. Bir Allah’ın kulunun çıkıp ‘bu zamları biz şu gerekçeyle yaptık’ diye açıklaması lazım” diye konuştu.

-“BUNUN VEBALİ VAR”

Kılıçdaroğlu, “Doğalgaz, petrol bizim ülkemizde yok, dolarla getiriyoruz. Dolar artınca fiyatlar da artıyor” gerekçesiyle zamların yapıldığını belirterek, bunun doğru olmadığını belirtti. Aralık 2011’de Rus doğalgazının dünyadaki fiyatının bin metreküpte 436 dolar olduğunu, Ağustos 2012’de ise 410 dolara indiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, Türk Lirası olarak da Aralık başında bin metreküpü 810 lirayken, 733 liraya düştüğünü kaydetti.

-“FATURAYI ARTIK İKTİDARA ÖDET”

Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:

“Bir Allah’ın kulu çıkıp ‘bu zamlar ahlakidir’ desin. Dünyada doğalgaz fiyatları düşüyor, biz yüzde 30 zam yapıyoruz. Bunun vebali vardır, bu millete karşı sizin sorumluluğunuz var. Bu kadar ağır zammı bu milletin omuzlarına nasıl yüklüyorsunuz siz? Hani güllük gülistanlıktı, hani her şey çok iyiydi. Öyle anlaşılıyor ki kendileri yediler, yandaşlarına yedirdiler, herkesin karnı doydu, iyice palazlandılar, kara delik gibi yutuyorlar, faturayı da gelip bu millete çıkarıyorlar. Millet de bunun farkında olsun. Faturayı sen artık ödeme, iktidara ödet bu faturayı sen. Dünyada doğalgaz fiyatları yüzde 9,6 gerileyecek, sen Türkiye’de geleceksin doğalgaz fiyatlarına yüzde 30 zam yapacaksın. Milletin yüzüne nasıl bakıyorlar, gerçekten merak ediyorum. Yalan söylenmez ki bu kadar, yalan söylemenin de bir usulü var. Göz göre göre, dünyayı bile bile millete yalan söyleyeceksiniz.”

-“SOYGUNU YAPANLAR AKP’NİN YÖNETİCİLERİ”

Anayasal bir kurum olan Ekonomik Sosyal Konsey’in 3 ayda bir toplanması gerekirken, en son 2009 yılında topladığına da dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Eğer doğalgaza zam yapıyorsanız, bilin ki iğneden ipliğe her şeye zam yapacaksınız. Bu kadar ağır zammın faturasını halka çıkarmanın ahlakla, demokrasiyle, özgürlüklerle,ne de ekonomi yönetimiyle hiçbir ilgisi yoktur. Tam bir yönetimsizlik. Ahlaki açıdan bu zamlar bir soygundur, soygunu yapanlar AKP’nin yöneticileridir” dedi.

-“SENİN ENGEREKLERDEN, ÇIYANLARDAN NE FARKIN VAR”

Türkiye’de doğalgazın yüzde 98’inin ithal edildiğini, bunun da büyük kısmının Rusya’dan ithal edildiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Eğer siz kendi enerjinizi, kendi elektriğinizi, ısınmak için kendi doğalgazınızı bir ülkeye bağlamışsanız, bir ülkeye kaderinizi bağlamışsınız demektir. Dünyada hiçbir ülke yoktur ki, kendi enerjisini bir ülkeye yüzde 60, 70 oranında bağlamış olsun. Yarın diyelim ki Suriye’de savaş çıktı, Rusya destek verdi, aranızda kavga çıktı, Rusya doğalgaz musluklarını kapattı, ne olacak bu memleketin hali?” diye konuştu. Devlet yönetiminin bu olmadığını, devleti yönetecek kişilerin Türkiye’nin çıkarlarını koruması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Siz Türkiye’nin çıkarlarını bırakın korumayı, birilerine peşkeş çekiyorsunuz. Buna da devlet yönetimi diyorsunuz. İhanete varan bir tezgahla karşı karşıyayız” dedi.

Kılıçdaroğlu, “Bu soygun düzenini, haramzadeleri çok güzel anlatır” diyerek, Ahmet Arif’in şiirinden “Bunlar engerekler ve çiyanlardır, Bunlar aşımıza, ekmeğimize göz koyanlardır, Bunları tanı, tanı da büyü” mısralarını okudu. Kılıçdaroğlu, “Dünyada doğalgaz fiyatları düşecek, sen doğalgaza yüzde 30’a varan zam yapacaksın. Senin engereklerden, çiyanlardan ne farkın var” diye sordu.

-DENİZ FENERİ HATIRLATMASI: “SAVUNMA HAKKI KUTSALSA TANIKLIKLAR YAPILMALI”

Kılıçdaroğlu, “yüzyılın soygunu” dediği Deniz Feneri Davası’nı anımsatarak şöyle devam etti:
“Sadece doğalgaz değil. Fitreye göz konur mu, zekat parasına el konulur mu? Şimdi bu savcılar ‘sen niçin Deniz Feneri soygununu soruşturuyorsun’ diye yargılanıyorlar. Bir savcı, ‘önümüzdeki duruşmada 11 kişiyi tanık olarak istiyorum, burada ifade versinler’ dedi. Bu kişilerin gelip tanık olarak ifade vermesi lazım. Bunların içinde bir köstebeğimiz var, meşhur, Beşir Atalay, Adalet Bakanı var. Şimdi ‘savunma hakkı kutsal’ diyen, mangalda kül bırakmayan bazılarına sesleniyorum; madem savunma hakkı kutsal, savunma durumunda olan kişinin gösterdiği tanıkların, gelip orada tanıklık yapması lazım. Gelirlerse pek çok gerçeği öğrenmiş olacağız. Ama sanmasınlar ki gidip tanıklık yapmayacaklar, kurtulacaklar. Söz veriyorum, onlardan hesabını sormazsak biz namerdiz” dedi.

anka
Yayın Tarihi : 9 Ekim 2012 Salı 15:15:10
Güncelleme :9 Ekim 2012 Salı 17:32:38


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?