18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

İsmini WikiCHP yapsın!

Başbakan, WikiLeaks'teki İsviçre banka hesapları iddiasını gündeme taşıyan CHP'ye yüklendi: CHP gitsin, İsviçre'deki 300'ün üzerindeki bankayı dolaşsın, hesapları bulsun, o hesaplardaki tüm parayı CHP'ye bağışlayacağım.

Yeni dönem başlatmak isteyen varsa suçunu kabul edip özür dileyecek ve tazminat ödeyecek. Ambargolar kalkacak. Biz kin ve nefretle hareket etmiyoruz. Biz yapılan yanlışı sineye çekmeyiz.

(WikiLeaks belgeleri) Son derece seviyesiz, nezaketsiz bir dil. Belli ki bazı diplomatlar kendi niyetleri doğrultusunda belli bir çerçeve çizmek istemişler. Zaman zaman tehdit olarak kullanmak istiyorlar. Belgelerin sızdırılma sistemi, sadece bazı ülkelerin hedef alınması kuşkularımızı doğruluyor. Abdestinden şüphesi olmayanın namazından şüphesi olmaz.

ABD’nin kendi diplomasisiyle ilgili çok ciddi bir sorunu ortaya çıkmıştır. Bu, birinci derecede ABD’nin sorunudur. Ortada büyük birciddiyetsizlik olduğu ne kadar açıksa birilerin de fayda sağlamayı çalışması da o kadar açıktır. Belgelerin sızdırılmasını şeffaflaşma olarak gösterenler büyük resmi göremiyorlar. Kimse her her yerde her zaman şeffaflığı isteyemez.

WIKIPEDIA'DA SEKİZİNCİ ZENGİNDİM
Ne yazik ki, ana muhalefet partisi böyle yaklaşmaktan hep kaçındı, daha ilk çıkan belgelerle birlikte konuyu iç politika malzemesi yapmak gibi bir fırsatçılığa girdi. CHP'nin yabancı diplomatların hezeyanlarına dayanarak yürüttüğü kampanyanın CHP kitlesinde bile rahatsızlık yarattığını gördük.

CHP lideri kendisi politika üretemediği için ABD'li diplomatlardan medet umar hale geldi. İşi gücü bırakıyor, yabancı diplomatların iddialarına borazanlık yapıyor. İç politikayı dahi, yabancı diplomatlara emanet etmiş durumdalar.

Hatırlayın, Wikipedia'ya dayanıp benim dünyanın sekizinci zengini olduğumu gündeme getirdiler. Wikileaks'e inanıp şimdi de 8 banka hesabını soruyorlar. Oldu olacak, CHP ismini de 'Wiki-CHP' yapsın. Günlerdir bir İsviçre'dir tutturdular, öyle bir şey yoktur diyoruz, belge getir diyorlar. İddia sizin, ABD'li diplomatların, hukukta değişmez kaidedir, iddia sahibi iddiasını ispatlamakla mükelleftir.

HESAPLARI BULUN, PARAYI SİZE BAĞIŞLAYACAĞIM
Sizin ardı arkasına gelmeyen yalanlarınıza belge yetiştirmeye kalksak, millete hizmet etmeye vaktimiz kalmaz. CHP gitsin, İsviçre'deki 300'ün üzerindeki bankayı dolaşsın, hesapları bulsun, o hesaplardaki tüm parayı CHP'ye bağışlayacağım.

DERSİM, GENEL AF, BAŞÖRTÜSÜ, ADAYLIK...
Her zaman söyledim burdan, önceki genel başkanlarına da söylemiştim, gelin siz başka klavuz bulun diye. ABD'li diplomatların iftiraları sizi millete götürmez. Esasen CHP lideri iftirayı ve ardından da pişkinliği bir siyaset haline getirmiş durumda. Bir konuda iftira atıyor, çamur atıyor, ardından cevabını alınca mahçup olmak bir yana işi pişkinliğe vurup sıyrılmaya çalışıyor. 'Dersim'de analar ağlamadı mı?' diyen arkadaşına önce 'Gereğini yap' dedi, ardından 'Konu kapanmıştır' diyor. Bu Meclis'te bunu yaşadık... 'Genel af' dedi, ardından çark etti. Sabah 'başörtüsü' dedi, akşam yalanladı... CHP Genel Başkanlığı için 'Ben aday olmam' dedi, hatta Baykal'ı evinde ziyaret etti, hemen ertesi gün adaylığını açıkladı. Çarşaf liste dedi, ardından blok listeye döndü. 'Gömleğimin parasını verdim, ben aldım' dedi. 'Gömleğimin parasını verip ben aldım' dedi, sonra başka yerlerden çıktı.

