İran, Turkcellin yaklaşık bir yıl kadar önce kazandığı cep telefonu ihalesinin koşullarını değiştirdi.
İran Meclisinde dün yapılan oylamada, Turkcellin yeni kurulacak İrancell adlı şirketteki payının yüzde 70ten yüzde 49a indirilmesine karar verildi.
Böylece yerel şirketlerin İrancelldeki payı yüzde 51e çıkmış oldu.
Turkcell dana önce, böyle bir girişimde bulunulması durumunda, anlaşmanın tehlikeye girebileceği uyarısında bulunmuştu. Turkcell yetkilileri, henüz bir karar vermediklerini, İranın kararını değerlendirdiklerini söylüyor.
İran ile benzer bir sorunu da, Türk Avusturya ortaklığındaki TAV konsorsiyumu yaşamıştı. Türk şirketleri Tepe ve Akfenin öncülüğündeki TAV konsorsiyumu Tahrandaki İmam Humeyni Havalimanının işletme ihalesini kazanmış, ancak havalimanı geçen Mayısta faaliyetlerine başlamasından hemen sonra Devrim Muhafızları tarafından kapatılmıştı.
Tahran yönetiminin bu tutumunu BBCnin İran uzmanı Sadık Sabayla değerlendirdik.
BBC Türkçe Servisi: İranın, Turkcell ve TAV Konsorsiyumuna yönelik tavırlarının arkasında ne var?
Sadık Saba: İran Parlamentosu şu anda muhafazakarlarca kontrol ediliyor. Dolayısıyla bu kararın İran yönetimindeki muhafazakar kesimi tarafından alındığına dikkat çekmek gerek.
Daha önce parlamento, Cumhurbaşkanı Hatemiye bağlı reformcuların yönetimindeydi. Reformcular Türkcell ya da bir başka şirketin İranda herhangi bir sektörde yatırım yapmasından hiçbir rahatsızlık duymuyordu. Anayasaya yabancı şirketler için konan yüzde 49 hisse sınırını da bu yüzden işletmediler. Muhafazakarlar şimdi bu anayasa maddesini gerekçe gösteriyor Turkcell ile ilgili kararlarında.
Durum şu; İran yönetimindeki iki kanadın çatışması ile karşı karşıyayız. Reformcular, İran ekonomisini içinde bulunduğu durumdan kurtarmak için yabancı sermaye çekmeye çalışıyor. Muhafazakarlar ise anahtar konumdaki sanayi kolları üzerindeki kontrollerini kaybetmek istemiyorlar.
İran ekonomisinin yüzde 80i, zaten devlet yönetiminde. Geriye kalan yüzde 20 ise, adı özel sektör olsa da, muhafazakarlar tarafından kontrol edilen şirketlerden oluşuyor.
BBC Türkçe Servisi: Peki İranlı muhafazakarların tek derdi, anahtar konumdaki ekonomik faaliyetlerin kontrolünü ellerinde tutmaktan mı ibaret? Söz konusu şirketlerin Türk olmasıyla ilgili bir sıkıntısı hiç mi yok?
Sadık Saba: Özel olarak Türklerle ilgili bir dertleri olduğunu sanmıyorum. Ama bazı muhafazakarlar, bu Türk şirketlerinin, siyonist olarak tanımladıkları İsrail ile ilişkileri olduğunu da öne sürüyor. Türkiye son yıllarda İsrail ile ilişkilerini geliştirdiği için, tabii ki özellikle muhafazakar İranlılar da bir kaygı söz konusu.
Tahrandaki İmam Humeyni Havalimanı ihalesini kazanan TAV konsorsiyumunu, siyonistlerin kontrolünde olmakla suçlamışlardı. Ame yine söylüyorum. Belli bir payı olsa da, asıl mesele bu değil. Asıl mesele, muhafazakarların İran ekonomisinde, yabancıların değil, kendilerinin söz sahibi olması ısrarı.
BBC TÜRKÇE
Yayın Tarihi :
14 Şubat 2005 Pazartesi 08:51:53
Güncelleme :15 Şubat 2005 Salı 00:26:22