18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

İngiliz Başkonsolosluğu açıldı

İngiltere’nin İstanbul Başkonsolosluğu, geçen yıl Kasım ayındaki bombalı saldırıdan sonra restore edilmesinin ardından resmi törenle açıldı.
Tepebaşı Meşrutiyet Caddesi üzerinde bulunan tarihi binanın açılış törenine, İngiltere tahtının veliahdı Galler Prensi Charles ile Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu katıldı.
Törende ayrıca, İstanbul Valisi Muammer Güler, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Danışmanı Cüneyd Zapsu, ABD’nin İstanbul Başkonsolosu David Arnett ile Fener Rum Patriği Bartholomeos’un da aralarında bulunduğu dini misyon temsilcileri ve davetliler hazır bulundu.

TARİHİ BİNA

İngiltere’nin İstanbul Başkonsolosluğu olarak kullanılan binanın tarihi 19. yüzyıla dayanıyor. Konsolosluk olarak inşa edilen ilk binanın 1831 yılında yanmasının ardından bugünkü bina ’’Anglo-İtalyan’’ stiliyle tekrar inşa edildi.
William James Smith’in planı doğrultusunda 1850’li yıllarda tamamlanan ve ’’Pera House’’ olarak anılan bina, Osmanlı İmparatorluğu döneminde ’’İngiltere Elçiliği’’ olarak kullanıldı.
Büyükelçiliğin 1920’lerde Ankara’ya taşınmasının ardından ’’Pera House’’, İngiltere’nin Türkiye’deki ticaret ve vize hizmetlerinin sağlandığı Başkonsolosluk mekanı ve Büyükelçi’nin İstanbul ikametgahı olarak kaldı.
2000 yılında binanın üst katlarında başlayarak yayılan yangından sonra binada restorasyon çalışmaları başladı.
Başkonsolos Roger Short, girişte nöbet tutan iki polis dahil 10 görevlinin de aralarında bulunduğu toplam 18 kişi ile canlı bombanın ölümüne neden olan saldırı gerçekleştiğinde bu restorasyon çalışmalarının tamamlanmasına 9 hafta kalmıştı.
Başkonsolosluğun, binayı elinde tutmak istemesi nedeniyle restorasyon yeniden başladı.
Olası İstanbul depremine karşı bina İngiliz ve Türk uzmanlar tarafından incelendi. Yapılan sismik araştırma sonucu binanın balo salonu ve duvarlar ile zeminindeki bağlantı yerleri de dahil olmak üzere hassas noktaları güçlendirildi.
Binanın çevresine yeni bir güvenlik duvarı inşa edildi. Bahçesinde de yeni bir peyzaj planı oluşturulurken, pencereler de patlamaya karşı dayanıklı hale getirildi.
Binanın tamamen cam olan ve merkez avluya bakan çatı katı özel olarak dizayn edilen ’’plastik yastık’’ tekniği ile yapıldı.
Binanın 19. yüzyıldan kalan ve üç örneği Dolmabahçe Sarayı’nda bulunan avizeleri korundu.

ÖREN SIRASINDA YOĞUN GÜVENLİK ÖNLEMLERİ

Öte yandan, resmi açılış töreni nedeniyle Meşrutiyet Caddesi’nde yoğun güvenlik önlemleri alındı.
Çevredeki binaların üzerine keskin nişancılar yerleştirilirken, cadde araç trafiğine kapatıldı.
Resmi töreni izlemeye gelen basın mensupları da kimlikleri kontrol edildikten sonra caddeye alındı ve Başkonsolosluğun girişinin karşısına yerleştirilen barikatın ardında çalışmalarına izin verildi.
Bir polis helikopteri de havadan güvenliği sağlamak üzere boşkonsolosluk üzerinde uçtu.

