19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Kılıçlar Türkçe için çekildi

kabul yerine, Resmî kabul diyen mi ?...

Vak’a yerine, vaka diyerek son “a” sesini uzatan mı ?

Şehir, ilçe isimlerini yanlış söyleyen mi ?

Uzun okunacak ünlü sesi kısa, kısa okunacak ünlü sesi uzun okuyan mı ?

Katil ile katili (ikinci katildeki a uzun okunuşludur.) ayırt edemeyen mi ?

Bundan böyle kendimize bir misyon edindik. Türkçe’mizi bizlerden bir kuşak sonrakilere en doğru şekliyle biz öğretmeliyiz ki, onlar da kendilerinden sonra gelen kuşaklara en doğru biçimiyle iletebilsinler.
Bunun için de, bu işi kendine meslek edinmiş, yıllarını konuşarak, dilimizin inceliklerini araştırarak geçirmiş, birer spiker, sunucu, programcı olabilmek için yıllar önce Türkiye’nin en büyük ustalarından eğitim almış, yıllarca TRT Radyo mikrofonlarında ve Televizyon ekranlarında yaptığı haber ve programlarla kamuoyunun yakından tanıdığı, laik ve demokratik cumhuriyet ilkeleriyle, Atatürk ilke ve inkılaplarına yürekten inanmış kişiler olarak “Savaşa, ülkeleri almak, işgal etmek için değil, dilimizi kurtarmak için varız”

’Türkçe’yi 29 harfle konuşmak artık mümkün değil. Gelin Alfabeyi değitirip anadilimizi kurtaralım. Bu davet bizim’ diyen Gülgûn Feyman, Bülent Özveren ve Dr. Atillâ Sarıkayalı herkesi dili kurtarmaya çağırıyor.

Üç ünlü sunucu: Onlar Türkçeyi en güzel kullanan insanları tanıdılar, onlardan çok şey öğrendiler ve öğrendiklerini en güzel kullanımla günümüze taşıdılar.

Ama bayraktarlığını yaptıkları bir dilin göz göre göre katledilmesini, dilim dilim doğranırcasına parçalanmasına daha fazla gönülleri razı olmayınca harekete geçmeye karar verdiler. Türkçe kurtarılmalıydı... Ama nasıl? Bunu belirlemek için Kuş Dili Eğitim Merkezi’nde yarın önemli bir toplantı yapmaya ve buna ilgi gösteren herkesi, kendini Türkçe dostu olarak gören her ismi bu topantıya çağırmaya karar verdiler:

"Türk dilinin içine düştüğü kaostan bir an önce kurtarılmasını hedeflemek, ana dilimize, konuşma sanatına ve onon geleceğine kalıcı bir katkıda bulunabilmek, dilimizin düzgün. anlaşılabilir ve doğru kullanılmasını sağlamak amacıyla, bilgi, görgü ve deneyimlerimize dayanarak aşağıda imzası bulunan bizler, geç kalınmış bir hareket için balatabilmek için:
’TÜRK ALFABESİNRDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI’ konusundaki görüşlerinizi, girişimlerinizi ve bu konuda daha önce hazırladığımız ortak deklarasyonumuzu 23 EYLÜL PERŞEMBE günü SAAT 11:00’da KUŞDİLİ EĞİTİM MERKEZİ’nde düzenleyeceğimiz bir basın toplantısı ile ilgili kurum, kuruluş ve kamuoyuna açıklamayı kaçınılmaz bir vatan görevi olarak gördüğümüzü önemle ifade etmek isteriz.

Bu girişime ilgi göstereceğinize ve destek vereceğinize yürekten inandığımızı belirtir, saygılar sunarız’

Peki bu çağrıya niçin gerek görüymüştü ve kimlerin ne yapması isteniyordu?
Dr. Attilâ Sarıkayalı bu konudaki görüşlerini HABER7.COM’a açıkladı ve şunları söyledi:

"Türkçe’nin kurtarılması için en önemli şart Türk Alfabesi’nin kurtarılması ve geliştirilmesidir. Mevcut hali ile Alfabe, Türkçe’yi düzgün kullanım ve telafuza yetmemektedir. Hala yazdığımız zaman bunun hâlâ mı, yoksa hala mı olduğu belirsiz kalmaktadır. Yine rakip örneğinde olduğu gibi rakibi mi, râkibi mi kast ettiğimiz belirsiz. Oysa birinde biniciden, diğerine hasımdan söz ediyoruz. Yani fonetik açıdan Türkçe’de mevcut durum tam bir katliamdır. Bunun önlenmesi gerekmektedir.

Bunun da ötesinde Türkçe’nin bozuk kullanımı, anlamsız cümleler yığını haline gelen bir iletişim çabası ve yabancı kelimelerin esaretinde olan bir dil bugün günlük hayatımızda Türkçe’nin yerine geçmektedir. Türkçe’yi kurtarmak ve yeniden günlük hayattaki yerine oturtmak zorundayız.

Güzel Türkçe konuşturmak için açılan kurslarda bile işinin ehli olmayan ve Türkçe’yi layıkıyla kullanamayan yüzler görmlek üzücüdür.

Daha iki gün önce Türkçe’inn kullanımınının çok bozulduğunu ve kurtarılması gerektiğine sayın Cumhurbaşkanımız da dikkat çekmiş ve konunun önemini vurgulamıştır. Biz bunmun için daha önce harekete geçmiş ve basında göre yapan genel yayın yönetmenleri, haber müdürleri, köye yazarları ve programcılara geçtiğimiz bir deklarasyon ile bu tehlikeyi bitirmeye herkesi davet etmiştik.

Bunun için öncelikli olarak üniversitelerden, Milli Eğitim Bakanlığından, RTÜK’ten, basından, kısacası bu konuda kendisini sorumlu hisseden herkesten yardım ve destek bekliyoruz. Bu yüzden herkesi yarın yapılacak olan toplantımıza katılmaya çağırıyoruz"
kenthaber
Yayın Tarihi : 22 Eylül 2004 Çarşamba 16:08:21


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?