Kaza içine doğmuş

Sibirya'da düşen uçakta hayatını kaybeden Levent Nuri Koçak'ın Ant Yapı tarafından Perm'de yürütülen projenin müdürü olarak görev yaptığı öğrenildi. Üniversiteyi kazanan oğlunun kaydı için Türkiye'ye gelen Koçak'ın 10 yıldır Rusya'da çalıştığı belirtildi. Nuri Koçak'ın oğluna kazadan 1 gün önce Rus uçaklarından korktuğunu söylediği ortaya çıktı. 

Moskova-Perm seferini yaparken düşen yolcu uçağında bulunan Türk vatandaşı Levent Nuri Koçak'ın inşaat şirketi Ant Yapı tarafından Perm'de yürütülen projenin müdürü olarak görev yaptığı bildirildi.

Rusya'da Türkçe yayımlanan ''Turkrus.com'' internet sitesinde yayımlanan haberde, 3 yıldan beri devam eden projenin müdürlüğünü yapan 54 yaşındaki Koçak'ın Türkiye'deki ailesinin yanından döndüğü ve Moskova'dan işine gitmek için bindiği uçakta hayatını kaybettiği kaydedildi.

''BABAM, RUS UÇAKLARINDAN ÇOK KORKTUĞUNU SÖYLEMİŞTİ''

Koçak'ın oğlu Berkin Koçak, İzmir'in Çeşme ilçesine bağlı Alaçatı beldesindeki yazlık evlerinde AA muhabirine yaptığı açıklamada, babasının merkezi İstanbul'da bulunan Ant Yapı İnşaat firmasının Perm şehrinde yürüttüğü konut projesinin sorumlusu olduğunu söyledi.

Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Veterinerlik Bölümü öğrencisi Berkin Koçak, 5 yıldır yurt dışında çalışan babasının yılda 2 kez Türkiye'ye tatile gelebildiğini, ağustos başında yapmak istediği son tatilini ise işleri nedeniyle 3 defa ertelediğini belirtti.
Tatilini tamamlayarak Rusya'ya dönmek isteyen babasının bindiği uçağın düştüğünü öğrendiklerinde ve ölüm haberini aldıklarında buna inanmak istemediklerini ifade eden Koçak, şöyle konuştu:

''Babamı erken kaybetmek bize büyük üzüntü verdi. Babamla son olarak cuma gecesi konuştuk. Bu sırada televizyonda bir uçak kazası haberi vardı. Bunun üzerine babam Rus uçaklarından çok korktuğunu söyledi. Cumartesi sabahı da yanımızdan ayrılarak uçakla Rusya'ya gitti. Uçak kazasının ardından bilgi almakta zorlandık. Tek dayanağımız babamızın şirketi. Hiçbir yetkili bizi arayarak konuyla ilgili bilgi vermedi. Cenazesinin Türkiye'ye getirilmesini istiyoruz ve bu konuda yetkililerden yardım bekliyoruz.''

Kardeşi Baran'ın bu yıl Yaşar Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünü kazandığını, okula kaydını da babasının yaptırdığını anlatan Berkin Koçak, ''Babam, Baran'ın kaydını kendisinin yaptırmasından büyük mutluluk duymuştu'' dedi.

Berkin Koçak, sinir krizi geçiren annesi Aygen ile kardeşi Baran'ın gazetecilerle görüşmek istemediğini belirtti.

MESAİ ARKADAŞLARI ÇOK ÜZGÜN

Mesai arkadaşları, Koçak'ın pazar gecesi şirketin Moskova'daki şantiyesinde bulunduğunu ve saat 01.00'de (TSİ 24.00) hareket edecek uçağa gecikeceği korkusuyla şantiyeden ''apar topar'' ayrıldığını belirterek, ''Söylenecek tek söz var; dünyanın en iyi insanıydı...'' ifadesini kullandılar. Rusya'da 10 yıldır çalışan inşaat mühendisi Koçak'ın daha önce Libya ve Türkmenistan'da görev yaptığı belirtildi.

Koçak'ın mesai arkadaşlarından biri ''Turkrus.com''a yaptığı açıklamada, ''Türkiye'ye tatile gitmişti. Eşi ve iki oğluyla tatil yapmıştı. Ailesi Türkiye'de kalıyordu. Kendisi Türkiye'den yeni dönmüştü ve Moskova'dan Perm'e işbaşı yapmak için gidiyordu. Acımız büyük. Şu an yakınlarını bekliyoruz. Kendisi tüm mesai arkadaşlarının büyük sevgi ve saygı duyduğu, çok değerli bir insandı. Herkesin başı sağolsun'' dedi. Diplomatik görevde bulunan babasının memuriyeti sırasında ABD'de doğan, ilk ve orta öğrenimini de burada gören Koçak, Türkiye'ye hem tatil, hem de üniversiteyi kazanan oğullarından birinin kaydında hazır bulunmak için gittiği öğrenildi.

Koçak ile yıllarca birlikte çalışan başka bir Türk inşaatçı da şunları kaydetti: ''Son derece sempatik, etrafına pozitif enerji saçan, teknik olarak da deneyimlerini etrafıyla her zaman paylaşan son derece değerli bir ağabeyimizdi. Türkiye dönüşü Tuşino'daki şantiyemizde oturmuş, cumartesi gecesi havaalanına gitmeden orada arkadaşlarla sohbet etmişti. Hatta uçağa geç kalacağını düşünüp hafif panik yapmış, şoföre 'Hadi gidelim, geç kalmayalım' demiş. 'Daha çok görüşürüz' diye vedalaşmış herkesle. Memleketi Ankara'ydı. Ama ailesi İzmir'de yaşıyordu. Hala öldüğüne inanamıyoruz...''