"Amerika Birleşik Devletleri geçen hafta Irak’ta bininci askerini kaybetti. Neden kimse farkında değil?"

İngiliz gazetesi Independent on Sunday’in geniş yer ayırdığı özel haberinin başlığı böyle.

Sorunun yanıtı ise; "Çünkü koalisyon katliamın boyutlarını önemsiz göstermeye çalışıyor. Özellikle de siviller söz konusu olunca" diye veriyor gazete.

Geçen hafta Bağdat’taki bir sokak çatışmasında ölen Yüzbaşı Mark Stubenhofer ile, Irak’ın işgalinden bu yana ölen Amerikalı askerlerin sayısının bini bulduğunu hatırlatan gazete şöyle devam etmiş;

"Savaşta ölen ve yaralananlar söz konusu olduğunda, sadece koalisyon askerlerinin sayısını bilmek mümkün. Zira Amerikan ve İngiliz hükümetleri bu sayıyı gizleyemeyeceklerini biliyorlar.

Ancak Kore ve Vietnam savaşlarında olduğunun tersine, ölen askerlerin isimlerini öğrenmek imkansız. Bu iki hükümetin gizli kalması için daha fazla çaba sarfettikleri sayı ise savaştan yaralı veya sakat dönenler.

Irak’tan bir Amerikan askerinin cesedi geliyorsa, dokuz tanesi de yaralı geliyor. Almanya’daki Landstuhl askeri hastanesinden yetkililer, savaşın başından bu yana 17 bin 878 askere baktıklarını söylüyor.

İngiltere Savunma Bakanlığı’ndan ise yaralı askerlerin sayısına ilişkin bilgi almak neredeyse imkansız. Koalisyon yetkilileri kendi askerlerinin sayısını tutuyor.

Peki ya Iraklılar?

Irak Sağlık Bakanlığı, Nisan - Ekim ayları arasında 3853 sivilin öldüğünü belirtiyor. Ancak buna önceki dönem dahil değil. Zaten Irak’ta ölenlerin birçoğundan hastanelerin haberi bile olmuyor.

20. yüzyılda, savaşlarda hayatını kaybeden sivillerin sayısının giderek arttığı biliniyor. Bu oran, 1. Dünya Savaşı’nda yüzde 15 iken, Afrika, Doğu Timor ve eski Yugoslavya’daki düşük yoğunluklu savaşlarda yüzde 90’a çıkmış.

Bu eğilim temel alınırsa, Washington ve Londra’nın savaşta kaç Iraklı sivilin öldüğünü, siyasi sonuçlarına katlanamayacakları için bilmek istemeleri çok doğal."