19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Kriz, sadece fakiri vurmamış!

Dünya Varlık Raporu, dünyada "Varlıklı Kişiler"in nüfusunun bir yıl öncesine göre yüzde 14,9, "Ultra varlıklı kişiler"in nüfusunun ise yüzde 24,6 azaldığını ortaya koydu.

Merrill Lynch Küresel Varlık Yönetimi ve Capgemini tarafından yayınlanan 13. Yıllık Dünya Varlık Raporu, 2008'deki bir yıl süren olağanüstü dalgalı döneminin ardından dünyada "Varlıklı Kişiler"in nüfusunun bir yıl öncesine göre yüzde 14,9, "Ultra varlıklı kişiler"in nüfusunun ise yüzde 24,6 azaldığını ortaya koydu.

Merrill Lynch Küresel Varlık Yönetimi ve Capgemini tarafından yayınlanan 13. Yıllık Dünya Varlık Raporuna göre, nüfuslarındaki azalış paralelinde varlıklı kişilerin varlıkları da yüzde 19,5 oranında bir erimeyle 32,8 trilyon dolara geriledi.

Bu benzeri görülmemiş düşüşler gerek varlıklı kişiler nüfusunu ve gerekse de varlıklarını 2005 yılı sonundaki seviyelerinin de altına indirerek, 2006 ve 2007'deki iki yıllık güçlü büyümeyi silip yok etti.

Ultra varlıklı kişiler, finansal varlık açısından tüm varlıklı kişiler nüfusundan çok daha kapsamlı kayıplara maruz kaldılar. Ultra varlıklı kişilerin nüfuslarındaki küçülme paralelinde grubun varlık toplamı da 23,9 trilyon dolara düştü.

Capgemini Küresel Finansal Hizmetler Murahhas Azası Bertrand Lavayssiere, bu yılın Dünya Varlık Raporu'nun önceki yıllardaki raporlardan farklı olarak belirgin bir kaymayı ortaya koyduğunu belirterek, "Bir yıl süren kayda değer boyuttaki volatilite sonrasında varlıklı kişilerin aktivitelerinde ve önceliklerinde bir kayma görüyoruz. Ekonomik belirsizlik dönemlerinden ustaca geçmek konusunda yardımcı olmak ve çok daha ileri tarihlere uzanacak ilişkiler kurmak suretiyle müşterilerin artan kaygılarını anlayan ve etkili olarak cevap veren varlık yönetimi firmaları ve yatırım danışmanlarına bugün fırsatlar açıktır" dedi.

Rapora göre, küresel varlıklı kişiler nüfusunun büyük bölümü halen Kuzey Amerika, Asya ve Avrupa gibi belirli bölgelerde yoğunlaşmış durumda. Listenin en tepesindeki 3 ülke ABD, Japonya ve Almanya, 2008 yılı itibariyle dünyadaki toplam varlıklı kişiler nüfusunun yüzde 54'üne sahip - bu rakam, 2007 yılındaki yüzde 53,3'e göre küçük bir artışı ifade ediyor.

Çin'in varlıklı kişiler nüfusu da Birleşik Krallık'ınkini geçerek dünyanın en büyük dördüncü varlıklı kişiler nüfusu oldu. Hong Kong'un varlıklı
kişiler nüfusu da yüzde 61,3'lük küçülme oranıyla en büyük yüzde kaybına uğrayarak 37 bin kişiye indi.

ABD'nin varlıklı kişiler nüfusu yüzde 18,5 azaldıysa da, 2,5 milyon varlıklı kişi nüfusuyla ve toplam küresel varlıklı kişiler nüfusunun yüzde 28,7'sine tek başına sahip olarak ABD halen dünyanın en büyük varlıklı kişiler ülkesi olma özelliğini koruyor.

Avrupa'daki varlıklı kişiler nüfusundaki azalışlar ülkeden ülkeye değişiyor. Örneğin; Fransa'daki küçülme oranı yüzde 12.6 iken Almanya'da bu oran sadece yüzde 2,7. Asya-Pasifik bölgesindeki varlıklı kişiler nüfusunun yüzde 50'sinden fazlasını barındıran Japonya'daki varlıklı kişiler nüfusunda görülen yüzde 9,9'luk orta düzeyde düşüş, Hong Kong'taki düşüş karşısında belirgin bir kontrast sergiliyor. Bu güçsüz etki Japonya'nın makroekonomik büyüme hızındaki yavaşlamanın 2007 yılında başlamış olmasına bağlanıyor.

Küresel ekonomi düzeldikçe varlıklar büyüyecek

Genelde varlıklı kişilerin, finansal varlıklarını yılda yüzde 8,1 oranında büyüterek 2013 yılında 48,5 trilyon dolara çıkarması bekleniyor. Kuzey Amerika ve Asya-Pasifik bölgelerinin bu varlık büyümesinde lokomotif rolü oynayacağı öngörülürken, Asya-Pasifik'in de 2013 yılında Kuzey Amerika'yı geçeceği düşünülüyor. ABD'deki tüketici harcamalarının artırılması ve şimdiden tüketici talebinde yeni bir artış yaratan Çin'in ekonomideki otonomiyi genişletmesi, bu bölgelerin yararına olacak.

