KKTCde Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, görevini, 17 Nisan seçimlerinde Cumhurbaşkanı seçilen ve bugün Cumhuriyet Meclisinde yemin eden Mehmet Ali Talata devretti.
Denktaş, devir teslim töreninde yaptığı konuşmada, bugün Kıbrıs Türkleri açısından yeni bir dönemin başladığını belirterek, Tarihi bir gün yaşıyoruz dedi.
Cumhurbaşkanlığı görevini devralmak üzere Cumhurbaşkanlığına gelen Talat, askeri törenle karşılandı.
Denktaş, eşi Aydın Denktaş ile birlikte, Talat ve eşi Oya Talatı Cumhurbaşkanlığı kapısında karşılayarak, yarım saat süren bir görüşme yaptı.
Görüşmenin ardından İstiklal Marşı okundu. Denktaş ve Talatın biyografilerinin okunmasından sonra Denktaş veda, Talat da teşekkür konuşması yaptı.
Cumhurbaşkanlığı forsu, Talat tarafından Denktaşa takdim edildi. Talat ve Denktaş, tören kıtasını birlikte denetlediler. Cumhurbaşkanı Denktaş, Allahaısmarladık asker diyerek Cumhurbaşkanlığına veda etti.
Talat ve eşi, Denktaş ve eşini birlikte Cumhurbaşkanlığından konutlarına uğurladı.
Denktaş, konuşmasında, yeni Cumhurbaşkanı Talata Bir bakıma şanslısınız diyerek, halkın Talatı, Rumların 2005 yılını EOKA yılı ilan ettiği bir dönemde Cumhurbaşkanı seçtiğini belirtti. Denktaş, Siz bu açıdan şanslısınız ki halkımız, yeni bir değerlendirme yapacak duruma gelmiştir dedi.
Halkının yıllarca kendisine güvendiğini ve destek verdiğini, bugün 21 yaşında bir devleti yeni cumhurbaşkanına güvenle verdiğini kaydeden Denktaş, yeni cumhurbaşkanının görevinin, devleti ve cumhuriyeti yüceltmek olduğunu söyledi. Denktaş Biz kendisine bu zor görevde yardımcı olacağız dedi.
Rum Yönetimi lideri Tasos Papadopulosa da seslenen Denktaş, barış yolunu açmasını ve Talatın iyi niyetini suiistimal etmemesini istedi. Denktaş, Papadopulosa Seni barış yolunda Talat ile el ele görürsek memnun oluruz dedi.
"SORUMLULUĞUMUZ BÜYÜK"
Mehmet Ali Talat, tarihin gel-gitli sularının akışını değiştirmek için omuzlarına büyük bir sorumluluk yüklendiğini ifade ederek, Bana bu sorumluluğun neden verildiğinin bilincinde olarak halkıma hizmet etme sözü ve amacıyla göreve geliyorum dedi.
Talat, Cumhurbaşkanlığındaki devir teslim töreninden sonra yaptığı teşekkür konuşmasında, Kıbrıs Rum halkına barış, dostluk ve kardeşlik elini uzattıklarını ve ısrarla uzatmaya da devam edeceklerini bildirdi. Bugünün Kıbrıs tarihinde yeni bir dönemin açıldığı çok özel bir gün olduğunu ifade eden Talat, bugünün yeni cumhurbaşkanının resmen göreve başlamasının yanında, Kıbrısta Annan Planı ile ilgili olarak yapılan referandumun da birinci yıldönümü olduğunu hatırlattı.
Mehmet Ali Talat, bugünün kendi hayatında da olağanüstü bir gün olduğunu belirterek, şöyle konuştu: Kıbrıs Türk halkı tarafından ilk turda Cumhurbaşkanlığı görevine getirilmiş olmaktan büyük mutluluk duyuyor ve gösterilen güven için yürekten teşekkür ediyorum. Bu aynı zamanda zorlu bir an, çünkü tarihin gel-gitli sularının akışını değiştirmek için, omuzlarıma büyük bir sorumluluk yüklendi. Bana bu sorumluluğun neden verildiğinin bilincinde olarak halkıma hizmet etme sözü ve amacıyla göreve geliyorum.
Görevi devraldığı KKTCnin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaşa, topluma verdiği hizmetlerden dolayı teşekkür eden Talat, Sayın Denktaşın çalkantılı ve zor dönemlerdeki uzun ve yoğun çalışmalarını, toplumsal varoluşumuz için yapmış olduğu katkıları tarih yazacaktır. Kendilerine yaşamlarının geriye kalan döneminde mutluluk ve sağlık diliyorum dedi.
Kıbrıs Türkünün dünyayla kucaklaşma arzusunu son yıllardaki seçimlerde ve referandumda dile getirdiğini kaydeden Talat, konuşmasına şöyle devam etti:Kıbrısta yaşayan insanlar kıyılarımıza çarpan dalgaların sesini hep dinleye gelmişlerdir. Denizin sesi, bir yandan bize bir adada yaşamakta olduğumuzu hatırlatırken, bir yandan da kalbimize ve aklımıza seslenip, hiç kimsenin yapayalnız bir ada olamayacağını söylüyor. Denizcilerin, binlerce yıldır işittiği dalgaların sesi dünyaya açılmaya bir çağrıdır. Denizin, yeni ufuklara doğru bir geçit olduğunu izolasyon altında yaşamanın mümkün olamayacağını biz kendi tarihimizden biliyoruz.
