Avrupa basınında bugün öne çıkan konu, İstanbul’da polisin pazar günü, dünya kadınlar günü kapsamında düzenlenen eyleme katılanları dayak atarak dağıtması.

Berlingske: Türkiye çağdaş Avrupa’ya ait değil

Danimarka’da yayımlanan Berlingske Tidende ise, şu değerlendirmeyi yapmış:
’’Kadınların eyleminde böylesine saçma ölçüde şiddet kullanılan Türkiye’nin bu görüntüsünün anlamı, bu ülkenin çağdaş Avrupa toplumuna ait olmadığıdır.’’ ’’Türkiye’nin üyeliği ile Avrupa anayasası arasında resmi bir bağlantının bulunmadığının altını çizen gazete, ’’ancak’’ diyor ve devam ediyor:
’’Türkiye’nin Avrupa Birliği içindeki geleceği konusundaki tartışma, anayasaya karşı çıkanların gündeminde hala ön sıralarda ve anayasaya muhalif olanlar pazar günkü olayların görüntülerini kullanmaktan kaçınmayacaklardır. Bu kez haklılar. Bu gördüğümüz Türkiye’nin Avrupa’da yeri yok ve bu, Türk siyasetçilere çok açık bir şekilde ifade edilmelidir.’’

THE INDEPENDENT:"OLAY, KORKULARI KÖRÜKLEDİ"

İngiliz The Independent gazetesi, televizyon görüntülerinde yaklaşık 300 göstericinin gözüne göz yaşartıcı sprey sıkıldığı ve kadınların yüzlerinin tekmelendiğinin görüldüğünü yazdı. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün, konuyla ilgili olarak inceleme sözü verdiği belirtilirken, "Ancak olay, 3 Ekim’de AB üyeliği konusunda başlayacak olan müzakerelere, hükümetin hazır olup olmadığı konusundaki şüpheleri arttırdı" yorumu yapıldı. AB diplomatlarının, yaşanan olayın üyelik müzakerelerini rayından çıkarmayacağını düşündükleri belirtilen haberde, Avrupa Parlamentosu Başkanı Josep Borrel’in, "Türk hükümetinin bu açıklanamaz olayın faillerini cezalandırmak zorunda olduğu" yönündeki açıklamasına da dikkat çekildi. Avrupa Parlamentosu Sosyalist grup lideri Martin Schulz’un da "polisin davranışının, devam eden reform sürecine ilişkin resmi pozisyonla, sahadaki hayatın gerçekleri arasındaki uçurumu ortaya koyduğu" yönündeki ifadeleri kullanıldı. Haberde, "Polisin aşırı tepkisi, AB’ye katılan ülkelerin gerçekleştirmesi gereken hayati düzenlemeler konusunda Türkiye’nin daha yapması gerekenler olduğu yönündeki korkuları körükledi" denildi.

IHT:"DAYAK, TÜRKİYE’NİN AB ÇABASINI GÖLGELEYECEK"

Uluslar arası siyasit çevrelerinin etkili gazetesi International Herald Tribune ise İstanbul’da yaşanan olayın, Türkiye’nin üyeliği konusunda itirazları olan ülkelerde tartışmaları daha da arttıracağına işaret etti. Gazetede, "Dayakların, Avrupa çapındaki hassasiyetleri yükseltmesi ve Türkiye’nin uzun süredir devam eden ve çok hassas olan AB’ye katılma kampanyası üzerine gölge düşürmesi muhtemeldir" denildi. Olayın özellikle Fransa’daki AB Anayasası oylaması öncesinde hassasiyetleri arttıracağı da ifade edilirken, bazı ülkelerin, Türkiye’nin halen Batı Avrupa ülkeleriyle aynı düzeye gelecek yeterlilikle reform gerçekleştirmediğini öne sürdüğü de anımsatıldı.

POLİS ŞİDDETİ SÜRÜYOR

Almanya’da yayımlanan Der Tagesspiegel, Türkiye’de hala polis şiddeti ve işkencesinin sürdüğünü, Hıristiyan azınlığa bazı hakların hala sağlanmadığını ve Ermeni sorunu konusunda görüş bildiren yazarlara suçlu muamelesi yapıldığını yazıyor.
Gazete hükümete dönük olaraksa şu değerlendirmeyi de yapıyor.
’’Başbakan Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki hükümet, şu ana kadar gerçekleştirdiği reformların son durak değil, bir ara durak olduğunu anlamış görünmüyor.’’ Avrupa Birliği’yle müzakerelere başlamanın ’’itaat eden’’ olarak görülen Türk vatandaşlarının, yurttaş olmaları sürecinin yalnızca başlangıcına işaret ettiğini belirten gazete, ’’Eğer bu gerçekleşmezse, o zaman müzakere görüşmeleri başarısızlığa uğrayacak’’ uyarısında bulunuyor.
Der Tagesspiegel, Türkiye’nin çok sayıda alanda, ’’kağıt üzerinde’’ Avrupa standartlarını yakaladığını, ancak, yeni yasaların uygulanması konusunda bürokrasinin güçlü direnişiyle karşılaşıldığını belirtiyor.

Frankfurter Rundschau: Tereddütler artıyor

Almanya’dan Frankfurter Rundschau gazetesiyse, Türkiye’yle müzakerelere başlama kararının zamansız olduğu yönünde artmakta olan tereddütler sezildiğine dikkat çekiyor:
’’Küçük ve barışçı bir kadın gösterisinde ortaya çıkan şiddet, Türk siyasetçilerin Brüksel’de havasını attığı Avrupalı değerlere bağlılıkla ülkenin sosyal gerçekleri arasındaki farklılığı özetliyor.’’ Gazete Avrupa Birliği’nin Türkiye konusundan daha katı bir yaklaşım sergilemesi zamanının geldiğini de savunuyor.