PRENS: AYRILIK TOHUMLARI ATMAK İSTEDİLER, BİRLEŞTİK

Galler Prensi Charles, İstanbul’da geçen yıl Kasım ayında gerçekleştirilen bombalı saldırıların üzerinden bir yıl geçtiğini anımsatarak, ’’Bu cani saldırıları planlayarak aramıza ayrılık tohumları atmak isteyenler, ancak bizleri İngiliz ve Türk, Müslüman, Musevi ve Hıristiyanlar’ı bir araya getirmeyi başarabilmişlerdir’’ dedi.
Prens Charles, bombalı saldırı sonucu hasar gördükten sonra yeniden onarılan İngiltere’nin İstanbul Başkonsolosluğu binasının açılış törenine katıldı.
Charles, törende yaptığı konuşmada, yıllar geçtikçe daha fazla bağlandığı İstanbul’da bulunmaktan mutluluk duyduğunu ifade etti.
Konsolosluk binasının iç dokusunu tahrip eden yangının üzerinden 4 yıl geçtiğini, geçen yıl Kasım ayında da HSCB Bankası ve Başkonsolosluk binası ile İstanbul’da 2 sinagoga yapılan saldırıların üzerinden bir yıl geçtiğini anımsattı.
Bu saldırılarda sevdiklerini ve yakınlarını kaybedenlere en derin taziyelerini sunduğunu ifade eden Prens Charles, ’’Bu cani saldırıları planlayarak aramıza ayrılık tohumları atmak isteyenler, ancak bizleri İngiliz ve Türk, Müslüman, Musevi ve Hıristiyanlar’ı bir araya getirmeyi başarabilmişlerdir’’ diye konuştu.
Prens Charles, konsolosluğa yapılan saldırıda vefat edenlerin aileleriyle geçen ay Londra’da yapılan törende tanıştığını, dün gece de bu olaylarda yaralanmış olanlarla tanışma imkanı bulduğunu ve bundan memnuniyet duyduğunu söyledi.
Her bir şehrin ruhunun içinde yaşayan insanlara ve binalara yansıdığına inandığını vurgulayan Prens Charles, Ayasofya örneğini vererek, 1500 yılı aşkın bir süredir gerek kendisini inşa eden Bizanslı Hıristiyanlar’a, gerek onu sonradan camiye dönüştüren Osmanlı Müslümanları’na hizmet veren bu binanın, yüzyıllar boyunca farklı kültürlerin, dinlerin ve hatta medeniyetlerin bu şehirde bir araya gelerek, bir arada yaşamalarının görülmeye değer bir örneği olduğunu vurguladı.

TÜRK KÜLTÜRÜNÜN ÖZÜ

Bugün İstanbul’daki İngiliz diplomatik ve konsolosluk faaliyetlerinin yeni bir yön kazandığı sırada, ileri baktıklarında Türkiye’nin AB içinde yerini almak üzere hareket ettiğini gördüklerini de vurgulayan Prens Charles, şöyle devam etti:
’’Hem burada, hem de Avrupa’nın diğer yerlerinde Doğu ve Batı’nın, İslamiyet ve Hıristiyanlığın birleşmesi ile değerlerinin, inançlarının ve standartlarının kaybolmasından korkanlar olacaktır. Bu korkuları anlıyorum. Ve Birleşik Krallığın bu korkuların giderilmesinde özel bir rol oynayabileceğini umuyorum.
Türk kültürünün özü AB içinde muhafaza edilmeli, teknik kurumlar ve kanunlar düzenlenirken homojenize edilmemelidir. Ortak mirasımızın çokluğu bunun sağlanmasına yardımcı olacaktır.’’

TÜRKİYE’NİN KARŞISINDAKİ FIRSAT

Türkiye’nin de İngiltere gibi bir zamanlar geniş bir imparatorluğa sahip olduğuna dikkati çeken Prens Charles, sözlerini şöyle tamamladı:
’’Birleşik Krallık halkı gibi bazılarınız AB üyeliği için gerekli değişiklikleri yapmayı zorlu ve bazen de endişe verici bir süreç olarak görüyor olabilir. Fakat, Türkiye’nin şimdi karşısında olan fırsat olağanüstüdür. Şimdi siz nihayetinde laik demokrasinin İslami değerler ve sosyal adaletten ödün vermek demek olmadığını ve Avrupa içerisinde Türk kültür ve sosyal değerlerini kabul etmenin, demokrasi ve hukuk devletinin tehdit altında olduğu anlamına gelmediğini gösterebilecek bir pozisyondasınız.
Kanımca Türkiye halkı belki diğerlerinden de öte olarak, büyük ölçüde Kemal Atatürk’ün vizyonu sayesinde İslam ve demokrasinin birlikte uyum içinde varolabileceğini gösterme yolunu bulmuştur.
Birleşik Krallık uzun yıllardan beri Avrupa’da Türkiye’nin en kararlı destekçilerinden biri olmuştur. Önümüzdeki yıllarda da bu desteği vermeye devam edeceğimizi biliyorum. Bu muhteşem binanın tekrar faaliyete geçmesi ile bunda daha da muvaffak olabileceğiz.’’
İSTANBUL
Yayın Tarihi : 25 Ekim 2004 Pazartesi 15:36:47
Güncelleme :25 Ekim 2004 Pazartesi 15:46:01


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?