3
Mayıs
2025
Cumartesi
ANASAYFA

Kanadoğlu'ndan AKP'ye uyarı

YARGITAY Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, tarihten ders almayanların aynı olayları yaşayacağını söyleyerek, "Yakın geçmişte iki siyasi parti dini siyasete alet ederek laikliğe karşı geldikleri için ve türbanı savundukları için kapatılmıştır. Siyasi partiler, Anayasa'nın ve yasa hükümlerinen içerisinde faaliyette bulunmak zorundadır. Siz bu zorunluluğu bir kenara bırakıp, laikliğe ilkesine aykırı eylemde bulunursanız, siz kapatılmayı hak edersiniz" dedi.

Anayasa'nın 10'uncu ve 42'nci maddesinde yapılan değişikliklerin aslında doğrudan Anayasa'ya karşı yapılan bir hile olduğunu savunan Kanadoğlu, "Doğrudan sonuç vermeyecek bir çabadır. Değişiklikler ne türbanı doğrudan doğruya serbet bırakacak bir nitelik taşımaktadır ve ne de ana ilke olan, cumhuriyetin temel ilkelerinin de temeli olan laiklik ilkesini arkadan dolanmaya çalışmaktan başka bir şey değildir" diye konuştu.

Atatürkçü Düşünce Derneği Kadıköy Şubesi tarafından Marmara Üniversitesi Haydarpaşa Kampusu'nda düzenlenen `Hukuk ve Siyaset Okulu'na Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ve Bağımsız Cumhuriyet Partisi (BCP) Genel Başkanı eski öğretim üyesi Prof. Dr. Mümtaz Soysal konuşmacı olarak katıldı.

`YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER TÜRBANI SERBEST BIRAKMAZ'

Türban düzenlemesine ilişkin açıklama yapan Kanadoğlu, konuyu hem siyasi iktidar için hem de Türk milleti için `sonu tragedyaya aday bir hukuk komedisi' olarak nitelendirdi. Kanadoğlu, yapılan değişikliklerin türbanı serbest bırakmayacığının altını çizerek, şunları söyledi:"Anayasa'nın 10'uncu ve 42'nci maddesinde yapılan değişiklikler aslında doğrudan Anayasa'ya karşı yapılan bir hiledir. Doğrudan sonuç vermeyecek bir çabadır. Değişiklikler ne türbanı doğrudan doğruya serbet bırakacak bir nitelik taşımaktadır ve ne de ana ilke olan, Cumhuriyet'in temel ilkelerinin de temeli olan laiklik ilkesini arkadan dolanmaya çalışmaktan başka bir şey değildir. Anayasa Mahkemesi, dinsel bir inancı temsil eden ancak laiklik ilkesine kesinlikle aykırı olan bu kıyafet biçiminin üniversitelerde kullanılamayacağını açık bir şekilde belirtmiştir. Onun için bu yapılan değişikler ister yürürlüğe girmeden ister girdikten sonra başörtüsünü veya türbanı üniversitede serbest bırakamazsın.

"TÜRBANLA GİRİŞE İZİN VEREN YÖNETİCİLER

'Kanadoğlu, şu anda bazı üniversitelerde kız öğrencilerin türbanla okula girebilmesi ile ilgili olarak ise "Bu üniversitelerin yöneticiler `görevi kötüye kullanma suçu' işliyorlar. Üniversitelere türban ve başörtüsü sokmamaları gerekir" dedi.

`YÖK BAŞKANI RENGİNİ ORTAYA KOYDU'

Kanadoğlu, konuşmasında YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'ı da eleştirdi. Özcan için, "YÖK Başkanı suç teşkil edeceğini bir an bile düşünmeden rektörlere Anayasa Mahkemesi kararlarını gözardı etmelerini ve bunu uygulamamalarını söyleyecek kadar kendi rengini ortaya koymuştur ve bu kişi bir bakanın `İsterse konuşmasın' sözüne dahi bir alınganlık göstermeden, istifayı düşünmeden, aşağılanmayı göze alacak kadar görevine bağlı olduğunu kanıtlamıştır" dedi. Kanadoğlu'nun bu sözlerini alkışlarla destekleyen izleycilerin bir bölümü de Özcan'ın tavrını protesto etti.

