Cem Garipoğlu'nun ifadeleri, nekadar indirim hakkı varsa hepsinden yararlanmak için kusursuz bir senaryo şeklinde...
Vatan gazetesinin haberine göre Garipoğlu’nun ifadesi, TCK’da indirim sağlayan maddelerden yararlanmak amacıyla hazırlanmış izlenimi yarattı. Mahkeme, Garipoğlu’nun ifadesindeki gibi cinayeti ağır tahrik altında işlediğine inanırsa ceza 2 yıl 4 aya kadar inebilecek.
İddianamede, Cem Garipoğlu hakkında “Canavarca bir hisle tasarlayarak adam öldürmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Ancak 18 yaşından küçük olması nedeniyle cezası 18-24 yıla indi.
1. Senaryo: Eğer mahkeme heyeti, Cem Garipoğlu hakkında hiçbir indirim uygulamazssa Cem Garipoğlu, üçte iki oranında indirim öngören infaz yasasına göre en az 12, en fazla ise 16 yıl cezaevinde kalacak.
2. Senaryo: Mahkeme Garipoğlu hakkında “iyi hal” maddesi işletirse cezası en az 15 yıl, en fazla 20 yıla inecek. İnfaz yasası da uygulandığında en az 10 yıl en fazla 13 yıl cezaevinde kalacak.
3. Senaryo: Hem iyi hal hem de dörtte bir oranında “Ağır Tahrik” indirimi hem infaz yasasını uygulanırsa Garipoğlu, en az 7 yıl 4 ay, en fazla 10 yıl cezaevinde kalacak.
4. Senaryo: Mahkeme hem iyi hal hem de dörtte iki “Ağır Tahrik” indirimini ve infazı uygularsa Garipoğlu, en az 5 yıl 1 ay en fazla 6 yıl 6 ay cezaevinde kalacak.
5. Senaryo: Yargılama sonunda hem iyi hal hem de “Ağır Tahrik” indirimini dörtte üç oranında uygulanırsa ve üçte iki oranında cezayı indiren infaz yasası uygulanırsa Garipoğlu, en az 2 yıl 4 ay en fazla 3 yıl 4 ay cezaevinde kalacak.
DURUŞMA OLAYLI GEÇTİ
Ve tam 11 aydır beklenen duruşma sonunda gerçekleşti... Lise öğrencisi Münevver Karabulut’un başını keserek cesedini çöp konteynerine atıp kayıplara karışan, 197 günün sonunda polise teslim olan Cem Garipoğlu, Bakırköy 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün hâkim karşısına çıktı.
Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’nde yatan Garipoğlu, dün saat 10.20 sularında yoğun güvenlik önlemleri altında cezaevi aracıyla adliyeye getirildi ve kendisini bekleyen basın mensuplarına gösterilmeden içeri alındı.
Birkaç dakika sonra Münevver’in annesi Nagihan ile babası Süreyya Karabulut görüldü. “En çok hangi sorunun cevabını merak ediyorsunuz?” sorusuna Baba Karabulut, “Cinayetin nedeni, niçini ve sanığın 197 gün ortalıktan nasıl kaybolduğunun yanıtını merak ediyorum” dedi.
Garipoğlu ve avukatı protesto edildi Garipoğlu duydu mu bilinmez ama adliye sarayı çevresinde bazı protesto gösterileri de oldu. Önce Garipoğlu’nun avukatı Aytekin Kaya nasibini aldı tepkilerden; adliyeye adım atar atmaz Karabulut’un arkadaşları tarafından “Adalet parayla satın alınmaz” sloganlarıyla karşılandı.
Saatler duruşma saati 10.30’u gösterdiğinde Bakırköy 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde salon boş, dışarıda içeri girebilmek için birbirini ezen gazeteciler hazırdı. Arka kapıdan içeri alınan Garipoğlu’nun ardından mübaşir, baba Süreyya Karabulut, anne Nagihan Karabulut, kardeş İbrahim Enver Karabulut ile avukatları çağırdı...
Herkesin gözü Garipoğlu’nun üzerindeydi. Kilo aldığı gözlenen Garipoğlu ise son derece “silik”ti. Sesi zor duyuluyor, etrafını saran jandarmalardan yüzü zor görünüyordu. Hâkim tarafından sık sık daha yüksek sesle konuşması konusunda uyarıldı. Sorulara çoğunlukla “Hatırlamıyorum” diye yanıt verdi.
Duruşma boyunca kollarını müşteki masasına dayayıp başını avuçlarının arasına alan Nagihan Karabulut ise, gözlerini Garipoğlu’ndan ayırmadı. Kimlik tespitinin ardından Garipoğlu ifade vermeye başladı.Karabulutların avukatı Rezan Epözdemir, jandarmaların sanığın mimiklerini görmesine engel olduğunu söyledi. Ve hâkimin talimatıyla etrafı açılan Garipoğlu, salondaki yerini almış oldu.
KARDEŞ KARABULUT ŞIRNGAYLA CEM'E SALDIRDI
Enver Karabulut şırıngayla saldırdı Cem Garipoğlu, “Olaydan bir gün önce tartıştık. Münevver, erkekliğime laf ederek ‘Sen ne biçim erkeksin’ dedi” diye konuştu. Bu sözler üzerine Karabulut’un kardeşi İbrahim Enver Karabulut, yerinden fırladı, “Yalan söylüyorsun. Seni öldüreceğim, kafanı keseceğim” diye bağırmaya başladı. Bu sözler üzerine salon karıştı.
Enver Karabulut bir anda ortaya çıkardığı içi sıvı dolu plastik bir şırıngayı püskürterek Garipoğlu’nun üzerine attı. Sıvı Garipoğlu’ndan sekip jandarma, polis ve gazetecilerin üzerine geldi. Enver Karabulut’u polis etkisiz hale getirirken, jandarma Garipoğlu’nu dışarı çıkardı.
Enver Karabulut aynı adliyede nöbetçi savcının önüne getirildi. İfadesinde şırıngayı boynuna sarılı atkısına gizleyerek adliyeye soktuğunu söylediği öğrenilen Enver Karabulut, “sıvının niteliksiz” olması gerekçesiyle savcılıkça serbest bırakıldı. Şırınganın içinde önce nitrik asit (kezzap) olduğu öne sürüldü, baba Karabulut ise “idrar” olduğunu söyledi. Akşama doğru sıvının tuz ruhu yani bir temizlik maddesi olduğu ortaya çıktı.
Epözdemir’in 4 sorusuna “Hatırlamıyorum” diyen Garipoğlu, “amcası Hayyam Garipoğlu’nun aracıyla nereye gittiği”nin sorulması üzerineyse, “Amcamı en son olaydan 15 gün önce gördüm. Aracı hatırlamıyorum ama amcam yoktu” diye yanıt verdi. Avukat Kaya, Garipoğlu’nun akli ve ruhi dengesinden şüphe ettiğini belirterek, rapor alınması talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti, dava dosyasının, Garipoğlu’nun anne ve babasının da aralarında bulunduğu 6 sanık hakkında 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan dava dosyasıyla hukuki ve fiili bağlantısı bulunduğu gerekçesiyle birleştirilmesine karar verdi.