National Geographic'te yayınlanan "Dolandırıcılar Şehri" adlı belgesel önceki gece İstanbul'u konu aldı. Bir bakıma Türkiye'yi dünyaya "rezil" etti. Belgeseli izleyenler İstanbul'a gelmek istemeyecek..
Sunucu Conor Woodman, İstanbul macerasına üzerinde gizli kamera ile Tarihi Yardımada'dan başladı...
Özellikle taksilerin, halı mağazalarının turistlere fahiş fiyatlar çıkardığını belgeledi. Asıl macera İstiklal Caddesi'nde yaşandı. Hava kararınca üzerinde gizli kamerayla İstiklal Caddesi'ne çıkan sunucunun hanutçuların çekim alanına girmesi fazla sürmedi.
Yanına yaklaşan kişi, yakınlık kurup bira içebileceği bir mekana götürmeyi teklif etti. pavyon-bar karışımı mekana oturduktan sonra biralar söylendi, hemen akabinde bir kadın masalarına oturdu. Toplan 5 bira içildikten sonra Woodman'a gelen hesap 1.700 TL oldu. Bu arada kadın masadan kalkmış, hanutçu da ortadan yok olmuştu.
POLİSİN UMRUNDA DEĞİL
Hesaba itiraz eden, kazıklandığını söyleyen Woodman'a mekanın sahibi tarafından, parayı ödemeye mecbur olduğu "uygun dille" anlatıldı. Bu arada mekana iki polis geldi ama sevinci boşunaydı. Bölüm şu anonsla bitti: "Turistlerin dolandırılması İstanbul Emniyeti'nin umurunda değil."
doğruları belgelemiş.başılıkta süper dolandırıcılar şehri.helal sana ingiliz helal sana.
Yalan haber mi yapmış adam?Her şey belgeli,görüntülü.Dünyaya rezil olmamızdan utanmamız gerekir tabii ama herşeyden önce kendi kendimizden utanmalıyız.
Burada yazmamış editör arkadaşlar ama bu barın sahibi bu suçu daha öncedende işlemekten tutuklanmış ve 65.000TL kefaletle bırakılmış aynı yolsuzluktan tam 24 soruşturma açılmış adama. Devlet diyorki bana verecek paran varsa kardeşim istediğin gibi cirit atıp istediğini kazıklarsın. Taksicileri yazmıyorum bile. Memleketin neresinden tutsanız orası kokuşmuş bir şekilde elinizde kalıyor maalesef.
lafta dogruluğu elden bırakmayız amma,Burası Türkiye dedirten bir konu yeni degil ki bunlar.
Başı boş mekan işleten ve bu düzene çanak tutanda aynı insanımız değilmi...niye bu görüntülerden ders çıkaralım değilmi...nasıl olsa biri gider diğeri gelir, ama bilmeyiz ne kaybettiğimizi...sadece o gecenin hasılatına bakarız.