22
Mayıs
2024
Çarşamba
ANASAYFA

İstifacılardan AKP`ye sert eleştiri

AKP`den istifa edip yeni siyasal oluşum tohumlarını atmak için arayışa girme niyetini ortaya koyan Erkan Mumcu, ``Özgürlükçü Demokrasi``yi savunduğunu açıkladı. Oysa Mumcu`yu desteklemek için AKP`den istifa ettiği belirtilen Malatya Milletvekili Süleyman Sarıbaş ekim ayında Başbakanlık`ta hazırlanan Azınlık Raporu`nu yazanlara ``entel devşirmeler, salyalarını akıttılar, azınlık arayan anasına babasının kim olduğunu sorsun`` demişti.

MUMCU: ÖZGÜRLÜKÇÜ DEMOKRASİYİ SAVUNUYORUM

Erkan Mumcu istifa ettikten sonra 20 Şubat Pazar günü Vatan gazetesinde yer alan açıklamasında ``AKP ile aranızdaki görüş ayrılığını nasıl tarif ediyorsunuz?`` biçimindeki bir soruya, ``Düşünsel olarak büyük fark var, bu ideolojik bir farktır. İddia edildiği gibi sadece yaşam kültürüne ilişkin fark değil`` yanıtını vermişti. Mumcu devamla şunları söylemişti:

``Özgürlükçü demokrasiyi savunuyorum, AKP ise muhafazakar demokrat bir parti. Özgürlükçü demokrasi birey odaklıdır. Birey hakları muhafazakar değerlerle çelişebilir. Muhafazakar demokratlık ise, bireyi değil muhafazakar değerleri ön plana çıkarır.``

Mumcu, ``Bu söylediklerinizden ANAP felsefesi mi çıkıyor?`` sorusuna, ``Evet doğru. Ben Özal ANAP`ının mirasçısıyım. Özal misyonunun devamıyım`` yanıtını vermişti.

ANTETLİ KAĞIDA ZZEHİRLİ SALYA

Mumcu`nun özgürlükçü yaklaşımına karşın kendisini desteklediği için AKP`den istifa kervanına katıldığı belirtilen Malatya Milletvekili Süleyman Sarıbaş`ın 26 Ekim 2004 tarihinde Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu alt komisyonunun hazırladığı Azınlık Raporu`na ateş püskürdüğü konuşması belleklerde yankılandı. Süleyman Sarıbaş TBMM Genel Kurulu`nda gündem dışı söz alarak şu ifadeleri kullanmıştı:

``-Bu kepazelik raporunu hazırlayan entel devşirme takımı maalesef gayelerine ulaştılar. Başbakanlık direk sahiplenmese de, Başbakanlık antetli kağıtlarla zehirli salyalarını akıtmayı başardılar.

-Kimin adına çalışıyorlarsa görevi eksiksiz ifa ettiler. Ortamı müsait buldular. Beni üzen raporun Kandil dağında değil, şatafatlı Başbakanlık salonlarında milletin vergisi ile maaş alanların hazırladığıdır.

-Raporun üç özelliği vardır. Birincisi Lozan`da belirlenen ilkelere yani devletin kuruluş belgesine olan hınçları, ikincisi Türk milleti kelimesinden duydukları nefret ve üçüncüsü milli devletten alınmak istenen rövanştır. Raporu hazırlayan `bu raporun hiçbir sonucu olmaz ama damlaya damlaya kayayı oyar` diyor. Oyulmak istenen Türiye Devleti. Tarihte bunu denemeye kalkanlar Ege`nin soğuk sularında boğulmuşlardır. Millet bölünmez sözü, şehit kanlarıyla yazılmıştır. Bu kanın içinde Alevi, Sünni, Kürt, Türk ortak kanı var. Millet bunları tükrüğüyle boğar.

-Dışarıda bunca düşman, içerde bunca hain bin yıldır yıkamadığına göre bu milletin ne bölünmesinden ne de aldatılmasından kimse korkmamalıdır. Bu ülkede azınlığı çoğunluğu olmayan 70 milyonluk büyük Türk milleti vardır. Azınlık arayanlar, analarına babalarının kim olduğunu bir kez daha sormalıdır.

-Amerika Irak`ta insan haklarını korumak için mi var? Telafer`de bombalar insan hakları için mi patlıyor? Biyolojik kimyasal, nükleer bombaları dünyanın başına bela eden masum insanları öldüren Batı değil mi?

-Azınlık haklarına karşı çıkanlar güya Sevr sendromu olanlarmış. Peki karşı çıkmayanlar kim? Barzani`nin danışmanı, Filistin kamp kaçkını, eski sosyalistler, şimdilerde liboş, AB`ye girersek finoş olacak zatlar. Türklük dar gelmiyor ama milliyetsiz devşirmelere Türk olarak çağrılmak zul geliyor. Ey Türk titre ve kendine dön!...``


ANKA / SANSURSUZ.COM
Yayın Tarihi : 21 Şubat 2005 Pazartesi 16:06:47
Güncelleme :21 Şubat 2005 Pazartesi 16:09:20


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?