SPD Hamburg-Mitte yönetiminin düzenlediği "Türkiye'nin AB'ye Katılımı-Türkiye AB için sıçrama tahtası mı?" konulu toplantıya katılan Avrupa Parlamentosu Milletvekili Adayı ünlü işadamı Vural Öger, Türkiye'nin AB'ye üyeliğinin kabul edilmemesi durumunda, ülkedeki radikal akımların yaygınlaşacağını ileri sürdü.
SPD Hamburg-Mitte yönetiminin düzenlediği "Türkiye'nin AB'ye Katılımı-Türkiye AB için sıçrama tahtası mı?" konulu toplantıya, işadamı Öger'in yanı sıra Die Zeit Gazetesi redaktörlerinden Michael Thumann da konuşmacı olarak katıldı.
SPD Hamburg-Mitte Bölge Milletvekili Thomas Stölting tarafından yönetilen toplantıyı, Hamburg Başkonsolos Yardımcısı Erdoğan Odabaş ve Ticaret Ataşesi Kudret Ceran da takip etti.
Die Zeit Gazetesi Redaktörü Michael Thumann ile işadamı Vural Öger arasında kimi zaman tartışmalı geçen toplantıda, Vural Öger'in AB konusunda "tavizkr" olmayan görüşleri dikkatlerden kaçmadı.
Haziran ayında gerçekleştirilecek Avrupa Parlamenterliği seçimlerinde 10. sıradan AB milletvekilliği için aday gösterilen işadamı Öger, "Eğer Türkiye AB'ye alınmazsa, bu sadece Türkiye'dekileri değil Almanya'da yaşayan Türkleri de olumsuz anlamda etkileyecektir. Almanya'da yaşayan Türkler için 'Sizi istemiyoruz' anlamına gelir ki, bu da gelecek açısından büyük tehlike taşımaktadır" dedi.
Türkiye'nin laik yapısı itibariyle diğer Müslüman devletler için örnek teşkil ettiğini belirten Öger, "Türkiye, Kopenhag kriterleri kapsamınca kendisine düşen görevleri çoktan yerine getirdi. Ben bile 1 yıl içerisinde bu kadar olumlu gelişmelerin yaşanacağını ümit etmedim" diye konuştu.

"KÜRTLER DE AB'DEN YANA"
Irak savaşı sonrasında bölgede yaşayan Kürtlerin, Türkiye'yi de yakından etkileyeceğini ileri süren Michael Neumann'a, Öger şu şekilde karşılık verdi:
"Türkiye'deki Kürtler, Türkiye'nin dışında yaşayan Kürtlere benzemiyor. Türkiye'de yaşayan Kürtler AB'den yana. Çünkü Kopenhag kriterleri kapsamınca onlar da istedikleri hakka kavuşmuş olacak. Neden karşı olsunlar ki?"
AK Parti'nin başta demokratikleşme olmak üzere birçok konuda ilerlemeler kaydettiğini söyleyen Öger, "Türkiye'deki reform sürecini, hep birlikte desteklemeliyiz" ifadelerini kullandı.
Bu arada, AB'nin Türkiye'ye üyelik için kesin bir süre vermemesini de kızgınlıkla karşılayan Öger, "Ekonomisini tam anlamıyla geliştiremeyen bazı devletler, üyeliğe kabul edildi. Türkiye'nin engele takılması anlam verici değildir. Kaldı ki bu ülkelerin köylerinde elektrik bile yok. Oysa yaşanan ekonomik krize rağmen Türkiye, köylere kadar gelişmiş bir ülke niteliğindedir" şeklinde konuştu.
Türkiye'de hala Batı'ya karşı bazı önyargıların bulunduğunu belirten Michael Thumann ise, "Türk bürokrasisinde halen Batı'ya karşı bazı tavır alışlar söz konusu. Öncelikle bu kafaların değişmesi gerekiyor. Türkiye, AB'ye kabul edildiği takdirde, üyeliğe tam anlamıyla uyum sağlayabilir mi? Örneğin Diyarbakır şehri ne derecede bu süreçten etkilenir? Önce bunun sorgulanması gerekiyor" dedi.