REFERANDUMU SBS SINAVI ZANNETTİ
CHP Genel Başkanı 12 Eylül referandumunu SBS sınavı zannetti. Sabah akşam bir havuz problemidir tutturdu, havuz aşağı havuz yukarı derken sonra kendisinin havuzlu villası ortaya çıktı. Liste uzayıp gidiyor... Aynı tavrı İsviçre bankaları konusunda da sergiledi, önce iddialara sahip çıktı, ispata davet edince işi pişkinliğe vurup iddia bizim değil dedi. Eğer iddia sizin değilse, iddia ABD'li diplomatlara aitse o zaman soruyorum, 'Peki o zaman sen bu topa niye girdin? Burada senin rolün ne? Sen küresel yalanların sözcüsü müsün?

WIKILEAKS'IN AVUKATLIĞINA MI SOYUNDUN?
Biz bunları iyi tanırız... Ergenekon'a avukatlıktan sonra Wikileaks'in avukatlığına mı soyundun? Geçen hafta CHP grup toplantısında kullandığı ifade aynen şu: 'Bu iddialar yabana atılacak iddialar değil. İddiaların bir kısmını daha önce CHP dile getirmişti.' Grup toplantısında bunu söylüyor, cevabını alınca da 'Bana ne kızıyorsun, Amerika'ya kız' diyor. Önce AK Parti hakkında yalanlar uyduruyorlar, bazı diplomatlar kriptolarında bunlardan bahsedince dönüp kendi yalanlarına inanıyorlar.

CHP liderine siyasetin bir ciddiyet ve seviye işi olduğunu hatırlatmak istiyorum. Ağzına geleni söylemek siyaset tarzı olamaz. Yüzü kızarmamak, pişkinlak yapmak iyi bir haslet değildir. Yüz kızarıklığı edeptendir. Bunlar tarzı siyaset yapanlar sandıktan çıkamazlar. Esasen son bir haftadır sahnelenen manzaraya bakınca CHP'nin nasıl bir dış politika zihniyetine sahip olduğu ortaya çıkıyor.

KİMSE BİZE İSTİKAMET ÇİZEMEZ
Biz WikiLeaks yazışmalarına karşı temkinli olarak yaklaşmaya devam edeceğiz. Şu ana kadar görünen o ki, bu kriptolar bahsi geçen ülkelerin hem iç politikasına hem de dış politikasına şekil vermeye yönelik bir içerik arzediyor. Dosta düşmana şu hatırlatmayı yapmak durumundayım: Türkiye'nin dış politikasını hiç kimse değil, sadece ve sadece milletim belirler. Dış politikada hiç kimse bize istikamet çizemez. Rotayı yalnızca aziz milletim çizer. Türkiye bu anlayışla yürüdü, bundan sonra da aynı anlayışla yolumuza devam edeceğiz.


Partisinin grup toplantısında kürsüye çıkan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın hedefinde ana muhalefet partisi CHP ve Dolmabahçe'de gösteri yapan öğrenciler vardı.

Başbakan Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:

“(İsrail'e yardım uçağı) Bizim tabiatımız, insanlara ve doğaya yardım etmemizi emrediyor. Biz Mavi Marmara’nın hassasiyetimizi koruyoruz. Gazze’ye yapılanları unutmadık, unutamayız.

TRAKYA'YA 3 BİN YABANCI ÖĞRENCİ BAŞVURMUŞ
Dolmabahçe'de üniversite rektörlerimizle biraraya geldik. Yaklaşık 150 rektörümüzün katıldığı iki aşamalı toplantıda hocalarımızın görüş ve önerilerini dinledik. Üniversitelerin özgürlüklere sahip çıkması gerektiğini, soran, sorgulayan merkezler olması gerektiğini ifade ettik. Şunu memnuniyetle gözlemledim, Türkiye'de üniversite eğitiminde artık ciddi bir heyecan oluşmuş durumda. Gaziantep'teki devlet ve vakıf üniversitelerine başta Suriye olmak üzere çok yoğun bir talep olduğunu, sadece Trakya bölgemizdeki öğrencilere 3 bin 200 yabancı öğrencinin başvurduğunu öğrendik. O toplantıda da ifade ettim, AK Parti iktidarına kadar bazı dillerin bile konuşulması yasaktı. Ama görüyorum ki, bundan 5 yıl sonra Hakkari'nin, Ağrı'nın, Van'ın, Iğdır'ın sokaklarında dünyanın dört bir yanından gelmiş farklı dilleri konuşan genç öğrenci kitlelerini göreceğiz. Bizim eğitim noktasında attığımız adımlar Türkiye'nin çehresini daha da değiştirecek.

ELİNDE SOPA OLAN GENÇLERLE KONUŞMAYIZ
Birkaç gündür, gazeteler televizyonlar sürekli olarak oradaki bazı gençlerin provakatif eylemlerine geniş şekilde yer veriyor. Bakınız, protesto şüphesiz ki bir demokratik haktır. Daha önce de söyledim, emniyet tabi ki bu tür bir organizasyonun güvenliğini tesis etmekle mükelleftir. Fakat buraya gelen öğrenciler bir siyasi partinin çatısı altında toplanıp, değişik siyasi partilerden orada toplanmak suretiyle, kalkıp da buraya gelip, burada protesto değil, söyledikleri şey anlamlı, 'Biz de bu toplantıya girmek istedik'... Davetli olan toplantılar vardır, tamamıyle halka açık toplantılar da vardır. Biz sizi davet etmedik.

