Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) İcra Direktörleri Kurulu, bugün tamamladığı 6. gözden geçirme toplantısının ardından yaklaşık 502 milyon dolarlık kredi dilimini serbest bıraktığını açıkladı.
Kurul toplantısının tamamlanmasının ardından IMF Genel Merkezi’nden yapılan yazılı açıklamada, talebi üzerine Türkiye’nin zamanında karşılanamayan 2 yapısal ve 1 rakamsal performans kriterinden muaf tutulduğu belirtildi.
Türkiye’nin muaf tutulduğu kriterlerin şunlar olduğu belirtildi:
- KİT’lerde personel azaltımına gidilmesine yönelik
yapısal performans kriteri,
- Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) etkinliğinin artırılmasına yönelik yasal düzenleme,
- Kamu kesimi genel dengesine ait toplam faiz dışı denge,
KİT’lerle ilgili performans kriterinin Eylül sonu, BDDK ile ilgili kriterin Ekim sonunda, faiz dışı denge ile ilgili kriterin ise Ekim ayı içinde karşılanması gerekiyordu.
IMF ile stand-by anlaşması 4 Şubat 2002’de imzalanmıştı. Türkiye için ayrılan 19 milyar dolar kredinin 16 milyar dolarının kullanılmış olduğu belirtildi.
Köhler, programın gidişinden memnun
Öte yandan IMF Başkanı Horst Köhler, Türkiye ile ilgili 6. gözden geçirme toplantısının ardından yaptığı açıklamada Türkiye’nin piyasalarda güvenin sağlanmasında hatırı sayılır bir güçlenme gösterdiğini ve faiz oranlarının da hızla düştüğünü belirtti.
IMF ile yürütülen ekonomik programın ikinci yılında ekonomik büyüme ve enflasyonun programın öngördüğünden daha da iyiye gittiğini belirten Köhler, Türkiye Merkez Bankası’nın uluslararası rezervlerini artırdığını ve İstanbul’daki bombalı saldırı olaylarına piyasaların reaksiyonunun göreceli olarak sınırlı kaldığını söyledi. Köhler bu durumun ekonominin dış şoklara karşı dayanıklılık kazandığını gösterdiğini de belirtti.
Bütün bu olumlu gelişmelerin yanında önemli bir reform gündeminin Türk yetkililerin önünde durduğunu belirten Köhler, "Rahatlama moduna geçmeye yer yok" diye konuştu. Hükümetin programa bağlılığını en iyi şekilde ortaya koyduğunu da söyleyen Köhler, "Mali disiplini korumak programı tamamen sahiplenmiş olmanın en önemli göstergesi olarak kalacak ve faizlerin düşmesine yarayacaktır" dedi. Merkez Bankası’nın para politikasının ne kadar etkili olduğuna da değinen Köhler, enflasyon oranının son 25 yılın en düşük rakamına ulaştığını ifade etti.
Merkez Bankası’nın artan güvenilirliği ve hükümetin mali disipline bağlılığı ile kamu ve özel sektördeki ücret artışının gelecek senenin yüzde 12’lik enflasyon hedefine ulaşılmasında yardımcı olacağını söyleyen Köhler, daha sonraki hedefin ise tek haneli enflasyon oranı olduğunu kaydetti.
Köhler, gelecek yıllarda yetkililerin bankacılık reformlarını hızlandırmaları gerektiğini belirterek Pamukbank’ın bölünmesi, devlet bankalarının özelleştirilmesi ve yeniden yapılandırılması gerektiğini söyledi. Yeni bankacılık kanunlarının Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) mali iyileşmeye daha iyi eğilebilmesine yardımcı olacağını belirten Köhler bu kurumun bağımsızlığının korunmasının önemli olduğuna dikkat çekti.
İmar Bankası skandalının nedenlerini araştıracak bağımsız bir komisyon kurulmasının memnuniyetle karşılandığını belirten Köhler, komisyonun denetleme sonuçlarının vakit harcanmadan bankacılık denetlenmesini artırıcı şekilde kullanılması gerektiğinin altını çizdi.
Programı takip etmek için sarf edilen güçlü çabaların, mali sektör ve bankacılık sektöründeki yapısal reform çabalarının piyasalarda güvenilirliği güçlendireceğini belirten Köhler, "Bu güçlü çabalar uluslararası topluluğun sürekli desteğini hak ediyor" dedi.