Birleşik Arap Emirlikleri'nin başkenti Abu Dabi'yi ziyaret eden ABD Başkanı George W. Bush, İran'ın tüm dünyayı tehdit ettiğini söyleyerek, 'Körfez'deki Arap ülkelerinin de çok geç olmadan İran tehlikesine karşı harekete geçmesi gerektiğini' savundu. İran'ı "dünyada terörü en fazla destekleyen ülke" olarak niteleyen Bush, Tahran'ın aşırılık yanlısı gruplara finansal yardımda bulunduğunu, Lübnan'daki barışın altını oyduğunu, Taliban'a silah verdiğini, komşularını kullandığı dille korkutmaya çalıştığını ve nükleer programı konusunda şeffaf olmadığını savundu.
ABD Başkanı, çok geç olmadan söz konusu 'tehlikeye' karşı Amerika'nın Körfez ülkeleriyle uzun bir geçmişe dayanan güvenlik taahütlerini güçlendirdiğini ve dünyadaki dostlarını seferber ettiğini aktardı. İsrail kabinesinin haftalık olağan toplantısında konuşan İsrail Başbakanı Ehud Olmert de İran'ın tehdit olmayı sürdürdüğünü iddia etti. Olmert, "Bu tehdidi ortadan kaldırmak için çalışmamız gerekiyor." ifadesini kullandı.
Tahran, UAEK ile anlaştı
İran, geçmişteki nükleer faaliyetleriyle ilgili Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun (UAEK) kalan sorularını cevaplamayı kabul etti. UAEK Başkanı Muhammed El Baradei'nin sözcüsü Melissa Fleming, İranlı liderlerin bu cevapları 4 hafta içinde vermeyi taahhüt ettiğini söyledi. El Baradei, İran'ı nükleer dosyasıyla ilgili konularda daha hızlı işbirliği yapmaya ikna etmek ve Batı'nın nükleer silah yaptığından şüphelendiği faaliyetlerini açıklığa kavuşturmak üzere cuma günü Tahran'a gitmişti. Öte yandan, anlaşma Washington'ı tatmin etmedi. Bir Beyaz Saray sözcüsü, İran'ın hassas nükleer faaliyetlerini durdurması gerektiğini ifade etti.