'DİĞERLERİYLE SİZ ZATEN BUNU KONUŞAMAZSINIZ Kİ...'
Yakında gençlerle de toplantılarımız olacak. Ama kusura bakmayın, elinde sopayla, taşla, molotofkokteyliyle, yumurtayla gezen gençlerle biz toplantı yapmayız. Bunu çok açık net söylüyorum. Biz düşüncesiyle, fikriyle, entelektüel zemini oluşturmaya katkı sağlamaya çalışan gençlerle ülkenin sorununu konuşuruz. Diğerleriyle siz zaten bunu konuşamazsınız ki... Karşı düşünceye saygısı olmayan ve o düşünceye karşı herhangi bir sabır göstermeyen gençlerle neyi konuşacaksınız? Orada önyargılar var... Demokrasi bu değil, demokrasi katkıdır. Özgürlükler bu değil, özgürlükler özgürce düşüncenizi ifade etmektir. Taşla, sopayla, kasaturayla değil... Şimdi önümüzde inşallah yine Dolmabahçe'de gençlerle bir araya geleceğiz.

TARLA İNİŞİ NEDİR BİLİRİM...
Sivas'ta havaalanı açılışı yaptık, ismi Nuri Demirağ... Biliyorsunuz, İstanbul milletvekilimiz Nursuna Memecan'ın dedesinin ismi. Bizim için çok anlamlı oldu. Nuri Demirağ, Divriği'den... 1936'da sekiz uçak yapmış ve İstanbul'dan Divriği'ye uçmuş ve oraya da inmiş. Bu arada Divriği'de havaalanı yok... Ben tarla inişi nedir bilirim. Moğolistan'da Karakurum'a Antonov uçağıyla indik biz, tarlaya...

 

...
Yayın Tarihi : 7 Aralık 2010 Salı 13:51:49
Güncelleme :7 Aralık 2010 Salı 14:04:34


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Aslan IP: 86.211.141.xxx Tarih : 7.12.2010 14:24:34

 Sn.Basbakan, hakkinda fikir beyan eden CHP degil, sen ABD diplomatlarina cevap ver. Hani Nasrettin Hoca'nin ahirda kaybettigi yuzugunu disarda aramasina benziyor senin cevaplarin. Ahir karanlik oldugundan disarda aramak daha kolay geliyor anlasilan. Hakkinda soylenenlerin hedefi olarak  kendi milli partilerine ve vatandaslarina  camur atmaktan vazgec. Wikileaks iddialarini curutmek CHP'lilerin degil, senin gorevin...


KEMAL ÖZKAN IP: 85.105.182.xxx Tarih : 7.12.2010 17:02:27

SAYIN BAŞBAKANIN konuşmasını okuduk  eğer dedikleri doğruysa  o zaman bir sıralamada biz yapalım   kısaca ve medenice ama kimse alınmasın sayın  BAYKAL siz anlaşma imzaladınız  kuzey ırağa vuramazsınız dedi kılavuzu karga  olanın bilmem nesi ne olmaz diyen başbakandı sonra anlaşma imzalandığı ortaya çıkdı milletvekili arkadaşlarının yapdığı haraketleri yalanladı iftira dedi doğru çıkdı partiden ayrıldı  imralıyla görüşen şerefsizdir yalan iftira dedi sonra biz deyil devlet görüşüyor dedi bu devleti amerikamı yönetiyor bilmem ne belgeleri yalan sahde diyor öteki tarafdan içimizde sızıntı var diyor  sayın BAŞBAKAN ya dediğini unutuyor yada işine öyle geliyor başbakanın teorisine göre  KILIÇDAROĞLU  VİKİ BELGELERİNİ KONUŞMAKLA ONLARIN SAVUNUCULUĞUNU YAPIYORSA   BAŞBAKAN T.C ine isyan edip asılan  ve bombalanan isyancıları  gündeme getirmekle isyancıların savunucusu durumuna düşmüyormu yoksa devletine isyan edip bağımsızlık isdeyenleri korumak suç deyilmi eğer öyleyse bugün doğuda dökülen kanın sebebi ne  kılıçdar oğlu elindeki sopalı çocukların savunuculuğunu yapıyor iddiasında bulunurkensayın BAŞBAKAN  hertarafı yakıp yıkan bombalayan  tahrip eden öcalan posterleriyle gösderi yapan guruplara göz yummakla silahlı bir guruba arka çıkmak  onun lideriyle değişik alternatif lerle görüşerek acaba neyin korumasını yapdığını açıklayabilirmi  biz bunları unutmuyoruz o unuttuysa hatırlamasında fayda var  çünkü her yok dediğinin altından bir gerçek çıkdı  peşinden gidenlerde aynı yalancılığı düsdur edinmiş durumdalar  kanıtlar ortada sorması onlardan ispatı bizden