Rapora göre, 2008 yılında varlıklı kişiler dünya genelinde hisse senedi risklerini azalttılar ve varlıkları arasındaki daha güvenli ve basit yatırımların payını artırdılar. Sabit getirili yatırımlara, nakit ve likit varlıklara daha fazla gelir ayırdılar. Bunun yanı sıra küresel varlıklı kişiler, portföylerindeki gayrimenkul yatırımlarının ağırlığını 2007 yılına göre yüzde 4 artışla yüzde 18'e çıkardı.

Nakit bazlı yatırımların oranı da, 2006 yılındaki yüzde 7 düzeyinden genelde portföylerin yüzde 21'ine çıkarak önemli ölçüde artmış oldu. Tasarruf oranlarının geleneksel olarak yüksek olduğu Japonya, yüzde 30'luk nüfus oranıyla nakit bazlı yatırımlara yönelen en büyük varlıklı kişi nüfusuna sahip. Buna karşılık Kuzey Amerika'daki varlıklı kişiler, toplam portföylerine oranla en düşük nakit veya mevduat miktarına sahipler - bu rakam 2007 yılındakine göre yüzde 3 artarak yüzde 14'e çıktı.

Türkiye'deki yüksek varlıklı kişi sayısı dünya trendine uydu

Türkiye'deki yüksek varlıklı kişi sayısı 2008 yılında yüzde 29.2 oranında azalarak 47.6 bin kişiden 33.7 bin kişiye düştü. Bu net değişimi, 2008 yılında GSYİH artış hızının azalarak yüzde 1.1'e düşmesi, İMKB piyasa değerinin yüzde 58.7 oranında azalması, konut fiyatlarının yüzde 15-yüzde 40 oranında azalması olumsuz yönde etkilerken, Merkez Bankası'nın dikkatli şekilde para politikasını gevşetebilmesi ve süregelen altyapı reformlarının rekabeti ve yabancı yatırımları teşvik etmesi olumlu yönde etkiledi.

Merrill Lynch Türkiye Genel Müdürü Kubilay Cinemre raporun açıklandığı toplantıda yaptığı konuşmada, "Geçen yıl değer koruma hakimdi değer artışı değil. Güvenli bir liman olmayınca varlıklı kişilerin portföylerinde önemli miktarlarda nakit kaldı. Piyasalar toparlandıkça bu kişiler stratejilerini yeniden ayarlayacaklar ve ilerde önlerine çıkacak yeni gelişen fırsatlara yatırım yapacaklar" dedi.

Toplantını ardından basın mensuplarını sorularını da yanıtlayan Cinemre, 2008 yılında Capgemini ile yaptıkları "Varlık Araştırması" sonuçlarından bir tanesinin de özellikle "insanların tutku harcamaları" diye nitelendirilen lüks tüketim malzemelerinden iyi yaşama kadar varan kategorilerde davranış değişikliğini anlayacak soruları sorduklarını belirterek, "Bu sorulardan çıkan sonuç insanlar lüks tüketim kalemlerindeki harcamalarını geçen seneye göre değiştirmiş durumdalar" dedi.

Bank Of America'nın Merrill Lynch ile birleşmesinden sonra Türkiye olan taahhüdünün değişmediğini ifade eden Cinemre, "Sabit getirili menkul kıymetlerden hisse senedine yatırım bankacılığına kadar geçtiğimiz 3 sene içerisinde lokal olduktan sonra bütün faaliyet alanlarımızda faaliyetlerimizi artırarak devam ettireceğiz" diye konuştu.

Cinemere, "Bizim lider olduğumuz alanlar var, bir de liderliği yakalayamadığız alanlar var. Lider olduğumuz alanlardan biri, hisse senedi aracılık. Hem 2008 ve 2009 yılında en çok aracılık yapan kuruluş biziz. Yatırım bankacılığı hizmetlere baktığımızda, piyasadaki daralma bizim faaliyetlerimizi etkiliyor. Halka açılmalarda ve borç haraçlarında piyasa açılır açılmaz orda da piyasa artırmak ve liderlik arzumuzun çok kuvvetli olduğunu göreceksiniz" şeklinde konuştu.

Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası (VOB) hisse senedi piyasasında yabancılar arasındaki paylarının 2009 yılında Mayıs ayında 16.5 civarında olduğunu kaydeden Cinemre, "Bu rakamı aynı farkları koruyarak yüzde 20 götürmek istiyoruz. VOB'da biraz geç başladık. 2008 yılının ikinci yarısında başladık. Oradaki hedefimiz de borsadaki nakit piyasadaki piyasa payımızı aynı şekilde VOB'da tekrarlamak. Aynı şekilde şirket evlilikleri hem hisse bono ıharcında hem burada olsun geçmiş 3 senedeki başarırımız devam ettirmek" dedi.
 

...
Yayın Tarihi : 24 Haziran 2009 Çarşamba 17:55:29
Güncelleme :24 Haziran 2009 Çarşamba 17:59:37


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?