19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Kanadoğlu'ndan ilk mesaj

Kanadoğlu’ndan anlamlı mesaj 

Evi gün boyu didik didik aranan Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, "Laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti için sonuna kadar mücadele edeceğini" söyledi.


Kanadoğlu, “Türkiye hiçbir zaman dinci bir diktanın yerleşebileceği bir ülke olmayacaktır” dedi.

İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hakkında verilen arama kararının gerekçesinde Ergenekon davası iddianamesinde yer alan tüm suçlamaların yer aldığını söyleyen Kanadoğlu, Danıştay’a yapılan saldırı, Cumhuriyet Gazetesi’ne atılan bombalar ve Ümraniye de ele geçirilen el bombalarının gerekçede yer aldığını belirtti.

Kanadoğlu, konu ile ilgili olarak, “İnsanı rencide edici kırıcı bir suçlamadır” diye konuştu. Kanadoğlu, YARSAV Başkanı ile bazı Yargıtay üyelerinin kendisini ziyaretin ardından, gazetecilere bir açıklama yaptı.

Kanadoğlu, hukukun gecikse bile tecelli edeceğini belirterek, “Türkiye Cumhuriyetini ayakta tutacak olan yargıdır, adalettir” dedi. Bir gazetecinin Genelkurmay Başkanlığı’nda kuvvet komutanlarının toplanması ve Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun yarın toplanacak olmasını hatırlatması ve durumun nereye gideceğini sorması üzerine, Kanadoğlu şunları söyledi:

“Bunu görmesi gerekenler nereye gittiğimizi iyice görmeliler. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Öyle kalmalıdır. Hukuk devletine her yönden yapılan bu saldırıların önüne geçilmelidir. Çünkü adaletsiz bir ülkenin yaşaması mümkün değildir. O ülke bu şekilde davrananların gayretleri içerisinde çöker. Türkiye Cumhuriyeti ayakta tutacak olan mutlaka inanılmadır ki yargıdır.”

Kanadoğlu şöyle konuştu:

“Hukukun üstünlüğü hukukun bu ülkede üstün olması için neredeyse 50 yıl çaba sarf ettim. Hayatım bununla geçti. Hiçbir zaman aklımızdan çıkarılmasın hiçbir yorgunluğa korkuya kapılmadan ömrüm boyunca Mustafa kemal Atatürk milliyetçiliği ve onun yanında ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün yanında olacağım.

Türkiye sonsuza kadar laik, demokratik sosyal bir hukuk devleti olarak kalacaktır. Arama dayanağı cumhuriyet gazetesini bombalamak, Danıştay saldırısını planlamak?
Tabi insanı rencide eden, üzen, kıran bu suçlamadır. Yargı kendi başına bırakıldığı sürece bu sorunu çözecektir. Eğer dışarıdan müdahale edilmezse yargı kendine yardım edecek, kendisini bir silahı olarak kullanılabilecek bir organ olarak görülüyorsa, bu şekilde düşünenler şunu bilmelidir ki, Türkiye hiçbir zaman bir dinci diktanın veya akla gelebilecek bir diktanın yerleşemeyeceği özgür bir ülke olarak kalacaktır. Unutulmamalıdır ki ben bu ülkenin bir zamanlar Cumhuriyet Başsavcısıydım.”

Hürriyet
Yayın Tarihi : 7 Ocak 2009 Çarşamba 20:51:22
Güncelleme :7 Ocak 2009 Çarşamba 21:03:16


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
ahmet IP: 88.245.253.xxx Tarih : 7.01.2009 21:12:58

arkasında fettulahın ipda c nin hizbullahın ve CIA nin olduğu gün gibi açık kişilerin böyle şerefli birini hemde terör suçuyla itham etmeleri düşündürücüdür


kiris n IP: 81.206.105.xxx Tarih : 7.01.2009 23:38:53

Sayin Kanadoglu size katiliyorum. Turkiye Laiktir ve laik kalacaktir.Butun Ulkemize hizmet vermis insanlari susturmaya calisiyorlar. Uyanin kardesim!! Dunya susturamdi bu Turk milletini sizmi susturacaksiniz. Secmen getirdigi gibi goturmesini de bilir. Saygilarimla


gönül aydemir IP: 85.96.143.xxx Tarih : 7.01.2009 22:44:33

Sayın Kanadoğlu,saygın bir hukukçudur.Hukukun dışına çıkmaz.Çıkmayacağından eminim.Ancak,sağlığının bozulmasından endişeliyim.Adalet yerini bulur,ancak;"Geciken adalet adalet değildir."


ElSalud IP: 78.179.185.xxx Tarih : 7.01.2009 22:35:33

Birgün Türkiye'de hukuk ihlalleri ile ilgili bir dev eser yazılırsa, önsözünün Ergenekon olması gerekir. Ülkemizde Danıştay isimli yüksek mahkemenin bir ceza dairesi, daha önce turban konusunda verdiği bir karar nedeniyle bir gerici tarafından basılmış. Suçlu olay yerinde yakalanmış, dizinin dibinde feyz aldığı seyhi deşifre olmuş. Ancak yargılama mehter marşı hızıyla yürütülüyor. Geçen süreçde; kim olduğu ve şu an nerede olduğu mechul bir haham yardımcısı da olabilir, MİT mensubu da olabilir, Hoca Fettullah'ın can ciğer kuzu sarması da olabilir veya gazeteci olduğu da iddia edilen bir tanık ifadelerine dayanılarak ergenekon diye bir dosya derlenmeye başlanır. Hayatlarında biraraya gelmemiş pekçok kişi bir örgüt şeması altına yerleştirilerek, bu dava kapsamında tutuklanırlar. İş adamlarının, emekli askerlerin, siyasi parti liderlerinin, gazetecilerin, öğretim görevlilerinin, sıradan vatandaşlarımızın yer aldığı tutuklular, aylarca neden tutuklandıklarını bile öğrenemezler. İçlerinde neden hapiste can verdiği bilemeyen de çıkar. Atatürk ilkelerini savunanlar, mafia ve uyuşturucu patronlarıyla derin ilişki içindelermiş imajı verilecek şekilde yürütülen yargılama sürecinde, Atatürk değerlerinin toplum gözünde küçük düşürülmesi amaçlanır. Bugün Sabih Kanatoğlu'na yöneltilen iddia oklarıyla, toplum gözünde saygın yeri olan ve ilkelerine sadık bir hukuk adamı çarmıha gerilmeye çalışılmaktadır. Bu noktada karşımızda; devletinin trilyonunu çukkalayıp, hakkındaki kesinleşmiş cezasını önce evinde oturarak çekmesi için yasa çıkartılan sonra da camiye namaza gidemiyorum bahanesiyle  af isteyen, ya da aynı davadan henüz aklanmamış, zamanında kişisel davası için ülkesini, AİHM de mahkemeye vermiş veya bir toplantıda çoşup, insanlarımızı inançları gereği kalkışmaya teşvik edici şiir okuyup yargılanmış, cezaevinde yatmış bir politikacı prototipi yoktur. Bugün evinin aranma nedenini, kırıcı ve rencide edici olarak değerlendiren, ilerlemiş yaşına rağmen "Laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti için sonuna kadar mücadele edeceğini" söyleyebilen cesur ve onurlu bir insan vardır. Kendisine reva görülen hukuk dışı uygulamayı kınıyoruz.