18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

İşsizlere bu yıl da umut yok

Ankara turu boyunca AB ile müzakereler ve IMF’nin karşı çıktığı teşvik tasarısı konusunda eleştirilerini sıralayan TÜSİAD, hükümete sunduğu raporda istihdam sorununa da dikkat çekti.

ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), hükümete sunduğu raporda; 2005 yılında da istihdamda ciddi bir artış öngörmedikleri saptamasında bulundu. Raporda, istihdamda 2005 yılında da işsizlik oranının yüzde 10’un altına düşmesinin beklenmediği vurgulandı.

Ömer Sabancı başkanlığındaki TÜSİAD heyetinin, iki günlük Ankara ziyareti kapsamında hükümet yetkililerine sunduğu ’’Ekonomik, Siyasi ve Sosyal Gelişmeler ve Türkiye-AB İlişkileri Hakkında TÜSİAD Görüşleri’’ konulu çalışmada, çeşitli konularda saptama ve uyarılara yer verildi. Raporda, özetle şu bilgiler yer aldı:

* Türkiye yüksek büyüme hızı sağlayabilmiş ülkelerin tarihsel tecrübelerini ve aday olduğu AB’nin yeni ekonomik vizyonunu oluşturan Lizbon stratejisini dikkate alarak yeni bir büyüme stratejisi oluşturmalıdır.

* 2004 yılında sırasıyla yüzde 40 ve yüzde 33 oranında artan ihracat ve ithalat rakamlarının, 2005’te yüzde 16 ve 21 oranında artması beklenmektedir. Bu durum cari dengedeki bozulmanın önümüzdeki dönemde de devam edeceğini ortaya koymaktadır. Ancak finansman kaynaklarında ciddi sorun beklenmediğinden, bu gelişmelerin ekonomik dengeleri bozucu bir niteliğe kavuşması beklenmemektedir.

* Türkiye’de 2005 yılı için belirlenen yüzde 5’lik büyüme hedefinin yüzde 6-7 oranında gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Faiz dışı fazla hedefi, 2005 yılında da önemini koruyacaktır.

* Sermaye birikimi 2005 yılında da devam edecek, arttırılan sermaye istihdamda belirgin bir artışa neden olmayacaktır. Büyümenin istihdama yansıması yine sınırlı olacaktır. İstihdam artışının ’’yüzde 1.5 ile yüzde 2 arasında’’ olacağı tahmin edilmektedir. İşsizlik oranının yüzde 10 civarında gerçekleşeceği tahmin edilmektedir.

Yabancı yatırım zayıf

* Yabancı sermaye yatırımı yapan şirketlerin tercihi mevcut şirketlere ortak olmaktan yana kullandığı ve halihazırda yerli müteşebbis tarafından kurulmuş ve işletilen şirket hisselerini satın aldığı gözlenmektedir. Dolayısıyla, Türkiye’yi yüzde 100 yabancı sermayeli yeni bir yatırım yapmak isteyen yatırımcıların tercih ettiği ülkeler arasında görebilmek için iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi ve bir yabancı yatırım politikası ve vizyonu belirlenmesinin önemi de artmaktadır.

* Türkiye’ye 2004’ün ilk 11 aylık verilerine göre 2.1 milyon dolarlık doğrudan uluslararası yabancı sermaye girişi olduğu görülmektedir. Ancak brüt sermaye girişlerinin 974 milyon dolarlık bölümü gayrimenkul satışlarından kaynaklanmaktadır.

CUMHURİYET
Yayın Tarihi : 19 Şubat 2005 Cumartesi 03:25:16
Güncelleme :19 Şubat 2005 Cumartesi 03:26:40


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?