`TÜRBANI BAĞLAMA ŞEKLİ İBARESİ TÜRK YARGISINA KARA BİR LEKE'

YÖK Kanunu'nun 17'nci maddesine `çene altından bağlanır' ibaresinin konulmak istenmesini, Türk hukukuna ve yargısına bir `kara leke' olarak betimleyen Kanadoğlu, bu tarifin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edileceğinden en ufak bir kuşku duymadığını anlattı.Cumhurbaşkanı'nın bu düzenlemenin önüne geldiğinde atacağı adımlar konusundaki ihtimallere değinen Kanadoğlu, "Bir daha görüşülmek üzere TBMM'ye gönderilmesi seçeneğini tercih edeceğini sanmıyorum çünkü tabanına ve kendisini oraya getiren iradeye anlatamaz ve bu nedenle bu tercihi seçemez. Ama ya yaparsa, -keşke- neden keşke çünkü Anayasa'nın uygulanması ve devlet organları arasında uyumu sağlamak görevli Cumhurbaşkanı andına uygun hareket etmiş olur. Bu ihtimali pek kuvvetli görmüyorum" diye konuştu. Kanadoğlu, daha sonra şöyle devam etti:

"TBMM, Anayasa'nın 7'nci maddesi uyarınca Türk milleti adına yasama yetkisini kullanır ama bu yetki sınırsız değildir, değiştirilemez hükümler konusunda bir sınırlama var. TBMM bu konuda herhangi bir şekilde yasama faaliyetinde bulunamaz. Eğer bunun dışında ortaya bir metin çıkmışsa bu metin yok hükmündedir ve bu yok hükmünde olan hükmün, kararın tespiti Anayasa Mahmesi tarafından yapılır."Kanadoğlu, hukuka karşı hileyi önlemenin yargı organın görevi olduğunu belirterek, "Sadece türbanı serbet bırakmak için bu değişikliklerin yapıldığı gerekçelerinde de açıklanmıştır. Bu nedenle inanıyorum ki bu teşebbüs hukuk tarafından boşa çıkarılacaktır" dedi.`

TÜRBAN SORUNU YOK, DİNİN SİYASETE ALET EDİLMESİ SORUNU VAR

Sabih Kanadoğlu, Türkiye'nin bugün birçok sorunla boğuştuğunu dile getirerek, "İşsizlik, yolsuzluk, ekonomik durumun kötüye gitmesi... Bunların üzerine bir şal örtülmesi gerekiyordu, türbanı seçtiler. Türkiye'de türban sorunu yok, Türkiye'de dinin siyasete alet edilmesi sorunu var" diye konuştu.


`TARİHTEN DERS ALMAYANLAR'

Tarihten ders almayanların aynı olayları yaşayacağını söyleyen Kanadoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:"Tarih onlar için tekerrür eder. Yakın geçmişte iki siyasi parti dini siyasete alet ederek laikliğe karşı geldikleri için ve türbanı savundukları için kapatılmıştır. Siyasi partiler anayasanın ve yasa hükümlerinen içerisinde faaliyette bulunmak zorundadır. Siz bu zorunluluğu bir kenara bırakıp, laikliğe ilkesine aykırı eylemde bulunursanız, siz kapatılmayı hak edersiniz."

vatan
Yayın Tarihi : 12 Şubat 2008 Salı 19:52:07
Güncelleme :13 Şubat 2008 Çarşamba 10:00:00


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
huseyin IP: 211.222.184.xxx Tarih : 13.02.2008 09:02:27

ozgurlukler insanlara dogruyu bulmalari icin en kestirme yoldur.o yuzden insanlarin inandigi gibi yasama haklarini elinden alacak hicbir kanun kalici olmamistir basortusu yasagi veya diger inanc ozgurlugunu kisitlayan kanunlarda ya bugun ya daha sonra degisecektir.sayin basbakanimizin ve hukumetimizin sonuna kadar destekcisiyiz.baykal yada kanadoglu gibilerin millete zulmeden adaletsiz dusunceleri millete dayatmaya calisan gecmisteki kin ve nefretle anilan insanlar gibi bu dusuncelerde olan herkes kin ve nefretle anilacaktir ama basbakanimiz ve ayni dusuncede olan bu ulkeye cok hizmetlerde bulunmus devlet buyukleri gecmiste oldugu gibi gelecektede sevgi ve saygiyla anilmaya devam edecektir.


hüseyin gedik IP: 88.241.135.xxx Tarih : 13.02.2008 02:20:58

hiçte hafife alınmayacak kadar mühim ve yerinde bir uyarı buda demek oluyorki yeri ve zamani geldiğinde herkes üzerine düşen görevi yapıyor düşünüldüğü kadar sahipsiz mera değil bu ülke uyarıların dikkate alınacağını ve akabinde atılmak istenen hatalı adımların geri alınacağını umut ederim saygılar hüseyin.


cuibar tekand IP: 85.108.41.xxx Tarih : 13.02.2008 08:20:31

geçti borun pazxarı sür eşşeği niğdeğe siz ne yaparsanız yapın sabih bey halk artık kül yutmaz kül yutmaz siz işinize bakın emekliliğin keyfini çıkarın yoksa biz halk olarak sizin evinizin kapısını kapatırız küstahlık yapmanın alemi yok


mehmet bedir IP: 77.117.212.xxx Tarih : 13.02.2008 09:40:07

bir hukuk devleti ve demokrasinin geregidir.avrupada bile yasak yokken bu yasagi heralde uzaylilar geldi.