TÜRK HALKINI İZOLE ETMEK ADALETLE BAĞDAŞMAZ
Dünyayla kucaklaşma arzusunu ve uluslararası adalet ilkelerine bağlılığını, son yıllarda yapılan her seçim ve referandumda tekrar tekrar dile getiren Kıbrıs Türk halkını izolasyon altında yaşatmak adaletle bağdaşamaz. Artık bu konuda vaatlerde bulunmak yetmiyor, uluslararası toplum Kıbrıslı Türklerin barış, demokrasi ve kardeşlik içinde dünya ile bütünleşmek için gösterdiği iradeye hemen fiili uygulamalarla cevap vermelidir. Çünkü bu halk dünyadan kovulmayı ve cezalandırılmayı değil, tersine kucaklanmayı ve onurlandırılmayı hak ettiğini kanıtlamıştır.
İşte biz buradayız; tarihsel dönemlerin, geniş coğrafyaların birbirleriyle kavuşma noktası olan Kıbrısın kuzeyindeyiz. Binlerce yıl doğudan ve batıdan gelen uygarlıklara vatan olmuş bir adadayız. Kıbrıslı Türklerin, Kıbrıslı Rumların ve azınlık gruplarının ortak tarihsel mirasını, çocuklarımızın ortak geleceğini gözeterek AB içinde yeni bir Kıbrıs yaratmak üzere olduğumuz bir dönemeçteyiz.
Talat, Kıbrıs Türk ve Rum halklarının geçmişin öğrettiklerini ve gelecek yüzyılın beklentilerini iyi okuması gerektiğini ifade ederek, şöyle devam etti: Avrupalı olmak demek, ABye kağıt üzerinde üye olmak demek değildir. AB üyeliği demek ayrımcı, ırkçı, otoriter ve uzlaşmaz politikaların diğer toplumlara, hele kendi ülkesindeki bir başka halka dayatılması için, uluslararası bir araç elde etmek demek değildir. Kıbrıs Rum toplumu lideri Papadapulosun Kıbrıs Türkünü, ada üzerindeki ortaklık ve eşitlik haklarından mahrum edip, tarihten silmek niyetiyle dile getirdiği Avrupalı çözüm, ne Avrupalıdır, ne de çözümdür. Papadopulosun izlediği uzlaşmazlık politikası sadece Kıbrıslı Türkler ile Kıbrıslı Rumların barış içinde yaşabilmesine değil, ama Kıbrıs ile Avrupanın ve dünyanın barışmasına da engeldir. Kıbrıslı Türkler tarihin esiri olmak yerine yeni bir tarihin yaratıcısı olmaya karar verdiler. Şimdi Kıbrıslı Rumları da tarihi birlikte yazmaya çağırıyorlar. Beni bu barış çağrısını yapmam için görevlendirdiler.
RUM HALKINA ÇAĞRI
Kendi kaptanlarının yanlışları nedeniyle fırtınaya tutulan Kıbrıs Rum toplumunu, dev dalgaların yutması için oldukları yerde terk etmeyeceğiz diyen Talat, sözlerini şöyle sürdürdü: Hepimiz aynı gemideyiz. Kıbrıs Rum halkına barış, dostluk ve kardeşlik elini uzatıyoruz, ısrarla uzatmaya da devam edeceğiz. Onları ortak vatanımız Kıbrısın çıktığı yolculuğu birlikte sürdürmeye ikna edinceye kadar her iki toplumun siyasi eşitliğine dayalı adil ve kalıcı bir çözüm çağrımızı tekrarlayacağız.
Talat, Kıbrısın garantör ülkeleri Türkiye, Yunanistan ve İngiltereye BM Genel Sekreteri gözetimindeki çözüm çabalarını desteklemeye devam etmeleri için yaptığı çağrıyı tekrarlayarak, Kıbrıslı Türklerin haklarını koruyacak kuzey yarısıyla da AB üyesi olacak bütünleşmiş bir Kıbrısın kurulması için üstümüze düşen iyi niyeti göstereceğiz. Bunun için Genel Sekreterin Rum tarafına yönelik taleplerinin karşılanarak görüşmelere başlanabilmesi için uluslararası toplumun, ABnin ve dünya devletlerinin daha aktif olmalarını, Kıbrıslı Türklerin tecridini sona erdirmelerini bir gereklilik olarak görüyoruz dedi.
Kıbrıs sorununa bulunacak çözümün BMyi meşgul eden Ortadoğu ve Balkanlardaki sorunlar başta olmak üzere tüm dünyadaki barış arayışlarına umut ve ivme kazandıracağını kaydeden Talat, daha sonra şunları söyledi: "Çünkü adamızı saran deniz, bizi dünyanın üç kıtası ile ayırmıyor, birleştiriyor. Türkiye ile kader birliğimizi tekrar tekrar vurguluyor. İyi ve kötü günümüzde hep yanımızda bulduğumuz Türkiye Cumhuriyetine gösterdiği sınırsız destek ve dayanışma için halkımız adına teşekkür etmeliyim. Atatürkün Yurtta Sulh, Cihanda Sulh ve Muasır Medeniyet Seviyesine Ulaşma ilke ve hedefleri ile AB üyeliğine yürüyen Türkiye, Kıbrıs Türkünün en güvenilir dayanağı olmaya devam edecektir. Tarihin açık denizlerindeki yolculuğumuz sürecektir.
AA
Yayın Tarihi :
25 Nisan 2005 Pazartesi 01:04:29
Güncelleme :25 Nisan 2005 Pazartesi 01:06:54