KTÜ'de başörtülü öğrenciyi derse almak istemeyen ve başını açması için ağır baskı uygulayan öğretim görevlisine, rektörlük 'aylıktan kesme' cezası verdi.
Gerekçede, 'görevin yerine getirilmesinde dil, ırk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ayrımı yapmak, kişilerin yarar ve zararını hedef tutan davranışlarda bulunmak' suçunun işlendiğine dikkat çekildi.
Habertürk'ün haberine göre, Trabzon Meslek Yüksekokulu öğretim görevlisi Nazmiye Aydın, geçen yıl bir konferansa başörtüsüyle katılan Safiye Öksüz isimli öğrencinin yoklama listesindeki imzasının üzerini karalamış ve "Ders kapsamında gidilen konferansa türbanlı katıldı." şeklinde not düşmüştü. Aydın, derse katıldığı halde yok yazdığı öğrenciyi, olaydan 1,5 ay sonra yapılan final sınavına da devamsızlığını gerekçe göstererek almamıştı.
Sınav sonrası hocasının yanına giden Öksüz, derse geldiği halde yok yazıldığını ve hakkını adli mercilerde arayacağını söylemişti. Nazmiye Aydın ise öğrencisini, konferansa başörtülü olarak katıldığı, odasında kendisine tehdit ve hakarette bulunduğu iddiasıyla disipline sevk etmişti. Disiplin kurulu da Öksüz'e 1 ay okuldan uzaklaştırma cezası vermişti. Genç kız, cezanın iptali için Trabzon İdare Mahkemesi'ne açtığı davayı ise kazanmıştı.
Safiye Öksüz, Trabzon İdare Mahkemesi'nde ayrıca, yoklama kâğıdındaki imzasının silindiği için 'resmi evrakta tahrifat' yaptığı iddiasıyla da ayrı bir dava açmıştı. KTÜ Rektörlüğü, ön incelemede 'suçu oluşturacak herhangi bir durum bulunmadığı' iddiası ile öğretim görevlisi Aydın hakkında işlem yapmamıştı. İdare Mahkemesi ise 13 Ekim 2011 tarihindeki duruşmada, 2547 sayılı yasanın 53. maddesine uyarlı bulunmadığı sonucuna vararak işlemin iptaline karar vermişti. Safiye Öksüz'ün durumuna benzer bir mağduriyet yaşayan Trabzon Meslek Yüksekokulu öğrencilerinden Eda Topar ve Hanife Esma Gül Şahin de geçtiğimiz eğitim öğretim yılında, başta Yükseköğretim Kurulu (YÖK) olmak üzere Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı, TBMM İnsan Hakları Komisyonu ve Cumhurbaşkanlığı'na şikâyet dilekçesi göndermişti.
Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı'nın YÖK'e havale ettiği şikâyet dilekçesine KTÜ Rektörlüğü'nden verilen cevapta, öğretim görevlisi Nazmiye Aydın'a 'aylıktan kesme' disiplin cezası verildiği bildirildi. Söz konusu iddialarla ilgili olarak Aydın hakkında disiplin soruşturması açıldığı da belirtilen yazıda, soruşturma sonucunda Aydın'ın Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği'nin 9/i maddesindeki 'görevin yerine getirilmesinde dil, ırk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ayrımı yapmak, kişilerin yarar ve zararını hedef tutan davranışlarda bulunmak' suçunu işlediğinin sabit görüldüğü kaydedildi. Aydın'a 'kademe ilerlemesinin durdurulması' cezası verilmesi gerekirken, aynı yönetmeliğin 16. maddesi hükmü de dikkate alınarak bir alt ceza olan 1/30 oranında 'aylıktan kesme' disiplin cezası verildiği ifade edildi.
BİR PARTİNİN MENSUBU OLANLAR (VEYA BİLİNÇSİZCE VE KÖRÜKÖRÜNE BAĞLI OLANLAR), KENDİLERİNDEKİ EZİLMİŞLİK DUYGULARINI BERTARAF ETMEK VEYA DA ÇIKARLARI DOĞRULTUSUNDA BİR KESİME YARANMAK İÇİN, -AYNEN FAŞİST DÜZENLERDE OLDUĞU GİBİ- BİR PARTİNİN SİMGESİNİ KULLANIRLAR (açıklama: ninelerimiz yemeni-yazmalı idi, onların kızları ve torunları da baş örtüsü taktı, onlarında kızlarının başı ya açıktır veya baş örtülüdür, ama, -rahibelerden örnek alınan- türbanlı değildir)
SEVGİLİ PAKİZE HANIM. GURULA YAZDIĞIN AVRUPA BİRLİĞİ'NİN DİN ADAMLARININ BAYAN OLANLARININ KIYAFETİNİN NASIL OLDUĞUNU SANIRIM BİLMİYORSUNUZ. ( BELKİDE BİLİYORSUNUZ DA BİLDİĞİNİZİ SÖYLEMEK İŞİNİZE GELMİYOR. ) BAKIN İNANCINDN ÖTÜRÜ KIYAFETE BÜRÜNEN İNSANLARA BÖYLE SALYASI AKARCASINA SALDIRMAK NE KÖTÜ YAA. ZAVALLI ÇOCUK KONFERANSA KATILMIŞ, BAŞÖRTÜLÜ OLDUĞU GEREKÇESİYLE YOKLAMA KAĞIDINDA İSMİ KARALANMIŞ. SINAV ZAMANI DA DEVAMSIZLIĞI BAHANE EDİLEREK SINAVA ALINMAMIŞ. LÜTFEN OLAYLARI İYİ TAHLİL EDİN. BİR İNSANIN HAKKININ GASBEDİLMESİNİ SAVUNUYOSUNUZ. VİCDAN DİYORUM VİCDAN. HEM BU İNSANIN KIYAFETİNE DİL UZATMA HAKKINI NEREDEN ALDINIZ ?
ogretım uyesı sıfatı tasımayan ınsanlar nasıl boyle yerlere gelıyor anlamıyorum.
"Avrupa Birliği" içindeki ülkeler birbirleriyle dayanışma içine girerek Türkiye'yi ezme politikalarına devam ederlerlerken, biz ise, "ne idüğü belirsiz ve hangi amaçla ortaya atılan şu rahibe giysisi" yüzünden - malumlarında katkılarıyla- birbirimizi ezme çabalarına devam ediyoruz !